Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Emniyet dosyalarında, kayıp listelerinde adımız, fotoğrafımız yok. Gelgelelim internet üzerinden tüm dünyaya fotoğraflarını dağıtan da bizleriz. Kongo'dan, Japonya'dan, İsveç'ten, Meksika'dan belki, birileri bizi bulsa fena olmaz, ha? Yabancıların alakasına tenezzül ediyoruz. İster müşteri, ister satıcı kılığına girmiş olsunlar. Yazık ki şeytan bile yüzümüze bakmıyor artık. Eskiden ne güzeldi. Tanrı bizimle, melekler yanımızda, şeytan peşimizdeydi. Ruh çağırıyorduk; ölüler sağolsunlar- üşenmeyip geliyorlardı. Şimdi, biriyle karşılıklı oturmuş sohbet ederken bile bir anda kayboluyoruz. Ding! Bildirim geliyor ve 'Puf!' artık orada değiliz. Tüm hayatımız, kim isek o olmamak, kiminleysek onunla olmamak, nerede isek orada olmamak ilkeleriyle akıyor.
Reklam
* İnsanlar savaşa giderken barış yapmayı severlerdi. *
Sayfa 107Kitabı okudu
Toplumda kaç çocuğun saldırıya uğradığını ya da cinsel tacize maruz kaldığını ya da kaç çiftin ilişkileri sırasında siddete maruz kaldığını gerçekten bilmek istemiyoruz. Aileleri, kalpsiz bir dünyada güvenli sığınaklar olarak görmeyi, ülkemizi aydın, uygarlaşmış insanlardan oluştuğunu düşünmek istiyoruz. Zulmün yalnızca Darfur ya da Kongo gibi uzak yerlerde olduğunu düşünmek istiyoruz.
* - Onlara güveniyor musun? - Kendime güvendiğim kadar. - Beni kaygılandırmaya başladın.:) *
Pek çok ilginç şey öğreniyordu. Güney Kore'de erkeklerin de makyaj yapması çok doğal bulunuyordu mesela. Eskimolar kendilerine İnuit denmesini istiyorlardı. İzlandalılar kuzu kellesi yemeyi çok seviyorlardı. Papua Yeni Gine'de sekiz yüzden fazla yerel dil konuşuluyordu. Biraz şüpheli buldu bunu. Japonya'da otomatlardan yumurta, tuvalet kağıdı, pirinç gibi şeyler alınabiliyordu. Kuzey ışıklarının en iyi izlenebildiği yer Finlandi­ya' nın Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan Rovaniemi şehriydi ve İstanbul'dan uçuş dört saat kırk dakika sürü­yordu. Tayland'ın eski adı Siyam, Myanmar'ın Burma, Kongo'nun Zaire, Etiyopya'nın Habeşistan'dı. Bir zamanlar Yunanistan'a Hellas, İran'a Persiya, Irak'a Mezopotamya, Sri Lanka'ya da Seylan deniyordu. Panama Kanalı Büyük Okyanus'u Atlas Okyanu­su'na, Süveyş Kanalı Akdeniz'i Kızıldeniz'e, Don-idil Kanalı Hazar Denizi'ni Karadeniz'e, Korint Kanalı Ege Denizi'ni Adriyatik Denizi'ne bağlıyordu. Ne güzel denizlerdi bunlar. Dünya ne büyüktü.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
“Herkes gönlünce düşünse ve davransa da: Ölüm yine de bildiğini okumaktan geri kalmazdı.”
Sayfa 145Kitabı okudu
“” - Sana n’olacağını söyleyeyim: Savaş ancak herkes ölünce sona erecek! Lanet olsun! Hepsi bu kadar,nokta. “”
Anlaşılmaz bir homurtu olarak gördüğü bu dünyada, sessiz ve aklı karışık biri gibi görülmek hoşuna gidiyordu.
Sayfa 351Kitabı okudu
Korku, soğuk gibiydi, etkilenmemek için kıpırdanmak, hareket etmek gerekirdi.
Sayfa 328Kitabı okudu
Reklam
“ Üflemek bile gereksiz, kendi kendimize sönüp gidiyoruz.! “
Belli bir dil ailesine bağlı diller genellikle belli insanlar tarafından konuşuluyor. Afro-Asya dillerini konuşanların çoğunlukla beyazlar ya da siyah­lar olarak sınıflandırılabilecek insanlar olduğu görülüyor, Nilo- Sahra ve Nijer-Kongo dillerini konuşanlar siyah, Koisan dili konuşanlar Koisan, Avustronezya dili konuşanlar Endonezyalı. Buradan anladığımıza göre diller genellikle o dilleri konuşan in­sanlarla birlikte evrimleştiler.
Sayfa 456
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.