'That's beautiful hair,' said the barber.
'What can you give me for it?'
'Ten francs.'
'Then cut it off.'
'Bu saç güzel,' dedi kuaför.
'Bana onun için ne verebilirsin?'
'10 frank.'
'O zaman kes onu.'
Eğer hedefiniz, öğrendiğiniz dilin ana dil kullanıcılarıyla sohbet etmekse önceden kaydedilmiş dersleri dinleyerek, bilgi kartlarını gözden geçirerek, internetteki alıştırmaları çözerek (...) ilerleme sağlayamazsınız.
"Daisy" sözcüğü İngilizce'de "Papatya" anlamına gelmektedir. Tuğkan'ın şarkısındaki "Papatya gibisin güzel ve ince..." sözlerini hatırlattı, değil mi?
"Gün" anlamına gelen "day" kelimesiyle "göz" anlamındaki "eye" birleşiyor ve "day's eye" yani "günün gözü."
İngiliz ajanı Browning İngilizce eğitimi, bir Türk okulu olan Yenişehir Lisesinde başlattı. Yirmi sene sonra da bu başarısından dolayı İngiltere Kraliçesinden madalya aldı. 1953'e kadar Türkiye'de İngilizce eğitim yapan bir tek Türk okulu yok. Hatta buna tepki de vardı. Çünkü misyoner okullarının bir çoğunu Atatürk kapatmış.
Yabancı dil öğrenirken kişiyi hayal kırıklığına uğratan nedenlerden biri, başarmak için ne gerektiğine dair gerçekçi bir değerlendirmenin yapılmayışı, hatta başarının tam olarak ne olduğunun belirlenmemiş olmasıdır.
Bakın, üstüne basa basa söylemek gerekir; tercüme söz konusuysa insan zihninin yerine bir bilgisayar tutmaz. İki insanın aynı dilde, birbirlerinin gözlerinin içine bakarak bir diyalog kurmasının getirecek avantaj ve sıcaklığı hiçbir çeviri programı sağlayamaz.
All those years of pain and wandering. Why? For a moment's pride. He would rather be curse by the gods than be No one. If he had returned home after the war, the suitors would never have come. My mother's life would not have been blighted. My life. He talked so often of longing for us and home. But it was lies. When he was back on Ithaca he was never content, always looking to the horizon. Once we were his again, he wanted something else. What is that if not a bad life? Luring others to you, then turning from them?
Yabancı bir dil öğrenmek yalnız dil öğrenmek değildir. İnsan, dille birlikte, başta kendisi olmak üzere, hemen hemen her şeyi yeniden yaşayıp öğrenmek zorundadır.
Sayfa 102 - Çağdaş Yayınları, 2.Baskı, 1984”Kitabı okudu