Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
64 syf.
9/10 puan verdi
"Sizin hiç babanız öldü mü?" şiirinin ismi tokat gibi çarpıyor insanı. "Aşk" daha çok 15.yüzyıl ressamlarının tablolarındaki doğal kadınsı güzelliği canlandırıyor gözlerimizde, bize bayağı gelmiyor kullandığı kelimeler. Siz gerçekten ölümden korktunuz mu? "Hamza" şiirini okursanız, bu korkuyu iliklerinize kadar hissedersiniz. Ölsek bile yine güneş doğacak, insanlar yaşamlarına devam edecek, biz öldüğümüzle kalacağız. "Nehirler boyunca kadınlar gördüm" bir kez daha yarım insan muamelesi gören ama her şeye rağmen sizi karşılıksız seven kadınları anlatan en güzel şiitlerden biri. Kadının saçını başını değil, kalbini ruhunu anlatıyor. Tekrar okur muyum? - Kesinlikle
Üvercinka
ÜvercinkaCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 200818,6bin okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
Anlar beni Deliler..
"Benden kimsenin bir şey istemediği bir ülkede, ben kendim istediğim ve sen istediğin için yazdığımı biliyorum. Ama, Türk Edebiyatı Tarihine geçen kitap yazdığımı da daha baştan gene biliyordum. Ancak, bu günleri, bu mücadeleyi de kendi öz hayatım olarak yaptığımı da biliyorum. Her kitabım olay oluyor. Ama ben, yapayalnız bu olayı yaratan
Beni Deliler Anlar
Beni Deliler AnlarSevim Burak · Hayy Kitap · 20096 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Korku.... Belki de hayatımızın birçok döneminde var olan ve varlığını sürdürmeye devam edecek yegane duygu.şöyle bir düşününce , insan ne kadar da çok şeyden korkuyormuş aslında. Karanlıktan, yükseklikten, aşılardan, hata yapmaktan, başarısız olmaktan , değer görmemekten. Peki hiç elinizdeki her şeyden , hayatınızın düzenini kaybetmekten ve dahası hayatınızı kaybetmekten korktunuz mu? Stefan Zweig, eşsiz kalemiyle korkunun kendisini ve beraberinde getirdiği o çaresizliği, pişmanlığı ve bitmişlik duygusunu gayet iyi ele almış. Ve en etkileyici kısım kesinlikle son sayfalarda saklıydı....
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103,4bin okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hiç yolculuk sırasında arabanız kaza yapar da ağır yaralanirim diye korktunuz mu ? Veya bir yeriniz ağırdığı zaman internetten bu belirtilere bakıp kanser olduğunuzu düşündünüz mü ? Çok sevdiğiniz ailenizi bir kazada kaybetmekten , arkadaşlarınızin ölmesinden endişe duydunuz mu ? Ya da yolda yalnız yürürken takip edildiginizden...... Evet mi? Evet dediğinizi duyar gibiyim. Eğer saplantılı şekilde bunları düşünmüyorsanız sorun yok merak etmeyin. Ama bunları düşünürken hayatınıza devam etmekte zorlanıyorsanız , bir sorun var demektir. Hepimizi bazen endişelendiren durumlar olur. Durduk yere korktuğumuz , hiçbir şey yokken vesveseli düşüncelere kapıldığımiz olabilir. Ama Ivan Dmitrich baska . Birisi tarafından takip edildiği takıntısı onu o kadar ele geçiriyor ki kendisini eve kapatıyor. Kasabada işlenen bir cinayeti onun işlediğini sanacaklar diye öyle korkuyor ki kendini bir anda hastanenin 6. Koğuşunda buluveriyor. Akıl hastası olarak bir yıl kaldıktan sonra hayatına birden bire Doktor Andrey Yefimıç giriyor. İkisini ortak noktada birleştiren bir etken var : Kitap Doktor Andrey Yefimıç kendini kalabaliklarin içinde yalnız hisseden bir karakter. Etrafındaki kimsenin onu anlamadığını düşünüyor ve bilgili , kültürlü bir dost arayışı içinde. O dostu ise 6. Koğuşta , bir hasta:Ivan Dmitrich. Peki toplum ne diyor bu arkadaşlığa? Bir doktorla bir hastanin arkadaş olması nasıl karşılanıyor? Cevabı Anton Çehov vericek size. Keyifli okumalar....
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Can Yayınları · 202070,2bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Bir kadın kitaplar uğruna yanmayı göze alıyorsa bu kitapların içinde bir şeyler olmalı...diye düşündü Montag... Bu yaşıma kadar yüzlerce kitap okudum belki ama hiçbiri beni böyle korkutmadı.Fahrenheit 451 'in anlamını açıklamaya kalkacak değilim,illaki hepiniz biliyorsunuz.Pek çoğunuzun da aynı satırları okuduğunu tahmin edebiliyorum.Hepiniz benim kadar korktunuz mu onu merak ediyorum asıl.Ya da sizin de içinize bir yumruk oturdu mu?Gözleriniz doldu mu okurken?Kitabın yazıldığı dönemdeki şartları az çok biliyoruz hepimiz,peki günümüzde değişen ne?Sizin çevrenizde de kitaba ön yargılı yaklaşanlar çok mu?Yoksa siz bir okuyan olduğunuz için parmakla gösterilen,gıpta edilen bir topluluğun içinde misiniz?Aslında iki durum da tamamen saçmalık gibi geliyor bana.Cok okuduğun için eleştiri oklarına maruz kalmak da,hayran olunacak bir şey yaptığının hissettiriliyor olması da...Okumak bir meslek olsa elimde meşale en başta koştururdum herhalde...De bu öyle ahım şahım anlatılıp,övünülecek bir durum gibi gelmiyor düşününce.Aşkla bağlıyım dünyadaki bütün kelimelere...O kadar... Kitaptaki durum bir gün bizim de başımıza gelse ne olurdu diye düşündüm kendi kendime.Bir şiir okuyup gözlerim dolmayacaksa,bir roman kahramanına hayran olamayacak,bir öyküyü bitirdikten sonraki gülümseyişi yüzümün kıvrımlarında hissedemeyeceksem...Dedim...Diyemedim...Yine gözlerim doldu... Sahi o günleri yaşamak zorunda kalsaydım,devrimci ayaklı kütüphanelerden biri olma şansına erişseydim...Hangi kitap ya da kitaplar olurdum acaba?
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,7bin okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE....
kitabı okurken sanki onların yanındaydım birebir onlarla yaşadım. çok acı... ailesi için gençlik için .. o tarihlerdeki devlet adamları gençleri asarak susturdu.. bu üç fidan ne istedi sizden kendimiz üretelim demiş yabancılara bağlı kalmayalım demiş .. BAĞIMSIZ TÜRKİYE DEMİŞ.. kötü mü demiş.. siz onları toprağa verince bitti mi sandınız. onlar sadece toprakta bir tohum.. kitabın sonlarına doğru gözlerim ve yüreğim daha fazla dayanamadı.. Çocuklarını öldürdüğünüz ailelerin hayatlarını neden kısıtladınız korktunuz mu.. tarih infazı onaylayan hiç kimseyi AFFETMEYECEK...
Abim Deniz
Abim DenizCan Dündar · Can Yayınları · 20165bin okunma
Reklam
155 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
En uzak yerdeki en ulaşılmaz parçasına âşık olmuştu kadın. O, katil miydi, şefkatli bir âşık mı? Cellât, seni hemen öldüren midir? Seni bir ömrün içinde yavaşça öldüren de cellâdın değil midir? Bilerek, isteyerek peşinden gittiğin aşk, seni bir şekilde öldürür. Karanlığını, öfkeni, nefretini öldürür. Benliğini yeniden yazar. “Benim” dediğin; kendin sandığın “kimliği” öldürür. Aşkın en büyülü tarafı da bu değil midir? Ölmeye gönüllü olmak. Kör bir kurşundur “aşk”. Hedef aldığı kalp , ya boyun eğer , ya acı çeker. Bir gecede bitirdiğim “kabuk adam” kör kuyularıma doğru bir yolculuğa çıkardı beni. Işığın çağrısını duyabilen herkes gibi, “karanlığımı” nasıl dışladığımı, “kadınlık” denen kavramın altında nasıl çırpındığımı, gizli kimliklerimi elimin tersiyle nasıl ittiğimi yeniden fark ettim. Başlaması muhtemel bir aşktan ölesiye korktunuz mu hiç? Kaçmak ya da kalmak… Her büyük aşk “aşığı” dönüştürür. Bu nedenle ateşe benzer “aşk”. Değişmek istemeyen, kontrol edemediği şeye boyun eğmeyen insan aşka düşünce dönüşür.
Kabuk Adam
Kabuk AdamAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20184,352 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
Halit İrdal ve Hayri Ayarcı yahut Saatli Bombaları Ayarlama Enstitüsü 《Hayatta uğradığımız bütün güçlükler az çok kafamıza gelen ilk fikirden bir türlü silkinip çıkamayışımız yüzünden değil midir?》 Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, s. 373 1- (Halit Ayarcı) Gülerek bana baktı: - Aziz dostum, dedi, zavallı dostum! Yahut Zavallı
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,8bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Küçük Prens, Antonie De Saint Exupery tarafından 1943 yılında Newyork'ta bir otel odasında yazılmıştır. Kendisi de bir pilot olan Fransız yazarımız, Küçük Prens adlı başka bir gezegenden gelen bir çocuğun gözünden büyüklerin yanlışlarını anlatır. Küçük Prens kitabı yazarın 6 yaşında iken Yaşanmış Öyküler adlı bir kitapta, avını yutan bir boğa
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,8bin okunma
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.