Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ziya ül Hak
İslamabad’da cadde ortasında insanlara işkence ediliyor. Öyle bir hoparlör düzeni kurulmuş ki, kırbaçlanan kişilerin acı çığlıkları yalnız orada değil, başka caddelerde de; on, belki on beş kilometre öteden de işitiliyor. Birbirine bağlanan hoparlörlerle bu çığlıklar kentin en uzak semtlerinde oturan halk kesimlerine sindirici bir önlem kıvamıyla yansıtılıyor. İnanılmaz, şaşırtıcı bir dünya zulmü, korkunç bir devlet terörü çıkıyor ortaya. Allahına yan bakan şeriatçı ancak bilim-kurgu yapıtlarında, teknik masallarda rastlanabilen bir düzenek kurdurmuş ve zulüm ortalamasında İbn Alkame’yi bile geçmişti.
Rifat: "Dayak o kadar mühim değildir, diyordum. Çünkü otuz kırk sopadan sonra insan çok kere bir şey hissetmiyor. Tabuta girmek, susuzluk… uykusuzluk… hepsi geçiyor… İstesek de, istemesek de geçiyor. Ne kadar korkunç olurlarsa olsunlar, bunları çekerken, şu nokta daima aklımızda: Bunlar benim iradem dışında olan işler. Önüne geçmek için ne yapabilirim? Yalvarmak mı? Asla… Ne faydası var ki? Dilimiz ayrı, dünyamız ayrı… Kuzunun kurda yalvarması gibi bir şey olur. Çünkü bana işkence edenler de, birkaç ruh hastası bir yana, bunu sadece zulüm olsun diye, zevk almak için yapmıyorlar… Vazife diye başlamışlar… Ruhunu ekmek parasına satan her insan gibi yavaş yavaş alışmışlar, birer makine haline gelmişler. Bizi onlardan asıl iğrendiren, daha ziyade insanın böyle bir makine haline gelmesi. Evet, ben ben olarak ve o o olarak kaldıkça, aradaki mesafe muhafaza edildikçe işkence ve dayak o kadar mühim değil."
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Leylim - Leylim Leylim - leylim dünyamızın yarısı Al - yeşil bahar, Yarısı kar olanda Gene kavim - kardaş, can - cana düşman, Gene yediboğum akrep,
Korkunç olan, uğradığım kahpe harcı zulüm değil, ne de kanımı mahzenlere akıtmak. Korkunç olan, bir ömürlük dünyada sana hasret gitmem, senden uzak tutulmamdır.
Sayfa 133Kitabı okudu
"Yüz altmış yıl zulüm ve işkence: gözyaşı ve ölüm. Sibirya'nın kara ve vahşi ormanlarında, Avrupa çöllerinin ateşlerinde, azgın denizlerde ölüm tekneleri içinde, büyük, kahraman, mağrur bir millet ezildi, eridi yok oldu. Kalanlar yurtlarından sürüldü. Düşünüyorum: Rusya, bu büyük, kahraman, namuslu milletle neden böyle namussuzca hesaplaştı?"
Sayfa 117 - Ötüken Yayıncılık
Allah'ın Sevmediği Amel ZULÜM
Allah'ın Sevmediği Amel ZULÜM Zalim:Haksızlık ve zulüm eden, kötü kıyıcı, merhametsiz, gaddar kimse demektir. Zulüm:Haksızlık, eziyet, işkence, baskı, adaletsizlik demektir. Zulüm: bir şeyi kendine ait olmayan yere koymak, sınırı aşmak doğru davranmamak, günah işlemektir. Mazlum:Zulüm görmüş, zulme, haksızlığa uğramış kimse
972 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.