Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Son çeyrek …
Kalbim yanlızca onu yaratana itaat eder ….
“Halkın cahil kesiminin doğal eğilimi şu yöndedir; onu sevene ve onun için kendini feda edene karşı kuşku duyarken, onu kandırana ve ona ihanet edene tamamen güvenir.”
Sayfa 51 - LidyalılarKitabı okudu
Reklam
Müthiş
Üç çeşit tiran vardır. Kötü prenslerden bahsediyorum. Kimisi halkın seçimiyle, kimisi silahların gücüyle ve kimisi de verasetle ülkeye sahip olanlardır. Savaş hakkıyla ülkeyi ele geçirenler, bilindiği üzere ve haklı olarak söylendiği gibi, o ülkeye fethedilmiş ülke olarak davranırlar. Kral doğanlar genelde en iyileri olmaz; tiranlığın ortasında doğmuş beslenmiş olduklarından dolayı tiranlığın doğal sütünü emerler, onlara boyun eğmiş halkları miras aldıkları toprak köleleri olarak görürler; cimri veya müsrif, en yatkın oldukları eğilime göre, kendi miraslarını kullanır gibi krallığı kullanırlar. Oyunu halktan alana gelince, onun daha tahammül edilir olması gerekir gibi görünür ve bu kadar yükseklere, herkesin üstüne yükseldiğini gördüğünde, adına büyüklük denilen bilmem neyle şımararak, sanırım bir daha oradan inmeme kararını alır. Halkın kendisine emanet ettiği gücü neredeyse her zaman çocuklarına aktarılması gereken bir güç olarak görür. Böylece kendisi ve çocuklarının bu uğursuz düşünceyi tasarladıkları andan itibaren kötü eğilim ve gaddarlık noktasında bütün diğer tiranları nasıl geçtiklerini görmek tuhaftır. Yeni tiranlıklarını sağlamlaştırmak için kulluğu çoğaltmaktan ve hatırası ne kadar yakın olsa da, tez zamanda hafızalarından tamamen silinecek kadar kullarının zihnini özgürlük fikrinden uzaklaştırmaktan daha iyi bir yöntem bulamazlar. Böylece gerçeği söylemek gerekirse, bu tiranlar arasında birkaç farklılık görüyorum, ama yapılacak bir seçim göremiyorum.
Sayfa 33 - La BoetieKitabı okudu
“Sizi soyan hırsıza yataklık etmeseydiniz, sizi öldüren katilin işbirlikçisi olmasaydınız ve kendinize ihanet etmeseydiniz, size hangi kötülüğü yapabilirdi ki? Talan etmesi için tarlalarınızı ekiyorsunuz, sefada nazlanması ve pis hazlarıyla tepinmesi için kendinizi tüketiyorsunuz!”
Sayfa 27 - La BoeiteKitabı okudu
“Tiran’la savaşmaya gerek yoktur. Kendiliğinden bozguna uğrar, yeter ki ülke kulluğu kabul etmesin. Zorla defetmek de söz konusu değildir, sadece ona bir şey vermemek yeterlidir.”
Sayfa 23 - Mucizevi çabalarKitabı okudu
“İyiliği konusunda asla emin olamayacağımız ve dilediğinde kötü olabilecek bir efendiye kul olmak büyük bir felaket değil midir?”
Sayfa 16 - OdysseusKitabı okudu
Reklam
“Nasıl oluyor da bunca insan, bunca şehir, bunca ulus, kendisine verdikleri güçten başka gücü olmayan, katlanmayı kabul ettikleri ölçüde onlara zarar verme gücüne sahip, ona karşı gelmektense ondan gelen her şeyi sineye çekmeyi tercih ettikleri takdirde onlara hiçbir kötülük etmeyen tek bir tirana tahammül ediyor?”
Sayfa 17 - PeleponezKitabı okudu
“Tesadüf de bana öyle yardımcı oldu ki, elime sadece iyi kitaplar geçti. Bu kitaplarda bulduklarım, kalabalıklarda çok yaygın olan budalalıklara, bönlüklere ve bayağılıklara karşı beni tahammülsüz kıldı.“
Sayfa 10 - Charles TesteKitabı okudu
Bilinçli insan
Bilinçli insan her yerde, kendi içinde ve çevresinde çatışmaları fark edip algılayacaktır.
“Hükümetin en iyisi en az hükmedendir.” düsturuna can-ı gönülden katılıyorum; buna daha çabuk ve sistematik bir biçimde uyulduğunu görmek isterim. Bu gerçekleştirildiğinde nihâyetinde şuna varılacaktır ki ben de buna inanıyorum: “En iyi hükümet, hiç hükmetmeyendir.” İnsanlar hazır olduklarında sâhip olacakları hükümet de böyle bir şey olacaktır.
Reklam
... zîrâ en arı hakîkatin peşindekiler doğal olarak yoz bir Devlet açısından en tehlikeli kimseler olup, mal mülk biriktirmeye zaman harcamamışlardır.
Şiddet kullanmak zorunda kalmaya gelirse iş, sistemin oyununu oynuyorsunuz demektir. Kurulu düzen seni tahrik edecektir. Sakalını çekecek, yüzünü dürtüp seni kavga etmeye zorlayacak. Çünkü seni şiddete bir kez yöneltince, seninle nasıl başa çıkacaklarını bilirler. Başa çıkmayı bilmedikleri tek şey pasif direniş ve mizahtır.
John Lennon
John Lennon
ABD'de Sivil İtaatsizlik Gösterileri
1960'lar Amerika'sındaki İnsan Hakları hareketi, yasal zemini bulunan ırk ayrımcılığına karşı geniş çapta eylemler düzenleyerek, siyahi Amerikalılara uygulanan adil olmayan davranışları bütün dünyaya duyurmayı başarmıştır. Sivil itaatsizlik bu şekilde anlaşıldığında o, yasanın veya mevcut politikanın demokrasi dışı yollarla değil, daha ziyade çoğunluğun ya da onların temsilcilerinin belirli bir meseleye ilişkin tutundukları tavrı yeniden gözden geçirmelerine yol açma tekniğidir.
Sayfa 110
Kurban edilen bir kuşağın yaralarını bırakın resmen muhattap almayı hâlâ sarmaya çalıştığımız bir zamanda, kendini "yakarak öldürmeye çalışan yeni bir kuşağın başucunda buluyoruz kendimizi. Her yirmi yılda bir kuşak bir önceki kuşağın yerini alıyor ve kendini diğerine anlatmak için yeni silah lar, bizi canlı canlı yakan, ama bunu da kanırtıcasına, aheste aheste yapan diktatörleri suçlamaya yarayacak yeni silahlar icat ediyor. 1990'ların intihar bombacılarından sonra, "kendini yakarak öldürenlerimiz var şimdi. Cezayir adeta günbegün vicdanınızı usandıran ve bedeninizi eziyet edilmiş et parça- larına çeviren bir Çin işkencesi uzmanının zalim aklıyla tasarladığı devasa bir çizgi romana dönüşmüş durumda. O noktada ölmek kaçmanın bir başka yo- lundan ibarettir artık - Harragalar, yani derme çatma botlarla Akdeniz'in diğer yakasına geçmeye çalışanlar gibi kaçmanın. Bilinen bir mezarları yoktur bu kişilerin ve adları bir daha hiç duyulmaz. İşin paradoksal yanı, bu Harraga ların kıyılarımızı terk ettiklerinde botlarını da yaktıklarını söyleyebilirsiniz
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.