“Hayvanları öfkeli şeytanlar haline getiren birinci şey, yavrularıyla oynanmasıdır.”
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"İnsanlığın sosyal duygusunun büyük bir kısmını ve bunun sonucunda insan medeniyetinin asıl temelini belki de anne-çocuk arasında kurulan münasebete borçluyuz."
Anne çocuk arasında erken kopmanın etkisi bebek için yıkıcı olabilir.
Ayrı kaldıkları zaman bebek sadece annesini özlememektedir, aynı zamanda fiziksel ve psikolojik bir geri çekilme durumunu da deneyimlemektedir. Bu bir eroin bağımlısının bir anda bu alışkanlığını bıraktığında yaşadıklarından farklı değildir.
Sayfa 54Kitabı okudu
"Anne çocuğa 'Elma suyu mu portakal suyu mu istersin?' diye sorduğunda uyumlu ve itaatkâr çocuk daima birini seçecektir; uyumlu olmayan çocuk ise bu seçenek ile karşılaştığında, başka ne içmek isteyebilecegini düşünmesini sağlayan bir zihinsel alana sahip olacaktır. İtaatkâr çocuk annesinden o kadar çok korkar ki, onun kabul edebileceğinin ötesinde kendine has bir zihne sahip olamaz. Böylece annenin belirlediği koşulların dışında düşünmek fiilen yasaklanır. Çocuk susadığı veya daha kötüsü sıkıntıda olduğu zaman ya elma suyu ya portakal suyu seven biri haline gelir, bu tür bir insan olur. Anımsadığı isimler bunlardır. Fark etmeyle başlayan itaatle biter. Çocuk böylece sürekli kazıklandığı bir hayata üstü kapalı razı gelir. İlk önce annenin kelime dağarcığı tarafından yakalanıp sarmalanan çocuk sonunda onun içinde hapsolur."
Bebek sahibi olmayı hep istemişti. En mutlu anları kucağında bir bebek tuttuğu zamanlardı.
Sayfa 77
Dünyaya göre siz bir annesiniz,
çocuğunuza göre ise siz bir dünyasınız. 🤱🫶🏼
Çocuklar , ebeveynleri için budur: onların sıkılmamalarını sağlarlar.
Sayfa 8Kitabı okudu
"Çocuğu güvendeydi... Gilbert başka bir yerlerde başka bir çocuğun hayatını kurtarmak için mücadele ediyordu... Yüce Tanrım, ona ve annesine yardım et. Dünyanın dört bir yanındaki tüm annelerin yardımcısı ol. Bizim rehberliğimize ve anlayışımıza ihtiyaç duyan sevgi dolu küçük kalpler ve zihinler için çok yardıma ihtiyacımız var."
Sayfa 53 - Koridor Yayınları/ AnneKitabı okudu
“Annesinin karnında yaşamaya boyun eğmiş, sonra doğmuş ve ayrılmıştı ondan.”
Sayfa 100 - Kırmızı KediKitabı okudu
“Anneme kötü duygular beslemiyorum. Asıl yapması gereken şeyi saymazsam, beni doğurmamak için çok uğraştığını biliyorum, benden kurtulmayı başaramadıysa, bunun nedeni yazgımın bana hela çukurundan başka bir çukuru layık görmesiydi. Ama iyi niyetliydi, bu da yeterli benim için. Hayır, yeterli değil ama yine de benim için yapmış olduğu şeyleri unutmuyorum. İlk aylarda beni bir parça salladığı, şu upuzun yaşamımın aşağı yukarı dişe dokunur sayılabilecek tek çağını berbat ettiği için de bağışlıyorum onu. Ayrıca benden aldığı dersle, bir başka çocuk yapmadığını ya da zamanında durmuş olduğunu da unutmuyorum. Günün birinde, kim bilir, yaşamımda bir anlam aramaya kalkarsam, önce işte bu taraftan, yani bu tek çocuklu biçare orospudan ve ne insan ne de hayvan sınıfına sokabileceğim kendimden başlayacağım kurcalamaya.”
Sayfa 31 - Kırmızı KediKitabı okudu
“Ona Mag diyordum çünkü bence, nedenini bilmesem de g harfi Ma hecesini yok ediyor ve bütün öteki harflerden daha iyi bir biçimde bu hecenin yüzüne tükürüyordu. Aynı zamanda da içimdeki derin ve kuşkusuz gizli bir gereksinmeyi, bir ma'ya, yani bir anneye sahip olma ve bunu yüksek sesle insanlara duyurma gereksinmesini de karşılıyordum. Çünkü mag demeden önce ma diyorsunuz, kaçınılmaz bir şey bu.”
Sayfa 29 - Kırmızı KediKitabı okudu
“O da ben de öylesine yaşlıydık ki, beni öylesine genç doğurmuştu ki, cinsiyetsiz, akrabalık ilişkisi taşımayan, aynı anılara, aynı nefret duygularına, aynı beklentilere sahip bir çift yaşlı kafadar gibiydik ikimiz. Neyse ki bana oğlum demezdi hiç, buna katlanamazdım.”
Sayfa 29 - Kırmızı KediKitabı okudu
Bir çocuk hakikate ışık tutar,iyi dinleyin onları
Çocuk annesine diyor ki 'sinir denetlemesi'yaptım.
Anneler çocuklarını çok hafife alıyor ve çocuklar annesini sinir eden şeyleri tekrarlıyor.
Memenin bebek için sadece fiziksel bir nesne olduğunu kabul etmiyorum. Bebeğin bütün içgüdüsel arzuları ve bilinçdışı fantezileri, sağladığı gerçek fiziksel beslenmenin çok ötesinde bazı özellikler yüklüyordur memeye.
Çocuğun memeyle ilk ilişkisine bir hüsran ve doyumsuzluk öğesinin karışması kaçınılmazdır, çünkü mutlu bir beslenme bile doğum öncesi anne-çocuk birliğinin yerini tutamaz. Üstelik, çocuğun tükenmeyen ve her zaman orada olan bir memeye duyduğu özlem de sadece açlıktan ve libidinal arzulardan kaynaklanıyor değildir. Çünkü yaşamın ilk evrelerinde bile, annenin sevgisinden her an emin olma ihtiyacının asıl kaynağı kaygıdır. Yaşam ve ölüm içgüdüleri arasındaki mücadele ve bunun hem benliğin hem de nesnenin yıkıcı itkilerce yok edilmesine yol açacağı korkusu, bebeğin anneyle ilk ilişkilerinde belirleyici olur. Çocuk, arzularken, önce memenin sonra da annenin, kendisindeki bu yıkıcı itkileri gidermesini ve onu zulmedilme kaygısının acısından kurtarmasını arzulamaktadır.