Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Kültür bir anlam sistemidir ; bir eylemin tasarlanması ve genellikle o eylemi paylaşan insanlar açısından bilinçsiz, kesin gözüyle bakılan bir gerçeklik olması üzerinden değer standartları sağlar.
Televizyon. Budalalaştırıcı bir estetiği vardır televizyonun. Yani bunu nasıl başarmışlardır, onu çözümleyebilirsiniz tabii. Bunun arkasında, bunu başarmak için kotarılmış dev bir endüstri var.
Reklam
Bir de şunu düşünmenizi istiyorum, her şeyi anlamak zorunda değilsiniz. Anlamak yalnızca dünyayla ilişkimizin bir düzeyinden ibaret, tümü değil.
Hiçbir zaman öyle kendiliğinden güzel olan bir şeyi seviyor değiliz, dikkat ederseniz. Kendisine yakınlık duyduğumuz, sempati duyduğumuz, bize bu izlenimi verecek şeyde, yani kendisiyle dostluk kuracağımız her şeyde, şöyle bir "başka dünyadan"lık, bir tür beceriksizlik hali, bir tür tuhaflık olmazsa asla dostluk kurulamaz.
Descartes'ın "gerçek dünyanın doğası, mantıksal olarak, az sayıda açık-seçik temel önermeden hareketle kavranabilir" görüşü önde gelen çoğu Avrupalı filozof tarafından benimsendi. Immanuel Kant, Saf Aklın Eleştirisi'nde (1781), bir yandan Kartezyen 'rasyonalizm'in ikna edici bir eleştirisini sunmaya çalışırken, öte yandan empirizmi Hume'un "zihinsel süreçler duyularla algılanan verilerin ötesine geçemez" vurgusunun septik içerimlerinden kurtarmaya çalışır. Kant'ın 'diyalektik' terimini kullanarak geliştirdiği argümanı güçlü bir etkiye sahip olmasına rağmen, onun bilim felsefesinin etkisi, yazıları oldukça belirsiz olsa bile, Alman felsefesini empirizmden idealizme ve metafiziğe yönelten Hegel tarafından köreltildi. Daha önce belirttiğimiz gibi, Almanya'da Marx ve Engels'in gençlik döneminde Hegelci felsefe, hocaların ve öğrencilerin büyük ilgisini çekmekteydi.
TEKRAR ETMEKTE YARAR VAR: Ekonomi okumakla iktisatçı olun- maz. Bu söz bütün dallar için geçerlidir. Okulda okurken ve okul- dan sonra mutlaka ek çaba gerekir. Ama bu, ekonomi gibi sosyal bilim dalları için çok daha fazla geçerlidir. Çünkü işin içinde insan vardır. İşin içine insan girdi mi bilimin evrenselliği kaybolur.
Sayfa 115 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Sosyal Bilimlerin Gelişmemişliği -1935-
" (...) Carl Murchison (...) kitabın önsözünde, hızla değişen bir dünyada sosyal bilimlerin gelişmemişliğinden yakınıyordu: Sosyal bilimler şu anda dünyanın politik belirsizliğinin ortasında çıplak ve aciz durmaktadır. Fen bilimleri, tam tersine çok parlak ve güçlü görünmektedir. Ya sosyal bilimlerin evriminde bir şeyler tamamen yanlış gitmiştir ya da büyük yargı günü henüz gelmemiştir. Bazı sosyal bilimcilerin azap çekip ter dökerek araştırma yaptığı konuların boşluğu, abesliği, yapaylığı ve kahredici önemsizliği, insanın umutsuzluğa yakın bir duyguya kapılmasına neden oluyor. Geçen bunca yüzyıldan sonra, dünyanın derdinin ne olduğunu ya da dünyada muhtemelen nelerin olacağını hiç kimse bilmiyor. [Murchison 1935, s. ix]"
Sayfa 253 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yapılan çalışmalar önyargıların yani inançlar ve kalıp düşüncelerle ilgili ön hazırlığın algı oluşumunda %75 rolü olduğunu göstermiştir.
Sayfa 37
21. yüzyıl salt bilim insanlarının ve filozofların belirlediği bir yüzyıl olmaktan daha çok bilgi ile sermayeyi kesiştirmiş bilimcilerin (Ray Kurzweil, Elon Musk, Mark Zuckerberg, Jeff Bezos, Jack Ma) inşa ettiği bir yüzyıl olacak görünüyor. Düşünce tarihinde ilk defa felsefi bir hareket, kendini teknolojiye dayandırıyor. Bu hareket, mitik, gnostik, dini, felsefi ve ideolojik bir hareket olan transhümanizmdir. Böylesi dönüştürücü ve yenilikçi bir harekete karşın bu sürecin doğuracağı zaafları veya olumsuzlukları tartışmaya açarak sağlıklı zemine oturtabilecek düşünürlerin-filozofların hem niceliğinin hem de niteliğinin zayıf olması, 21. yüzyılda insanlık için daha büyük sorunlar doğurabilir.
Sayfa 13 - Akademim / hiper-modern ve tekno-felsefe orak transhümanizmKitabı okudu
Bu kitapta ilk sosyal bilimcilerin -bazen açıkça ifade ettikleri- "toplumsal olgular yasalar tarafından düzenlenir" kabulü üzerinde çalışmalar yaptıklarına sıkça işaret ettik. Bu kabul, sosyal bilim felsefesindeki en temel önermedir, zira o olmadan hem özünde sosyal hem de yöntem bakımından bilimsel bir disiplin mümkün değildir.
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.