Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Üniversitede edebiyat konferansında Kürd Filozof Şair Deniz Sarıtop konuştu, Profesörler ve tüm Arkadaşlar salonda ayakta dakikalarca alkışlandı. Bu kadar asil, kültürlü bir şair değil bu çağda, hiçbir çağda gelmedi.
72'sinde şiir kitabı çıkardı
Küçük yaşta annesini kaybedince kardeşlerine bakmak zorunda kalan ve okula gidemeyen Münüre Taşoğlu, Halk Eğitimi Merkezinin açtığı kursta okuma yazma öğrendikten sonra ikinci kitabını da çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Kırıkkale'de 3 yıl önce çocukluk hayalini gerçekleştirip okuma yazma öğrenen 72 yaşındaki Münüre Taşoğlu, şiir
Reklam
Ahmet Arif Leyla ERBİL’e 23 yıl boyunca mektuplar yazdı. Canım,leylam,kardeş, diye başlayan mektuplar. Şiirler yazıyordu,dergiler,kitaplar gönderiyordu. Sen,osun çünkü. O,şâir,dost,en sevgili ve en kardeş…başka türlü olamaz…diye sürüp giden bir serüven. Cemal SÜRAYA eşi hastanede yatarken Zuhal’im,hayat! Hayatımsın diye başlayan ve ziyaretinde eşinin baş ucuna bıraktığı mektuplar yazıyordu. O gün eşinin sevdiği sokakları dolaşıyor,kahvelere gidiyor,denizi gözlüyor gördüklerini eşi için yazıya döküyordu. O da şiirler yazıyordu,kitaplar,dergiler topluyordu eşine. Halil CİBRAN Mısırlı May Ziyade’ye 19 yıl boyunca mektuplar yazdı.Onunla mektuplar üzerinden edebiyat konuştu,sanat konuştu,şiir konuştu. Bir an olsun bile bir araya gelmediler. Edip CANSEVER 14 yıl boyunca Alev Ebüzziya’ ya “Alevli esmer derinlik” diye başlayan mektuplar yazdı. Şiirler paylaştı,edebiyat konuştu onunla. Luis ARAGON Fransa’nın meşhur şairiydi. Elsa’ya deli gibi aşıktı. Derinliğinde kendini yitirdiği gözler için “Elsa’nın gözleri”diye bir şiir yazdı. “Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde” Zamanlar, mekanlar değişse de bu duygu hiç değişmedi.Bu insanların bir kısmı hiç kavuşmadı,kimisi kavuştu ama mutlu olmayı beceremedi. Tek istekleri vardı hepsinin;ister sevgili olsunlar, ister eş , isterse dost yeter ki UNUTULMASINLAR. Çünkü hiç bir şey unutulmak kadar acı verici değildi.(H)
Tamirci Çırağı
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
HÜZÜN KOKULU AŞK Hayatım boyunca çeşitli korkular yaşadım içimde. Hem de en acımasız olanlarını… Yine de kimseye söylemedim. Hiç kimseyle paylaşmadım, yaşadıklarımı. Daha çocukken o küçücük yüreğime korkunun her türlüsü yerleşti. O zamandan beri bu duyguyla iç içe yaşadım. Bu yüzden de korkuyu içinde saklayan kişileri ben gözlerinden tanırım. Onu
Reklam
Sarı Sıcak
SARI SICAK (1) Birinci Bölüm Gün doğmadan çay tarlasında çaylar arasında arı gibi çalışıyor kelebek gibi uçuyordum iki kardeşim anam cıvıl cıvıl yeşilin içinde noktalar... Ta ki babam gelene kadar o heybetli cüssesi ile yeri göğü inleten fırtınalı hortum ... Hüüpp içine çekti. Haşere ilacı ile ilaçlar gibi silleleriyle uçurdu;
64 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.