Karantina
Bir karantinacının işi yalnızca asker zoruyla yasakları dağıtmak değil, halkı bu yasaklara kendi gönlüyle katılmaya da ikna etmektir.
Sayfa 72 - Yapıkredi YayınlarıKitabı okudu
Yazar tarihe not düşmek istemiş :)
Çin'de bir hastalık çıkmış, insanlar yol ortasında patır patır düşüp ölüyorlarmış.
Sayfa 283Kitabı okudu
PANDEMİ
Korkunç bir zaman yaşanıyordu. İnsanlar ölüyordu, hastanelik oluyorlar, makineye bağlanıyorlar, işsiz kalıyorlar, parasızlık ve açlık çekiyorlar, öfkeleniyorlar, depresyona giriyorlardı. İnsanlık büyük bir kayıp yaşıyordu, can mal ve ruh kaybı.
Sayfa 14 - can yayınlarıKitabı okudu
Karantina
Karantina, halka rağmen halk eğitip, onlara kendi kendini koruma hünerini öğretme işidir.
Sayfa 119 - Yapıkredi YayınlarıKitabı okudu
pandeminin ilk aylarda Babam ;)
Yanlış korkulara, evhamlara kapılanları çok görmüştü Komutan. Hasta olmadıkları anlaşılana kadar hayatlarını önce kendilerine, sonra da çevrelerine cehennem ederlerdi.
Sayfa 380Kitabı okudu
Yani dünyadaki veba ve koleranın kaynağı Çin ve Hindistan, dağıtım merkezi de Osmanlı Devleti'nin Hicaz vilayetiydi.
Sayfa 69 - Yapıkredi YayınlarıKitabı okudu
Hepimize çip takacaklarmış.
Aşıyı bulan firmanın ereksiyon mucizesi yaratan mavi ilacını hiç sorgulamadan kullananlar, coronadan korunmak söz konusu olunca şüpheyle bakar oldular.
Sayfa 38 - İnkılapKitabı okudu
O kadar iyi anlıyorum ki seni Zat-ı Şahane :)
... Dışarıdan gelen her türlü yiyecek önce mutfakta sirke ile yıkanacak, öyle getirilecekti. .... halkı tecrit ettik, evlere kapattık...... Bu arada yaşlı adam, geldiğinden beri bilmem kaçıncı kez Atkinson kolonyasını alıp ellerine, boynuna, yüzüne bol bol döktü.
Sayfa 193Kitabı okudu
"Rusya devlet Başkanı Putin, bir aşı geliştirdiklerini ve bunu ilk olarak kızı ve kendisinde uygulandığını, 1 milyar doz aşının hazırlandığını, bunu Rusya’nın aşıyı global tröstlere karşı fakir ülkeleri korumak için geliştirdiğini açıkladı."
Doğan Burda Dergi Yayıncılık
Bir De Böyle Düşünün!
Büyük yalanın her zaman belirli bir inandırıcılık gücü vardır.
Bir ulusun geniş kitleleri akıllarının ilkel sadeliğinde küçük yalandan çok, büyük yalanın kurbanı olurlar, çünkü kendileri genellikle küçük konularda küçük yalanlar söylerler ama büyük ölçekli yalanlara başvurmaktan utanırlar.
Böylesine 'devasa' yalanların uydurulmuş olabileceği asla akıllarına gelmez. Başkalarının, 'gerçeği' bu kadar 'rezilce çarpıtacak' fütursuzluğa sahip olabileceğine inanmazlar.
Bunu 'ispatlayan gerçekler' önlerine açık bir şekilde
getirilse bile, hala şüphe duyacaklar, tereddüt edecekler ve başka bir açıklama olabileceğini düşünmeye devam edeceklerdir.
'Ortaya çıkarıldıktan sonra bile' bu kadar rezil bir yalanın' her zaman arkasında izler bırakacağı, bu dünyadaki tüm uzman yalancılar ve yalan sanatının komplo ustaları tarafından bilinen bir gerçektir.
