Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İç engellerimiz sadece 'ben yapamam' inancından ibaret değildir. Düz mantıkla düşünme alışkanlığı da çeşitli şekillerde bizi çözümsüz yollara düşürür. Akıl yürütme biçimimizdeki körlükleri görmek için körlerle konuşmak çok yararlıdır! Hayatımdaki en büyük çuvallamam, bu duruma bir örnek­tir. Gözleri görmeyen şarkıcı Metin Şentürk'e bir sohbette sordum: "Anadolu'ya konsere gittiğinizde otel odalarındaki elektrik düğmelerinin yerini nasıl buluyorsun? Öyle garip yer­lere koyuyorlar ki, ben gördüğüm halde bulamıyorum." Ne 'mantıklı' soru değil mi? Şentürk'ün cevabı beni bitirdi: "Ben ışıkları yakmıyorum ki! Bir kör niye ışık yaksın?"
" Eğer insan bir duyusunu yitirirse diğer duyusu güçlenir. Bunu daha önce duymadın mı? " "Konuşmak duyu değildir seni salak." " Evet öyledir. Görmek, dokunmak,konuşmak... Diğerleri neydi? Koklamak evet. Beş oldu mu?"
Sayfa 357 - KORİDOR YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
MALALA YUSUFZAY ve CHRISTINA LAMB'ın "Ben, Malala" kitabından alıntılar; S 60- Babam, ihtiyacı olan birine yardım ettiğinde bunun karşılığını hiç beklemediğin bir şekilde görebileceğini anlatmak için hep Akbar Han ve Nasır Paşa'nın iyiliklerini örnek gösterirdi. S 70- "Ziyaüddin tam bir ev erkeğiydi ve birbirlerine
Evim şehrin en tenha köşesindedir. Hem yürüyor, hem şarkı söylüyordum. Neşeli olduğum zamanlar, sevincini paylaşacak dostu, ahbabı olmayan kimsesiz her mutlu insan gibi ben de mutlaka bir şeyler mırıldanırdım. Tam o sırada başıma hiç ummadığım bir serüven geldi. Kanalın parmaklığına dayanarak duran bir kadın gördüm. Parmaklığın demirine abanmış,
Konuşmak görmekle aynı şey değildir. Konuşmalar olaya gizem katar ama görmek bozar.
Sessiz kalışlarım var bu aralar. Hiçbir şeyi umursamadan öylece oturasım... Sabit bir noktaya bakarcasına öylece kalakalmak saatlerce... Aynalarda kendimi görmek... Duvarlarda da sadece gölgemi... Odama yalnızlık üşüşsün, üst üste otursunlar... Hiç kimseye ve hiçbir şeye yer kalmasın. Sessiz odamda karşıma alıp kendimle sessizce konuşmak istiyorum. Öyle önemli meselelerden değil. Hattâ havadan sudan da değil. Sadece sessizliği konuşayım... Ama sessizce. Dilimin sahiline vagon vagon mana yüklü gemiler gelse de direneyim, tutayım öylece... Esiri olmamak için azat etmiyeyim sözleri. Kalbimin ortasından konuşayım istiyorum iki kelâm edeceksem de... Kalbten konuşsam da kalbe gider mi bilemem elbet. Lakin bazen, insanın mecâli kalmıyor kalpten inci sözler çıkarmaya... Çıkarsa da inci olduğunu kim bilebilir ki! Her insan kalbinden çıkanı inci bilir, öyle beller. Başkaları bilmese, anlamasa da... Bilirim çünkü manalar, muhatabın anladığı kadardır. Gerisi laf-u güzaf ve isrâf-ı kelâmdır... (m.e.)
Reklam
Kendi düşüncelerinizle aranız bozulduğunda konuşursunuz; Artık yaşayamadığınızda kalbinizin ıssızlığında, dudaklarınızda hayat bulursunuz; bir meşgale, bir eğlencedir ses. Ve konuşmak çoğunlukla katleder düşünmeyi. Düşünce kafes kuşu değildir çünkü kelimeler kafesinde kanatlarını açabilir ama uçamaz. Yalnız kalmaktan korktuğu için konuşkanlık arayanlar var aranızda. Yalnızlığın sessizliği görmek istemedikleri çıplak benliklerini ortaya çıkarıyor zira.
zehra dilara özen
Duygu ve düşüncelerimizin bir kapatma tuşu var da ona basmisiz gibi şarteli indirmisiz gibi kapatırız dunyaya karşı benliğimizi. kimseyi görmek kimseyle konuşmak istemeyiz. Belki bu ilk kapanma değildir.bir kere kapandığımızda yanımızda destek veren kimse yoksa hayata karşı hep böyle küsmeyi öğreniriz. Tum zor durumlarda cozumu susmakta ararız .fırtına öncesincesi hissizlik değil midir bu
119 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.