Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
·
Puan vermedi
Bir tarikat üyesinin oğlu olan Selim, ailesi ile birlikte Erzurum’dan Eskişehir’e göç eder. Babası o kadar canidir ki bütün çocukluğu dayak yemek ile geçmiştir. Üniversiteye gitmek istediği zaman ise hiç tanımadığı Perihan ile evlendirilir. İstanbul’a okumak için gelen Selim, Perihan ile kendine bir düzen kurar. Okul bittikten sonra işlerini büyüterek bir galeri sahibi olur. O galeride tanışacağı Gizem’in bütün hayatını alt üst edeceğinden habersizdir. İki yaralı insan birbirlerine iyi geldiklerini düşünürlerken aslında geleceklerini mahvediyorlardır. Gizem’e olan aşkından gözü hiçbir şey görmeyen Selim’in geçmişte yaşadıkları peşini bırakmaz. Nefret ettiği babasına benzemeye başlayan Selim, aşk sandığı duygunun onu zehir gibi sardığının farkına varmaz. Bundan sonra olanlar onları içinden çıkılmaz bir girdaba sürükler. Geçmiş peşimizi asla bırakmaz. Hayatımızın bir döneminde mutlaka bir yerlerden çıkarak kendini gösterir. İşte kitapta da babasına benzemek istemeyen Selim’in aslında onun kopyası olduğunu okuyoruz. Bir kişinin duygularının etrafındaki herkesin hayatını nasıl değiştirdiğine şahit oluyoruz aslında. Aşk sandığımız duygunun insanı kör ederek yanlış ve dönülmez kararlar alınmasına sebebiyet vermesi de cabası. Kitap kısa ama oldukça etkileyiciydi. Her şeyi tekrar tekrar yaşamak oldukça zor. Mahvolan hayatların olduğu, aslında yaşanılanlardan ders çıkarılması gereken bir kitap. Tavsiye ederim.
Uzun Zaman Önce
Uzun Zaman ÖnceZekeriya Çetin · İnkılap Kitabevi · 202392 okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Bu böyledir.
Beyaz bir karanlık. Bu böyledir. Değiştirecek nesi var? Bu böyledir, çünkü geldik. Yolun sonuna mı? Hayır, lunaparka geldik. İç içe geçen parlak kırmızı, mor, yeşiller. Hepsi birleşiyor ve beyaz bir karanlık oluşuyor, gecenin karanlığı. Saat on bire yaklaşırken hep böyle olur geceler. Beyaz karanlık mı olur demeyin, elbet olur. Olmaz ise, bu
Bu Böyledir
Bu BöyledirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20227,6bin okunma
Reklam
269 syf.
·
Puan vermedi
:) Suskunlar yazarın beşinci romanı ve ben çok geç kalmışım okumakta. 17 yüzyıl dönemleri (Sultan Ahmet ) ruhunu yansıtan bu kitap dili, tarzı olarak çok etkileyici. Yazar kitapları için geniş araştırmalar yaparak taslak oluşturup genellikle yaz tatilinde kitaplarını yazmış.Mesela bu kitap için musiki ile ilgili üç yıl araştırma yapmış.
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
269 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Suskunlar
Kitap eflatun rengi gibi asil bir...Ne yazsam eksik kalacak.Masal desem hakikatin masalın yanında ne olduğunu düşündürecek, hakikat desem masalın içinde yaşıyormuş hissi veren dakikalarım bana darılacak.Ne Davutun Nevaya duyduğu aşkı size yaşatacak ne de Eflatun gibi sessizliğini sesini dinleyebiliceksiniz.Ne kalın Musa'ya gülerken Zümrüdüankasına üzülebilicek ne de oğlu olan Veysel'in acıklı müziğinin kalbe tesirini duyumsayacaksınız .Ne Neyzen İbrahim dede gibi nefretin düşmanı Ney'e üfleyebilecek ne de Rafael'in garip ameliyat sahnelerine şahit olabileceksiniz.Ne inanılmak istenen Batını ne de İsa peygamberle rolleri benzeyen ama bı o kadarda farklı muamele gören Zahiri taniyabiliceksiniz.Ne diğer müzisyenlerin kurban oluşunu bilecek ,Ne de bir gözü kör Yedikule kahini gibi hakikat aynasına bakabileceksiniz.Ve de daha birçok karakteri yaşayabileceksiniz. Yegah,Dügah ve Segah musiki makam adlarının ismini taşıyan bölümlerden oluşan muazzam kitap, sizi bulunduğunuz ortamdan alıp sofuayyaştan başlayarak Galata Mevlevihanesine kadar birçok insanla göz teması kurdurtacak. Dantel gibi örülmüş, ilmeklerin ucu ehliyetle düğümlenmiş bu kitabı ,sakin ortamda okumak çok daha verimli olacaktır.Daha önceden okumaya başlayıp bıraktığım kitap, bi hocamın daha sonra okumam tavsiyesiyle beraber aklımdan çıkamamıştı.Şimdiki okuyuşumda ki kavrama değişikliğimin zamanın etkisi olmakla beraber daha özenle okumam dolayıyla da epey fark etti. Bundan sonra bana susmak düşer:)
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Beyoğlu’nda bir fahişe cinayeti işlenir. Daha önce de benzer bir cinayet işlenmiş ve Melek teyze haberi gazetede görür görmez emniyete koşmuştur. Daha önce çözdüğü vakalarla adeta semtin dedektifi olmuştur. Birlikte yaşadığı babası Namık dede, polis oğlu Tuğrul ve zihinsel olarak olmasa da fiziksel olarak bir dev olan oğlu “Oğul” la birlikte yeni bir dosyayı çözmeye adaydır. Çabuk okunan, eğlenceli, komedi tadında bir polisiye. Türe ilgi duyanlar sevecektir.
Kör Fahişe Bıçağı
Kör Fahişe BıçağıÇağan Dikenelli · Mendirek Yayıncılık · 201411 okunma
88 syf.
6/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Pastoral Senfoni
Yazardan okuduğum ilk eser oluyor kendisi. Konusu oldukça ilgimi çekmişti ve çoğu incelemede severek bitirdiğim
Ruth
Ruth
eserine benzetildiğini okumuştum. Bu yüzden beklentim yüksekti. Tam olarak beklentilerimi karşıladığı söylenemez ancak ortalama seviyede beğendiğim bir eser oldu diyebilirim. Konusundan kısaca bahsedersem; Yaşlı bir kadınla
Pastoral Senfoni
Pastoral SenfoniAndré Gide · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,541 okunma
Reklam
56 syf.
·
Puan vermedi
En Talihsiz Kral
Sophokles’in yazdığı en önemli Yunan tragedya eseridir. Mesele Laios ile İokaste çiftinin evliliği ile başlar. Çift çocuk sahibi olamayınca Apollon’a gider. Apollon onlara bir çocukları olacağını fakat günün birinde babasını öldürüp annesiyle evleneceğini anlatır. Bir süre sonra çocuk doğar. Ailesini onun ayaklarını bağlatarak bir dağ başına atarlar. Çobanın biri çocuğu görür ve kurtarır. Çocuğa “ayağı incinmiş”anlamına gelen Oidipus adını verir.Oidipus gün geçtikçe olgunlaşmış ve büyümüş. Günün birinde kavga esnasında Oidipus’a uydurma evlat denilince Oidipus iyice şüphelenerek bir kahire gider. Oidipus hayatı ile ilgili gerçeği öğrenmiş fakat kahin anne ve babasının kim olduğunu söylememiş. Oidipus bulunduğu şehri terk etmek üzere yola çıkar. Yolda bir tartışmadan ötürü öz babası yani kral Laiso’u öldürür. Bu olaydan sonra kralın yerine geçerek annesiyle evlenir. Annesinden çocukları olur. Tanrılar bu duruma sinirlenerek Oidipus’a lanetlerini gönderirler. Bu lanetten kurtulmanın tek yolu Laiso’un intikamını almaktır. Ama Oidipus yıllar önce öldürdüğü kişinin Laios olduğunu bilmez. Kahinlere çağırarak onlara danışır. Kahinler Laios’u kendisinin öldürdüğünü , onun oğlu olduğunu söyleyince Oidipus çıldırır. Hem annesi hem de eşi olan İokaste dayanamaz intihar eder. Oidipus kendisine ceza olarak olarak gözlerini kör eder. Kitapta asıl anlatılmak istenen ise yazgı sorununu belirtmektir .
Kral Oidipus
Kral OidipusSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20198,7bin okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Protestan mezhebine bağlı bir papaz bir gün adeta zorla götürüldüğü bir evde, henüz ölmüş bir kadın için dini tören yapacaktır. Bu fakir evde ölen kadının insan yüzü görmemiş ergen bir kızı vardır. Kör kız, ergenliğe kadar insan yüzü görmemiş, yabani bir çocuktur. Papaz kızı istemeye istemeye evine götürür. Bu kör ve yabani kızla ne yapacağını bilmemektedir. Evde de karısı Amelie bu durumu hoş karşılamaz. Fakat papazın ısrarı ile kör kız evde kalmaya devam eder kıza Gertrude adını verirler. Evdeki bütün tartışmalara rağmen papaz kızla ilgilenir ve onu eğitir. Eğitimi için Melle de la M. adında birine başka bir kiliseye gönderir. Burada piyano eğitimi alırken diğer yandan da papaz Gertrude’e oldukça ilgi duyar. Fakat papazın oğlu Jacques ile Gertrude arasında aşk başlayacaktır fakat papaz buna karşı çıkar. Papaz kendisi de aslında kıza âşık olduğunu anlar. Andre Gide’in otobiyografik romanı Pastoral Senfoni’de papaz Gertrude’e renkleri ve renklerin tonlarını Beethoven’ın Pastoral Senfonisi (6. Senfoni) ile anlatmaya çalışır. Kızın eğitimiyle ilgilenirken bir yandan da kıza bağlandığını hisseder bu adeta aşktır. Diğer yandan oğlu da kızla ilgilenir fakat papaz ikisini ayıracaktır.
Pastoral Senfoni
Pastoral SenfoniAndré Gide · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,541 okunma
311 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Araba Sevdası: Sosyetik Bir Masalın Derin Duyguları
Recaizade Mahmut Ekrem'in kaleminden dökülen Araba Sevdası, adeta İstanbul'un aristokrat kesiminin pırıltılı dünyasına kapı aralayan bir anahtar gibidir. Bu eşsiz eser, sadece döneminin toplumsal dokusunu değil, aynı zamanda insanın iç dünyasındaki çatışmaları da ustalıkla yansıtır. İçinde bulunduğumuz hayatlarımızda bile kolaylıkla
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · İletişim Yayıncılık · 201425,2bin okunma
·
Puan vermedi
Asıl adı Ahmet. Nişantaşı’nda varlıklı bir ailenin oğlu olarak yaşıyor gösteriş, şan ve mevki düşkünü Efruz Bey. Okumayı sevmiyor. Gereksiz bir eylem onun için okumak. Okuyacak zamanı da yok zaten. O yüzden hep konuşup ders vermeyi tercih ediyor. Hem de hiç hazırlık yapmadan. Marifet okumadan söylemek çünkü. Bilinçsiz halk yığınlarını coşturup
Efruz Bey
Efruz BeyÖmer Seyfettin · Ötüken Neşriyat · 20181,648 okunma
Reklam
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
❥ “Hiç yokken kaybetmek kolaydır lakin bir şeylere güç bela kavuştuktan sonra kaybetmenin daha zoru yoktur bu dünyada,” ❥ Eşref, Yunanistan’dan Üsküp‘e göçtüğünde henüz on yedisindeydi. Ailesinden herkes gözünün önünde katledilmiş bir ağanın oğluydu. Düşman kana doymadığı gibi Eşref’inde annesini ve kız kardeşini evlerinin bahçesine gömmesi için
Kerpiç Reçeli
Kerpiç ReçeliNagehan Kruç Şeremet · Destek Yayınları · 202315 okunma
·
Puan vermedi
"DERİN UYKU" "Komiserim, şimdi aradılar, aynı mahallede üçüncü vaka. Aynı şekilde bulunmuş..." Sesi zayıfladı. "Yine maktul kadın." Maktul kelime anlamı; öldürülmüş, öldürülen insan. Ya bir kör kurşunla ya bir bıçakla ya intihar süsü verilerek ya da boğazı kesilerek. Ne kadar basit değil mi? Ve de kolay. Bir
Derin Uyku
Derin UykuBahar Akman · Oğlak Yayınları · 20234 okunma
292 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Irazca'nın Dirliği
Irazca'nın Dirliği
, Yazar
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
'un 1961 yılında ilk basımı yapılan ikinci romanıdır. Ayrıca Yılanların Öcü ile başlayan üçlemenin ikinci kitabıdır. Irazca'nın Dirliği'ni, üçlemenin son kitabı olan Kara Ahmet Destanı izlemiştir. Fakir Baykurt, Karataş köyü ve insanlarını anlattığı ve Yılanların Öcü’yle başlayan üçlemesinin bu ikinci kitabında, "Yoksulluğun gözü kör olsun" dedirtiyor okura. Gücün parayla ölçüldüğü bir dünyada ve işlerin kayırmayla, rüşvetle görüldüğü bir ortamda köylü olmanın, yoksul olmanın ne anlama geldiğini dile getirirken, insanlığın bu acınası haline sanki bir ağıt yakıyor. Yılanların Öcü’nde başını gösteren yılanlar, Irazca’nın Dirliği’nde zehirlerini akıtıyor Irazca şu dünyaya geldi geleli gün yüzü görmemiştir. Dertli mi dertli bir kadındır; üstelik genç yaşta dul kaldığından kadınlığını da bilememiştir. Geçimdi, çocuktu, sonra torundu derken sırtı doğru düzgün yumuşak bir yatağa değmemiştir. Yetmezmiş gibi, köyün muhtarı Cımbıldak Hüsnü ile Haceli’yi ev yeri yüzünden düşman beller kendine. Ev işi halloldu, sular duruldu derken, anlar ki, su uyurmuş ama düşman uyumazmış. Bu sefer torunu Ahmet’e kötülük eder düşmanlar; oğlu Bayram ölümlerden döner. Yitirir bir bir dayanaklarını... ve zavallı Irazca’nın ne dirliği kalır ne düzeni.
Irazca'nın Dirliği
Irazca'nın DirliğiFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,101 okunma
478 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Al desem, sana ömrümü versem Korkarsın, alamazsın ki."
》Kitabın önsözünde, "Bendeki şiir; önce bir damlaydı. Rahmetli babamdan geldi, anamda biçimlendi, özlendi, bütünlendi." diye anlatıyor şiir serüvenine başlangıcını Ümit Yaşar. Küçük yaşlardan itibaren başlayan ilgisinin onu kocaman Ümit Yaşar yapması çok kolay olmamıştır herhalde. 》Sözünü ettiği damla, ailesindeki sıkıntılı durumlar,
Acılar Denizi
Acılar DeniziÜmit Yaşar Oğuzcan · Özgür Yayınları · 2002880 okunma
572 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.