Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Allah'ı Tanımak
Gökyüzünün en parlak yıldızı Sirius ise 8,6 ışık yılı uzağımızdadır. Yani, Sirius'un işığı, 8,5 yıldan fazla zaman alan bir yolculuktan sonra ancak Dünyamıza ulaşır. Bunlar, bize en yakın, âdeta "kapı komşularımız" olan yıldızlar arasındadır. Gerçekte, koca gökyüzünde, bize 15 ışık yılından daha yakın yıldızların sayısı 41'i geçmez. 60 ışık yılına kadar olan uzaklıklardaki yıldızları saymaya kalkarsak, bu rakam 1100'e çıkar. Ama, asıl çoğunluk bunlardan çok daha uzaklardadır. Bu sayededir ki, herbiri dünyamızdan milyonlarca defa büyük olan ve saniyede yüzlerce kilometre hızla dolaşıp duran bu muazzam gök cisimlerinden hiçbir zarar görmeyiz. Çünkü onları yaratıp gökyüzüne yerleştiren Rabbimiz, onlarla bize bir zarar vermek istemiyor. Sadece bize Kendisini tanıttırmak ve sevdirmek istiyor. Bize düşen de, Onu tanımak, Onu sevmek ve kendimizi Ona sevdirmek değil mi?
Ümit Şimşek
Ümit Şimşek
Uzay • Komşularımız
Manevi disiplinler, insanın ahlaken evrilebilir, mükemmele doğru gidebilir bir varlık olduğunu söylerken ; bilim, insana diğer varlıkların arasında daha kutsal, daha özgül bir rol biçmiyor.
Reklam
"Bilim tarihinde, o ünlü Galileo davasından bu yana, bilimsel gerçeğin dünyanın dini yorumuyla bağdaştırılamayacağı iddiası defalarca tekrarlanmıştır. Her ne kadar şu anda bilimsel gerçeğe kendi alanı içerisinde dil uzatılamayacağına ikna olmuş olsam da, hiçbir zaman dini düşüncenin özünü, insanoğlunun bilinçlilik sürecinde zamanı geçmiş, bizim şu andan itibaren bir kenara bırakmamız gereken bir safhanın bir parçası olarak görmedim. Bu yüzden, hayatım boyunca bu iki farklı düşünce alanı arasındaki ilişki üzerine düşünmek zorunda kaldım çünkü işaret ettikleri şeyin gerçekleştiğinden hiçbir zaman şüphe etmedim." Warner Heisenberg
Sayfa 52 - İstanbul Yayınevi/ Warner Heisenberg: Nobel Fizik Ödüllü Alman Fizikçi
"Bilim ancak bilim adamı Tanrı'nın varlığını tamamen kabul eden bir görüşü benimsediğinde ilerleyebilir." Paul Davies
Sayfa 57 - İstanbul Yayınevi/ Paul Davies: Meşhur İngiliz Fizikçi
Teorinin çıkış noktası olan biyoloji sahasında bile henüz genel-geçer bir kabul görmeden ve önemli boşluklarla birlikte üzerinde düşünülmeye değer addedilen mezkûr teorinin diğer sahalarda tereddütsüzce kullanılması ve hatta hararetle savunulması âdeta, evrimin hiçbir zaman sadece biyolojinin konusu olarak kalamayacağını gösteren bir işaret fişeği oldu.
Sayfa 9 - Kayıhan YayınlarıKitabı okudu
148 syf.
·
Puan vermedi
Günümüzde, Din ve Bilimin çatışma içerisinde olduğu gerek cahil insanlar, gerek doğruyu bildiği halde saklayan insanlar tarafından çokça dile getirilen bir şeydir. Kitap, Din ve Bilim ilişkisini açıklarken Isaac Newton'u ele alıyor. Ve dindar bir bilim adamı olan Newton'un Bilim'e yaptığı katkılardan tutun Hristiyanlık inancı hakkında ki düşüncelerine kadar, gayet basit ve açıklayıcı bir dil ile anlatıyor. Cahilliğin rövanşta olduğu, sırf dindar diye çoğu insanın "akıl, bilim düşmanı" veya "cahil, yobaz" söylemleri ile yerildiği günümüzde bilinçlenmek adına okunması gereken güzel bir kitap.
Dahi ve Dindar Isaac Newton
Dahi ve Dindar Isaac NewtonEnis Doko · İstanbul Yayınevi · 2019208 okunma
Reklam
Biri size kesin doğruyu bildiğini söylediğinde, bu kişinin hiç de kesin konuşmadığı sonucunu rahatlıkla çıkartabilirsiniz. Bilim çerçevesinde yapılmış her titiz ölçüm daima bir olası hata payıyla sunulur; bu teknik bir terim olup taşıdığı anlam çok doğru ve nettir. Şu anlama gelmektedir: Oluşması muhtemel olan hata miktarı fiilen oluşan hatadan daha fazladır. Bir şeyin sıra dışı bir kesinlikle bilindiği meselelerin karakteristik özelliği, bunlarda her bir gözlemcinin hata yapma olasılığı bulunduğunu kabul etmesi ve hata yapma olasılığının ne kadar olduğunu bilmesidir.
Sayfa 77 - Say YayınlarıKitabı okudu
Doğruluğun saptanabilir olmadığı meselelerde kimse kanılarında azıcık bile olsa ufak bir hata olma olasılığının var olduğunu kabul etmez. Bugüne dek bir ilahiyatçının öğretilerini aktarmaya başlarken ya da bir siyasetçinin konuşmasını bitirirken fikirlerinde olası hata payı olduğuna dair bir söz sarf ettiğini duyan var mıdır? Öznel kesinliğin, nesnel kesinlikle ters orantılı olması çok tuhaf bir olgudur. Bir kişi haklı olduğunu farz etmesi için ne kadar az sebep olursa, kesinlikle haklı olduğuna dair hiç ama hiç şüphe olmadığını daha hararetli bir şekilde öne sürer.
Sayfa 77 - Say YayınlarıKitabı okudu
Değişken olması dolayısıyla bilime gülüp geçmek ilahiyatçıların yaptığı bir şeydir. "Bize bakın," derler. "Biz İznik Konseyi'nde ne söylendiyse hala onu söylüyoruz, oysa bilimcilerin iki ya da üç yıl önce söyledikleri şeyler çoktan unutuldu ve eskidi." Bu şekilde konuşan insanlar ardışık yaklaşım fikrini anlayamamıştır. Bilimselliğe yatkın bir mizaca sahip hiç kimse şu anda bilim çerçevesinde inanılan bir şeyin 'tam olarak' doğru olduğunu söylemez; bunun tam doğruluğa ulaşma yolundaki bir aşama olduğunu söyler.
Sayfa 77 - Say YayınlarıKitabı okudu
186 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.