Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şiir, hakîkâtten sapmış, kompozisyon olmuştu.
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
"Sırt Çantası Taşıyan Venüsler"
"Sırt çantası taşıyan bir Venüs" olarak kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. Neden böyle yazdığımı belirteceğim. Ama bunun için önce okurken sinirimi bozan noktalardan bahsetmeliyim: Daha ilk sayfalarda okul müfredatındaki kompozisyon konusundan bahsediliyor ve konu "sömürgenin iyi olup olmaması" değil, "neden sömürge olmalı?" konusu, devamında ise beyazın üstünlüğü vs. tartışılıyor. Diğer bir nokta ise kitaptaki bir karakterimiz artık okula gidip eğitim alan genç kızlar hakkında "sırt çantası taşıyan venüsler hiç çekici değil" gibi bir cümle kuruyor. Bu sebeple başlığı böyle seçmek istedim :) Kitabın konusu Nazi Almanyası... İlk sayfalarda Nazi Almanyasını ve bu dönemde yetiştirilen çocuklar eleştirilirken kitap bir anda heyecanlı bir polisiyeye dönüşüyor. Tabi vermek istediği mesajdan kopmadan yapıyor bunu. Bu sayede bir solukta okuyabileceğiniz bir kitap oluyor. Ben kitap grubu vesilesiyle okudum ve çok beğendim. Biraz vaktiniz varsa tek oturuşta bitirebilirsiniz. Kitap sizi içine epey alıyor diyebilirim.
Tanrısız Gençlik
Tanrısız GençlikÖdön Von Horvath · İş Bankası Kültür Yayınları · 20213,095 okunma
Reklam
"..ezginin armoniye üstün olduğunu savunur: şarkı olmadan akorlar kulağa pek hitap etmez, ama akorlar şarkı olmadan da onu tatmin edebilir. Enstrümantal olsa bile, tat veren her türlü müziksel kompozisyon ezgiden ileri gelir, dolayısıyla bunları birbirlerine karşıt olarak görmek yanlıştır."
Elektriğin icadından önce yazılan eserleri mum ışığında okumanın esprisini yapardık. Gereksiz bir antikalık gibi gelebilir kulağa, fakat bir yağlıboya resme mum ışığında baktığınızda, ne kadar iyi aydınlatılırsa aydınlatılsın, resmin normalde olduğundan çok daha farklı bir hal aldığını görürsünüz. Pigmentlerden yansıyan ışıkla, yağla ve resmin bulunduğu odayla bir ilgisi olmasa da baktığınız tablonun yeni bir tabloya dönüştüğünü, gölgelerin hayat bulduğunu söyleyebilirim. Boşluklar genişler ve kişi ortaya çıkan bu yeni boyutun içine girer. Kimi kitaplarda da benzer bir durum oluşur çünkü bir sayfa da aslında çetin bir çizimdir. Kendi ritim ve kompozisyon kuralları dâhilinde ünlü harflerden ünsüzlere doğru akarak, seçilen fonta, kenar boşluğuna, kullanılan kâğıdın kalınlığına, sayfa numaraları sağda veya ortada oluşuna göre ve bunlar gibi sonsuz ayrıntı sonucu ortaya çıkan küçük figürlerin ve satırların oyunuyla harika bir nesne meydana gelir. Baskı ne kadar yeni ve kâğıt ne kadar beyaz olursa olsun, mum ışığında, ona muazzam bir albeniyle değer ve nüans katan bir bakır küfüne boyanır sayfa. Ve patikalar nasıl da bir hazza dönüşür ama...” “Ne patikası?” diye sordum, huzursuzca; doğru duyup duymadığımdan emin değildim. “Bakın, bu eski bir tartışma konusudur. Kimse asıl olay yazarın yeteneğinde mi yoksa baskının güzelliğinde mi, tam emin olamaz. Farklı görüşler vardır fakat pek çok okurun kitabın iyi ve okunmaya değer olup olmadığını anlaması için patikalara bakması yeterlidir.”
Sayfa 55 - Jaguar Kitap
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na göre romanın yazımı
Roman bir hayat tecrübesinin ürünü... muayyen bir mizacın ve şahsi bir görüşün bir sanat eseri halinde tecellisidir... roman yaratıcı muhayyilerin yavrusudur... romanlarım çocukluğumdan beri üzerimde tesir bırakmış vak'aların, insan tiplerinin kendi mizacıma ve kendi hayat telakkime göre hikâye ve tahlilidir. Fakat bundan bir sanat eserinin alelâde bir tabiat ve cemiyet kopyası olduğu manasını çıkarmamalıdır. Demin söylediğim gibi romanın, iyi bir romanın, birinci vasfı, bir şahsiyetin, bir mizacın, bir hayat telakkisinin ifadesi olmaktır. İyi bir romanda tipler, vak'alar, tamamı tamamına hayatta oldukları gibi değil, sanatkarın kafasındaki kompozisyon hususiyetlerine göre şekil ve mahiyet alır... romancı insani unsurları hayattan alıp kendi benliğinin potasında bir nevi kimyevi tahlil ve terkipten geçirerek kalıplara döker.
Sayfa 15
·
Puan vermedi
Kitabın teşekkür kısmını özellikle okudum, Baran Güzel'i tanıyorum, şaşırmadım. Başkasının elinden çıksa üstünde sigarasını söndürecek kadar değersiz bulacağı bu taslağı kitap diye basmış. Bu kitabın bu haliyle iyi olduğunu düşünen Nermin Yıldırım'a da söyleyecek sözüm yok, zaten okuduğum iki romanında kendini tekrar ettiğini düşünmüştüm
Arkada Yaylılar Çalıyor
Arkada Yaylılar ÇalıyorMelikşah Altuntaş · Holden Kitap · 2024319 okunma
Reklam
Aklına geleni yazmak yazı yazmak değildir.
Tarihle ilgili bir kompozisyon söz konusuydu, konuyu çok iyi hatırlamıyorum. Kendimden emin, on beş yirmi sayfa karalayıp takdim ettim. Kâğıtlar geri verildi, yine en iyi numarayı ben almıştım: Yirmi üzerine yedi. Yazdıklarımın dörtte üçü silinmiş, kenarına 'gevezelik, konu ile alakası yok, uyuyor musunuz' gibi iltifatlar döktürülmüştü Dayak yemekten çok daha ağır bir hakaretti bu. Ama ilk cidfi yazı dersi idi. Anladım ki aklına geleni yazmak yazı yaz mak değildir.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: İnsân kendi vatanını kendi inşâ eder. Bu belki önce küçük bir odadır, belki bir evdir, sokaktır, bir mahalledir, bir kıtadır. Yahya Kemal'in bazı şiirlerindeki kompozisyon bize bunu söylüyor. "Vatan inandığımızı yaşayabildiğimiz, kendimizi inşa edebildiğimiz yerdir," diyor kanaatimce.
Sayın yazar Ahlam Hanımın bu dar bakış açısı beni yordu (!)
Muhtemelen maaşı ve hayalleri sınırlı bir memur olmaktan kaynaklanan bu bakış açısıyla mutluydu. Gününü edebi metinleri açıklayarak, eski yazar ve şairlerin hayatını anlatarak, öğrencilerin gramer ve kompozisyon hatalarını düzelterek geçiren bir Arapça öğretmeni ne hayal edebilirdi?
Hayat duygularla çalışılacak ve resmedilecek bir kompozisyon, aynı zamanda mantıklı yazılacak bir rapor gibidir.
Reklam
🍀 Ben sapyoseksüel bir insanım. Benimle konuşurken mesajınızı lütfen kompozisyon edasında yazınız. 😁 Özellikle de, -de ekini ve soru eklerini ayrı yazınız. Beni kendinizden soğutmayınız. Yazımında imla hatası gördüğüm birinin içini merak etmiyorum. 😁 🌿🌿🌿
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
53 günde okudu
Kitabı her okuduğumda beni silkeleyip kendime getirdi. Bu kitabı bizlere sunduğu için Ahmet Özhan efendiciğime içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum. Okuduğum sadece bir otobiyografi değildi, kafamda olan sorulara ve oluşabilecek soruların çoğuna cevap da aldım aynı zamanda. Ne zaman nefsani düşüncelere kapılsam, yanlış davranışlarda bulunup bunun yanlış olduğunun farkına varamayacak kadar normalleştirsem kitabı okuduğum an gelen hissiyatla yanlışlarımın farkına vardım. Bu yazdıklarım bir kitap incelemesinden çok benim kitapla olan hissel ilişkim oldu. İçeriği Ahmet Özhan'ın hamdım, piştim, yandım bölümlerine ayırdığı hayat hikayesini anlatıyor. Kompozisyon çok iyi yapıldığı için kitap sayfaları elinizden akıp gidiyor ama zihninizde yer ediniyor. Tasavvuf alanında, tekkeler alanında olan toplum tarafından yanlış bilinen doğruların düzeltilmesi, soruların cevaplanması benim en sevdiğim kısımlardan oldu. Etrafımda bu alanda soruları olan, yanlış bilgi tufanına katılmış birisini gördüğümde önereceğim bir kitap oldu benim için. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı
Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan KitabıAhmet Özhan · Turkuvaz Kitap · 202133 okunma
Hayat, derbederlik ve tembellik için çok uzun; fakat hırsla, yağma ve haydutluk yapmaya değmeyecek kadar kısadır. Hayat duygularla çalışılacak ve resmedilecek bir kompozisyon, aynı zamanda mantıklı yazılacak bir rapor gibidir.
İnsan türünün diline hiç mi hiç inancım olmadığı için kompozisyon yazmak benim için soytarılığımın basit bir formuydu sadece.
Sayfa 33 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.