İlk 40-50 sayfa boyunca konuya dahil olmak inanılmaz zor.
Konu nedir? Bu konuşan kim? Ne anlatıyor? Nasıl buraya geldi? gibi sorular bunaltıyor, ara verdiriyor.
Bırakmayı bile düşündürüyor ama bir şeyler olmalıydı bu kitapta, belki de yoktu.
Devam etmek gerekti ve bir şeyler yerine oturmaya başlamıştı. Karışılıklık kısmen devam etse de devreye Bay C yani Aylak Adam girmişti artık.
Bir arayış başlar.
Onun rahatlığı, gerçeğe aykırılığı, vurdumduymazlığı, net ve hazır cevaplılığı; bazen kızdırır, bazen sevindirir, usandırdığı da olur.
Kitap kapağında da belirtildiği gibi bir karşı olmanın, beklemenin romanıdır: Aylak Adam.
Topluma, insanlara hatta kendine soyuttur Bay C.
Birey ve toplum olarak değer biçtiklerimizin değersizliğini vurgular, vurgulamak ister ama yine de tutunduğu bir şey vardır; varoluşunun sebebini bağladığı bir "kadın".