sen geçip giden akşama âşık olmadın gelen sabaha tutuldun çünkü sen. .
Dostoyevski
Dostoyevski kaderi üzerindeki iktidarını kadere geri vermiştir: Bu sayede hayatı tesadüfi zamanı muazzam bir biçimde aşmıştır. O şeytani insan ebedi güçlerin kuludur ve onun kişiliğinde çağımızın berrak, dokümanter ışığının ortasında, miadını doldurduğu sanılan mistik zamanların yazarı, kâhin, büyük çılgın, kader mahkûmu bir kez daha doğmuştur. Bu titansı kişilikte ezelden gelen kahramansı bir şey vardır. Diğer edebi eserler zamanın vadilerinde çiçeklenmiş dağlar gibi yükselirken, üstelik de şekillenmiş ezeli kuvvetin tanıkları iken, zaman içinde yumuşamışlar, beyaz, kardan taçlarıyla sonsuzluğa uzandıkları zirvelerine bile ulaşılır olmuştur, ama onun yaratısının kubbesi, muazzam ve gri bir heybet içinde, verimsiz, volkanik bir taş olarak durmaktadır. Ama delik deşik olmuş bağrında açılan kraterden akan lavlar bizim dünyamızın en içteki, kor halindeki akışkan çekirdeğine dek ulaşmaktadır: Burada başlangıç henüz bütün başlangıçlarıyla, ezeli gücün özüyle iç içedir ve bizler onun kaderinde ve eserinde insanlığın esrarengiz derinliğini ürpererek hissetmekteyiz.
Sayfa 125 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yunan tarihçi Heredot’a göre Mısır’da sadık bir kadın bulmak kolay değildi. Heredot, Nil’e saygısızlık ettiği için kör olmuş Pheros adında bir kraldan söz eder. Pheros’un karanlığa mahkumiyeti on yıl sürer ve sonrasında gelen bir kahin, Pheros’a sadık bir kadının idrarıyla gözlerini yıkarsa, yeniden görebileceğini söyler. Bunun üzerine Pheros önce kendi karısının yanına gider ama onun idrarı zinayla kirlenmiştir ve onu iyileştiremez. Sonra “çok sayıda” evli kadının idrarını peş peşe dener, ta ki sonunda sadık birine rastlayana dek; en sonunda bu sayede gözleri açılır. Test ettiği zina yapan bütün kadınları (muhtemelen kendi karısı da dahil) Kızıl Toprak diye bilinen bir şehirde toplar ve onları yakarak öldürür. Tedbir olsun diye şehri de yakıp yıkar ve sonra da idrarı sadakatin şifa dağıtan güçlerini kazandıran kadınla evlenir
rüzgârın öfkeyle gelip sana akrabası olduğun ağacı sorduğu doğru mu? .
Yedikule Kâhini'nin yegane gözüne de bu şekilde perde indi. Ama kör olmasına rağmen hiçbir şey görmüyor değildi. Gözlerin ona gösterdiği yegane şey, o uçsuz bucaksız karanlıktı. Tıpkı sessizliği dinleyen Eflatun gibi, kahin de sustu belki de susmak gerçeği anlatmanın tek yoluydu.
Sayfa 268Kitabı okudu
Kimdir kör, gören, kör eden ve edilen...
Yaşlılar Kör kahin Tiresias geliyor. Büyüyen ayrışmanın dedikodusundan ve aşağıda kaynayan başkaldırıdan dolayı __Tiresias gelir, bir çocuğun elinde ve arkasında (kral) Kreon__ Tiresias Yavaş ol evlat, devamlı ilerle Aldırma dans sıralarına, sen öncülük et (bana) Öncülük eden aldırmamalı baküse (Dionisos'un lakabı, yani şarap ve eğlenceye dalma): Kaçınılmazdır düşüş, ayak tabanını fazla kaldırana. Zafer anıtlarına da çarpma. Zafer diye bağırırlar Ve tüm şehir aptal dolu! Ve takip ediyor Kör göreni, ama körü (insanları) kör eden Kreon (onu alay ederek takip eder) Nedir o, savaş hakkında fısıldadığın, memnuniyetsiz (herif!) Tiresias O dur ki, dans ediyorsun savaş karşısında seni aptal. Kreon İnatçı yaşlı, kahini(sin) Görünmez olanın, ama etrafta dikilmiş anıtları, görmez(sin) Tiresias Görmem. Ve çarpıtılmaz kalır bana aklım.
Reklam
139 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.