Acı kendini götürdüğün her yerdedir.
Hiçbir zaman acılarımdan kaçmadım. Kaçsam bu evde bir gün bile kalmamam gerekirdi. Acıtsalar da beni görüp yaptıkları yanlışları anlayabiliyorlar. Ben de onları acıtıyorum ama yaptığım bir yanlış varsa gönül de alıyorum. Çünkü aynı insanlar değiliz. Ayrıca hiçbirimiz mükemmel de değiliz.
Benim dayanamadığım tek mevzu, acı çektiğimi göre göre umursamayan insanlar. Bile bile bana acı vermeleri. İşte o an, oradan çekip gitmek istiyorum. Birini terk edebileceğim tek konu, yok sayılmak.
ne olursa olsun, bir konu oldukça tartışmalıysa -ki cinsiyet hakkındaki her mevzu böyledir- hiç kimse gerçeği bilemez. kişiler sadece düşündükleri şeyleri neden düşündüklerini anlatabilirler.
Sayfa 8Kitabı okudu
İnternetin Amacı Karşısında Hükümetlerin Ortak Tutumu
Cohn aynı zamanda mevzu bahis internet olduğunda neredeyse tüm hükümetlerin aynı kararı verdiğini söylüyor:
İnterneti, ulusal güvenliği sağlamlaştırma ve gözetleme kabiliyetini artırma maksadıyla kullanmak.
Kimileri bunu halihazırda sahip oldukları kabiliyetleri geliştirmek ve terör saldırılarını önlemek için kullanırken kimileri de ellerinde bulundurdukları gücü artırmak için kullanıyor. Bazıları da dünya sahnesinde ön plana çıkmak için internetin sunduğu imkânları kullanıyor. Bazılarıysa sadece teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için gözetleme faaliyetleri gerçekleştiriyor.
"Hepsinin hemfikir olduğu tek konu bu. Bugün dünyada bu soruna ışık tutan ve vatandaşlarını bilinçlendirmek isteyen bir tane bile hükümet yoktur çünkü hepsi de dünyanın geri kalanını gözetlemek istiyor. İster Five Eyes olsun ister Çin veya Rusya, hepsinin internetten tek bir menfaati var ve bu menfaat riayet etmekle yükümlü oldukları anayasayla, hizmet etmekle yükümlü oldukları vatandaşlarının menfaatiyle veya insan haklarıyla kesinlikle çatışıyor. Hepsi de el ele verip bu yanlışı sürdürmeye devam ediyorlar."
Sayfa 282
Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde yaşanan hainlik söylemlerini değerlendiren eser.
Eser; 1800 yılından, 2014 yılına kadar geçekleşmiş, önemli olaylara dahil olmuş kişilere yapılan hainlik söylemleri hakkında incelemeler içermektedir.
Öncelikle işlediği konular ve kronoloji sıralamasından dolayı, çok iyi bir eser diyebiliriz. Dili, 
Abdülhamid Gerçeği eserinde olduğu gibi, fazla akıcı olmayan bir anlatıma sahip olmamakla birlikte, Hain`nâme eseri yalın, akıcı ve anlaşılırdır.
Yazar eserde, biraz fazla iyimser ve pozitif bakış açısı ile değerlendirse de, bahse konu dönemlerdeki anlatılan olayları yaşayanların hisleri ve tepkileri, herkesçe malum olduğu üzere bu kadar yumuşak olmayabilir.
Ancak eserine konu ettiği olayların çoğunda kendisine katılmakla birlikte , bunların çoğunluğu gündelik ve siyasi basit meseleler olduğunu belirtmeliyiz. Ancak, büyük meselelerdeki yorumlarına pek katıldığımız söylenemez. Çünkü bir insanın hain olabilmesi için, daha ne yapması gerekir sorusunu çokça sordurtmuştur.
Her durumda her şey alttan alınmaz. Özellikle de mevzu, işgalde olan bir ülke ve bağımsızlıkları için can vermeye hazır insanlarımızın kaderini birinci dereceden ilgilendiren meselelerde !
Siyaset Bataklığı
-Mevzu derin,
-Konu gözlerin..
Maral Atmaca
SARKAÇ(Gurur🫀Farah)
Hasan Ali Toptaş ve Taciz İddiaları
Hasan Ali Toptaş birilerini taciz etti mi etmedi mi bilemem ama toplumda olayın çok yanlış algılandığını bizzat gördüm.
Öncelikle hakkındaki yanlış algıyı düzeltmek gerek. Olaylar şöyle oldu bakın sırayla;
1- Hasan Ali Toptaş röportaj yaptı ve genç çevirmenleri ağır şekilde eleştirdi.
2- Anonim bir profil Hasan Ali Toptaş'ın bu röportajına