Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
·
Puan vermedi
Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı oldu. Kitabı elime aldığım zaman bırakamadığım, bırakınca da 'acaba sonra neler oldu?' diye merak ettiğim türden. Savaştan kaçan Suriyeliler, Işid tarafından insanlığa sığmayan, utanç verici şeyler yaşayan Ezîdîler.. Ezîdî kızı Meleknaz ve müslüman Hüseyin'in hikayesi. Hüseyin'in merhametinden dolayı Meleknaz'ı nişanlısına tercih etmesi üzerinden kitapta 'merhamet' konusu güzel işleniyor... Ezîdîlik ile ilgili öncesinde biraz aşinalığım vardı ama kitabı okurken ayriyeten şaşırdığım bilgiler edinmiş oldum. Kitabı okurken yaşanılan bu zulüm gözlerimi doldurdu, içimi büyük bir huzursuzluk kapladı, kitabın adı gibi.. Hangi dine mensup olursa olsun, hiçbir insan zulmü haketmez. "Bizim türümüzün bu dünyada yaşamaya, hem birbirini hem dünyayı yok etmeye hakkı yok, hepimizin içinde korkunç bir canavar yaşadığı yadsınamaz bir gerçek diye düşündüm. Eğer Zilan, Nergis, Meleknaz ve binlercesi homosapiens değil de hayvan olsaydı bu acıların hiçbirini çekmezlerdi, kendimizi hayvanlardan ve bitkilerden üstün görmemiz büyük bir aldatmaca, insanlık diye yücelttiğimiz şey aslında ne aşağılayıcı bir kavram diye düşündüm" •Yazarın bazı alakasız şeyleri islam ile bağdaştırıp eleştirmesini doğru bulmadım.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,6bin okunma
·
Puan vermedi
Holokost
Bir millet ve benzersiz diye niteleyip uğradıkları holoskostun gerçek yüzü kitapta ortaya çıkarılmış. Yazar kendilerinden biri olmasına rağmen her şeyi tüm gerçekliğiyle ortaya koymuş ve nesnel bir bakış açısıyla anlatmıştır. Yaşadıklarından kazanç sağlamaya çalışan ve yine kendi milletine mağduriyet yaşatacak kadar korkunç bir millet. Tam da Filistin halkına yaşattıkları zulüm döneminde bilinçlenmek için okunması gereken bir kitap.
Holokost Endüstrisi
Holokost EndüstrisiNorman G. Finkelstein · Kutadgu Yayınları · 202364 okunma
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hiçbir şey kalmamıştı geriye. Neredeydi bu yaşam, çekilen korkunç acı neredeydi? Hiçbir şey kalmamış mıy­dı? Bütün bunların hesabını hiç kimse vermeyecek mi acaba? Böyle hiçbir iz bırakmadan unutulup gidecek mi? İsmiyle beni çok etkileyen, gerçek olaylardan kurgulayarak, yazarın Yaşam ve Yazgıdan sonra yazdığı son eseri. Ayrıca muhteşem bir önsöz’e sahip. Stalin’in ölümünden sonraki dönemde başlıyor roman. 30 yılını tutuklu geçirdikten sonra hayatına geri dönen İvan, hiçbir şeyi eskisi gibi bulamaz. Sevgiliside dahil. 1930 yıllarından 1960’lı yıllara kadar Milyonlarca insanın açlıktan ölümü, çalışma kampları, devrim, sovyet rusya, yaşayanların, okuyanların aklının almayacağı birçok zulüm.. Ben henüz yaşam ve yazgıyı okumadım. Bir çok yazıda bu kitabın devam niteliğinde olduğunu fakat istenirse tek olarak da okunabileceğini gördüm. Bu yüzden yaşam ve yazgı’yı okuduktan sonra her şey geçip gider’i tekrar okumayı düşünüyorum. Daha verimli olacağı kanısındayım. Siz de bu kitabı lütfen okuyun, kitaplığınızda yer verin.
Her Şey Geçip Gider
Her Şey Geçip GiderVasili Grossman · Can Yayınları · 2013114 okunma
166 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Ahlak ve Bilim
Romanın metni bir gemi kazasından kurtarılan Edward Prendick'in anlatımıdır. Dirikesim adı verilen ameliyatlar ve deneyler ile hayvanlardan insana benzer melez varlıklar yaratan çılgın bilim adamı Doktor Moreau'nun öyküsünün anlatıldığı roman, acı ve zulüm, ahlaki sorumluluk, insan kimliği, insanın doğaya müdahalesi ve travmanın etkileri gibi bir dizi temayı ele alır. Edward Prendick, güney Pasifik Okyanusu'ndaki bir gemi kazasında, enkazdan sağ kurtulan, bilimsel eğitim almış bir İngiliz'dir. Oradan geçen Ipecacuanha adlı bir gemi onu kurtarır ve Montgomery adında bir adam onu iyileştirir. Prendick ayrıca Montgomery'nin uşağı gibi görünen M'ling adında hayvansı bir yerliyle tanışır. Gemi Montgomery'ye ait çok sayıda hayvan taşımaktadır. Montgomery'nin varış noktası olan adaya yaklaştıklarında kaptan, Prendick'in Montgomery ile birlikte gemiyi terk etmesini ister. Montgomery, Prendick'i adada ağırlayamayacağını açıklar, Buna rağmen kaptan Prendick'i bir sandalla denize bırakır ve yelken açar. Kaptanın Prendick'i terk ettiğini gören Montgomery, ona acıyıp yeniden kurtarır. Kimselerin uğramadığı volkanik bu ada, pek ıssız sayılmaz: Kendisini deneylerine adamış bir bilim insanı olan Dr. Moreau, alkolik asistanı Montgomery, onun tuhaf hizmetkârı M'ling ve Moreau'nun korkunç deneylerinin ürünü tuhaf yaratıklar adada yaşamaktadır. Prendick, Dr. Moreau'nun, Londra'da tanınmış bir fizyolog olduğunu ve canlı hayvanlar üzerindeki korkunç deneyleri ortaya çıkınca Büyük Britanya'dan kaçtığını duyduğunu hatırlayacaktı.
Doktor Moreau’nun Adası
Doktor Moreau’nun AdasıH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20227,6bin okunma
375 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Hosseini 1965 yılında Afganistan, Kabil’de doğdu. Diplomat bir babanın ve öğretmen bir annenin ilk çocuğuydu. 1980 yılında, ailesiyle birlikte, Sovyetler Afganistan’ı işgal ettiğinde siyasi sığınma talebiyle başvurdukları ABD’ye Kaliforniya eyaletine yerleşti. 1993 yılında Kaliforniya üniversitesi’nden mezun oldu. 1996’da Los Angelas Cedars Sinai
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,7bin okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
“Zayıfa acımak doğaya ihanettir.”
Şimdi bunları okuyan kişinin kendini bahsettiğim kişinin yerine koymasını istiyorum. 20.yy başında Avusturya’nın Almanya sınırına yakın bir yerde doğuyorsunuz. Babanız memur, anneniz ev hanımı. Babanız o dönemde gelecekteki en mantıklı işin memur olmak olduğunu düşünüyor ancak siz kesinlikle olmak istemiyorsunuz. Babanıza bu konu hakkındaki her
Kavgam
KavgamAdolf Hitler · En Kitap · 201610,7bin okunma
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Dünyada ölenler ve gül yetiştirenler …
“Şehrin bir yerinde birileri ölüyor, ne korkunç! Beklenmedik ölümler beklenen ölümler apansız gelenler ağır ağır gelenler ihtar edip gelenler habersizce gelenler. Kahvede otururken ölenler bir otobüs yolculuğunda ölenler gece yatağında yatıp da kalkmayanlar vazife başında can verenler onulmaz hastalıklardan ölenler başını taş duvarlara
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma
328 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
MERHABA Yakın tarihten bir soykırım hikayesi. Bosna katliamı.. Sırpların müslümanlara yaptığı vahşet.. Okurken kanım dondu. Yazar öyle güzel aktarmış ki olanı biteni kitabı okurken kaç kez gözyaşı akıttım bilemiyorum. Kitap okumuyor hikayeyi yaşıyorsunuz adeta. Bosna zulmü yaşarken dünyanın sessiz kalışı, şu zamanda Filistin halkının yaşadıklarından farklı değil. İnsan kahroluyor şahsi olarak bir şey yapamayışındaki çaresizliğiyle utanç içinde kalıyor. Suada ile Tarık sanat okulunda birbirini seven iki genç. Hikaye insanın içini ısıtan bir aşk ile başlıyor. Her şey yolunda giderken savaş sinyallerinin çalmaya başlamasıyla iki genç birbirinden kopuyor. Sonrası tepetaklak giden hayatlar. Yaşanılan onca kanlı yıllar Suada’nın dilinden dinlediğimiz vahşet, tecavüz, çaresizlik, zulüm.. Daha fazlasını anlatabilecek kelime bulamıyorum. Suada’nın başına gelen korkunç şeylerden sonra yine Tarık’la bir araya gelebilecek miydi? Ümit var mıydı? İliklerinize kadar sarsılmaya hazır mısınız? Keyifli okumalar.
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Gerçeklik….
Kitapla ilgili çelişkili düşünceler hissediyorum. Sevip sevmediğim kitabın akıcılığı tartışılır. Kesin olan şey ise beni okurken sinirlendirip germesi. Distopyanın tanımına uygun, konusu saçma değil olasılık dahilinde bir felaket senaryosu. Hatta şu anda dünyanın birçok yerinde farklı versiyonları yaşanan bir felaket. Kitabın başlangıcı olaylar
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911bin okunma
481 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Gerçek bir aşkın hikayesi
Livaneli’nin okuduğum henüz ikinci kitabı olmasına rağmen diğer kitaplarının da mükemmel olduğuna o kadar eminim ki.. Okurken neredeyse her sayfasını hiç yorulmadan betimleyebiliyorsunuz. Kitap tarihin acımasızlığını iktidarların zalimliğini o zamanları yaşayan insanların ne çektiğini kısa ve özet şekilde anlatıyor ve hissettiriyor. Struma gemisinin gerçek olduğunu öğrenince çoğu insanın unuttuğu tarihte korkunç kim bilir ne olaylar var diye düşündürüyor ve şu sonuca götürüyor “iktidar zulüm demektir. Hele denetlenemeyen iktidar.” Kitabı okurken eliniz bi yandan telefona gidiyor ve gerçekliğini araştırmak istiyorsunuz. Kesinlikle okunması gereken mükemmel bi kitap.
Serenad
Serenad
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,5bin okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
VATANDAN KOVMAK DA KATLİAMIN BİR BAŞKA TÜRÜDÜR
Yazarın en çok kullandığı ve ısrarla söylediği şey cihad. Ben ve inancıma göre de olması gereken şey bu. zira şuan Müslüman toprağında zulüm işkence gasp tehdit tecavüz vatanından sürme herşey varken cihaddan başka bir seçenek asla yok. Hatta Hamasa göre Yahudilerle barış hem İslama hem Filistine hem şehit olanlara ve yaşayanlara haram ve
Hamas
HamasAbdullah Azzam · Ravza Yayınları · 2023122 okunma
328 syf.
1/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Savaş insanlara en korkunç olan ne varsa onu yaşatır.
Bosna da yaşayan savunmasız,masum halka Sırpların yaptigi, tecavüz , soykırım ve işkenceler..Yaşananlarin hepsi insanlık dışı ve korkunç katliamlardan ibaret. Gerçek hayattan alınmış ve okurken insanın kanı donuyor. Burada bu kadar derin bu kadar özel bir yaşam hikayesinin anlatım şekli ancak bu kadar berbat anlatılabilir. Bu kitapta yazarın bir marifeti yok olayın kendisi zaten dehşete düşürür.orda yaşananlara tanık bir Bosnalı dan dinlemek bile yeter.bu kadar derin ve özel bir konu layık olduğu bir şekilde anlatmamıs.Piyanist filiminden esinlenmiş birazcık. Bu kitabı okuduktan sonra Atatürk 'e dua ettim. Yurdumuzun dört bir yanı işgal edilmişken halkımıza zulüm ve işkence yapılırken halk kaderine terk edilmişti aynı zulmü biz de yaşadık ta ki ATATÜRK gelip o direnişi başlayıncaya kadar.
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
303 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
La crueldad to tiene memoria, il se repite. Zulmün hafızası yoktur, kendini tekrar eder. Holokost nasıl bir zulüm idiyse şimdi de benzerini yaşamıyor muyuz? Bu boğucu günlerde elim bu çizgi romana gitti. Gerçekten korkunç olaylar yaşamış insanların "dertli" haline bürünmediğini fark ediyorum. Onlar ancak kendi başlarından geçenleri duyurmak adına konuşuyorlar; alegorilerin, metaforların ardına sığınmalarına gerek yok. Yalın gerçek onlara yetiyor. Bu kitap her ne kadar korkunç zulümlere yer verse de sizi boğan bir havaya sahip değildi, olanı anlatıyordu. İşte tarihte bunlar oldu ve sizin de farkında olmanız gerekiyor. Ne ajitasyon, ne karakteri melekleştirme ne de duygusal manipülasyon... Olduğu gibi. Tüm bu yaşananları çizgi romana dökmek ve bunu yaparken de samimiyetten ödün vermemek takdir edilesi. Her yiğidin harcı değil derler ya, ondan.
Maus
MausArt Spiegelman · İletişim Yayınevi · 2019676 okunma
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.