Muhlis ihlâsının farkında değildir. Günahtan kaçarken ve sevap işlerken bu fiillerini birer karar verme meselesi yapmaktan çıkarmıştır. Doğrusunu yapmalıyım diye seçip doğruyu, hata işlemek endişesini sonuca bağlayıp da yerinde olanı işlemez. Teslimiyet pazarlıksızdır. Samimiyet gösterişsizdir. İhlâs endişesizdir.
Bütün bunlar bizlerin aşkın bir düşünceye, aşkın tutumlara ulaşmak için didinip çırpınmak zorunda olmadığımızın işaretleridir. Samimiyete açılan kapının anahtarı kimsenin elinden kapılacak değil. Kapıyı açan anahtarı insan kendisi üretir. Bünyesi buna uygun kılınmıştır. Aşkınlığı çok uzak görmek, yakınımızda samimiyetsizlik göstermeye, basit saydığımız hususlarda ihlâstan imtina etmemize yol açabilir. Çünkü aşkınlığı çok çetin şartların uzantısı olarak, dişiyle tırnağıyla sökerek elde etmeyi uman insan hergünkü olağan hayatı içinde hep yapmacık kalacak ve bir gün karşılaşacağı üstünlük uğruna o andaki üstün konumunu elden kaçıracaktır.
...
Susmaktır aşkınlığın önemli bir belirtisi. Gösteriş olsun, derin düşünceli sayılsın diye değil, çok boyutlu konuşmayı içine sığdırabilmek için susmak. Konuşmak isteyen, konuşmakla varlığını kanıtlama yolunda bulunan konuşmalıdır, samimiyeti bunu gerektirir. Bağlantıyı konuşmakla kurma aşamasındaki insanın susması kendine zarar getirir. Aşkınlık kendini çetin bilmeceler içine salmakla değil; bilmecenin bir birimi olmanın heyecanını duymakla, safiyetin kendine mündemiç olduğunun sevgisiyle elde edilir.
Sayfa 242 - Risale Yayınları