““Bulunduğum yerden,” diye yanıtladı güneş, “Evren’in Ruhu’nu görebiliyorum. Benim ruhumla iletişim halindedir ve ikimiz birlikte, bitkileri büyütüp gölge arayan koyunları yürütürüz. Bulunduğum yerden (ve dünyadan çok uzaktayım), sevmeyi öğrendim. Dünyaya biraz daha yaklaşacak olsam, üzerinde bulunan her şeyin yok olacağını ve Evren’in Ruhu’nun yok olacağını biliyorum. Bu nedenle karşılıklı bakışmakla yetiniyoruz ve birbirimizi seviyoruz: Ben ona hayat veya su veriyorum, o da bana yaşama nedeni veriyor.”
Həmişəlik yadında saxla, qızım, şimal səmti göstərən kompasın əqrəbi kimi, kişilərin günahkar axtaran barmağı həmişə qadına tuşlanır. Hər şeydə. Heç vaxt yaddan çıxartma.
Belleğinde sadece sakin bir yaz akşamı kalmıştı. Açık bir pencere, pencereden çaprazlama giren güneş ışığı... (En iyi de bunu hatırlıyordu...)