Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Kitabı okumadan önce hakkındaki yorumları incelemiştim. Genel olarak tüm dinlere eşit mesafede duran, dinleri tamamen öğretmesi mümkün olmasa da dinlerin temel düşüncelerini güzel yansıtan bir kitap olduğu yönünde yorumlarla karşılaşmıştım. Kitabı okumaya ilk başladığımda ben de aynı düşüncedeydim ta ki iyi bildiğimi düşündüğüm İslam ve biraz
DELİLİK GÜZELDİR
Din bilgini, teolog ve öğretmen olan Erasmus eski ve yeni ahiti harmanlayarak; toplumu, bilgeleri, avukatları, stoacıları, yönetici eliti, kralı hatta papalığı hiciv ve inceden alaya alarak saymış olduklarımın aksayan yönlerini arkadaşı tomas morenin ingilterede ki evinde ona ithafen kaleme almıştır.
Deliliğe övgü adlı eseri okumamda ki amaç
SPOİLER İÇERİR İNCELEME DEĞİL ÖZET
Fırtına Özet
Oyun fırtınanın ortasında kalan bir gemide başlıyor. Bu gemide yer alanlar insanlar ise Napoli kralı, oğlu, dukalığı gasp eden Milano dükü, bilge ihtiyar Gonzalo ve diğerleri...
Bu fırtınayı çıkaran ise tabii ki de kralına sadık cin Ariel. Shakespeare’in diğer oyunlarının dinamiğini de oluşturan
11 farklı kısa öyküden oluşan ve her biri ayrı konularda yoğunluk ve tarihi birikim içeren bir kitaptır. Kıssadan hisse dedikleri bu olsa gerek. Tavsiye üzerine okudum ve tavsiyeye uyduğum için mutluyum fırsatı olan okusun. Çok güzel şeyler kazanır. Belki kalabalık ortamlarda anlatacak hikayesi olur:) şahsen benim oldu bile. Ramiz Karaeski(dayı) gibi hikayeler anlatıcam:)
En anlamlı ve sevdiklerim ise; Kendini arayan lider, Kral ile Soytarı.
Adını bilmediğimiz ülkenin kralı bir düş görür bunu bilge ve soytarıya da söyler, ama onlar da aynı düşü görmüştür.
Mutlu insanların yaşadığı bu adı bilinmeyen ülkenin dini yoktur, kral ülkenin dininin belirlenmesi için bir dinler turnuvası düzenler.
Müslüman, hristiyan, budist, musevi ve bir de tanrıtanımaz turnuvaya katılarak dinlerini tanıtmaya başlar.
Yazar belli ki tüm dinleri çok iyi incelemiş ve romanda hepsine eşit bir mesafede durulmakta.
Bazı şeylerin kavga edilmeden de yapılabileceği vurgusu yapılan romanda çok eğlenceli ve rahat okunan bölümler sizi merak etmeye başlatıyor.
Elimdeki 2. baskı ancak sonrasında basılmadığını öğrendim ve nedenini anlamanız için de kitabı okumak yeterli. Ülkemizde okumadıkları bir kitaptan dolayı diri diri insan yakanların olduğu bir gerçekken 2002 yılında son baskısını (2. baskı) yaptığını çözümlemek zor değil. Bu kitabı okumayanlar konusunu duyduklarında mutlaka bir sürü şey yapacaktır..
* Adını bilmediğimiz bir ülke, dış dünyadan izole olarak yaşayan halkı sorun ve sıkıntılardan uzakta sessiz ve sakin bir şekilde hayatlarını sürdürmektedir. Ülkenin kralı uyurken büyük sıçrayışla uykusundan uyanır. İşin ilginç yanı ise ülkenin bilge ve soytarısınında kralın gördüğü rüyayı görmesidir.
** Kral gördüğü rüya sonrası öyle bir etkiye kapılmıştır ki ülkede bir yarışma, turnuva yapmaya karar verir. Bu turnuvayı diğer turnuvalardan ayıran özelliği ise din temelli olmasıdır. Bu turnuvanın kazanına göre ülkenin resmi dini belli olacaktır. Ülkedeki din temsilcilerinden her birine çağrıda bulunularak inançlarını tanıtmaları söylenir. Müslüman, Hristiyan, Musevi, Budist, Hindu ve en son Ateist çağrılır.
*** Din temsilcileri Ateistin çağrılmasına şiddetle karşı çıkarlar. Kral ise çağrılmasından yana ve taraf olduğu için diğer din temsilcilerini ikna eder. Kitabın en anlamlı bölümü din temsilcilerinin dinlerini tanıtırken kralın her dine eşit ölçüde yaklaşması, eşit konuşma hakkı tanımasıdır.
**** Kralın din konusunda kararı ne mi oluyor? Kendi özel hayatı için bir din seçiminde bulunuyor. Ülkesi içinse laikliğe vurgu yaparak herkesin kendi isteğine göre din seçminde bulunmasına karar veriliyor.
***** Tarihsel süreç içerisinde kendilerini dinin sahibi zannederek, din uğruna yaptığını zannederek milyonlarca ölüm, katliamlar meydana gelmiştir ve ne yazık ki hâlâ sürmektedir. Kitap ise hoşgörüyü, birlikte yaşamayı, dinler arası diyolağa dem vurmuştur. Okunması ve üzerine epey düşünülmesi gereken bir eser... Mutlaka okuyun...
İnsanın insandan nefret etmemesi mümkün mü?
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
Dünyanın en cömert insanıyken bütün maskaralıklara, eğilip bükülmelere, kıç kaldırmalara, çamur dolu dostluklara, yüzsüzlüklere, gerçek sanılan dış görünüşlere, vicdan
Serinin bir diğer kitabı olan ve benim en çok sevdiğim kitabı olan Kraliçe’nin Soytarısı ile seriye devam etmiştim pek tabi. Aslında kronolojik sıralama yaparsak 4. Kitap olmasına rağmen sanırım yayınevi karışık çıkarmıştı ve bende bir baştan bir sondan seriyi bayağı değişik tamamlamıştım. :)
Bu kitapta hikayeyi Yahudi bir kız olan ve bir takım olaylar sonucu kendini sarayda soytarı olarak bulan Hannah’ın ağzından okuyoruz. E doğal olarak Hannah ağzından anlatılan bir hikaye olduğu için bol bol Yahudi gelenekleri de yer alıyor akışta. Ben Hannah karakterini çok sevmiştim ve kitap boyunca başına bir şey geldi gelecek diye elim böğrümde kitabı bitirmiştim :) Aslında başından geçen ve aşk çıkar mı buradan dediğim olay sonuçlanmış olsa daha çok sevinirdim ama bu hali de kabulümdür.
Kitabın Kısaca Konusu ; Kral Edward'm ölümünden sonra tahta geçme sırası Mary'de, 'Kanlı' Mary'de olacak. Boleyn kızı, 'Bakire' Elizabeth ise bu gidişatı bozmak ve kaderini yeniden yazmak için planlar peşinde. VIII. Henry'nin iki kızını tutuşturan gergin bir kıvılcım var. Mary sakince sırasını bekliyor. Ama sular durgun değil ki. İki kadının arasında kocaman, kara bir nehir akıyor: Rekabet. Aralarındaki huzursuzluğun sebep olduğu entrikalar dudak uçuklatıyor. Engizisyon'dan kaçan bir Yahudi kızı olan ve Mary'nin sarayına yerleştirilen Hannah ise olan bitenin en mühim tanığı. O bir saray soytarısı. Bir bilge ve bir komik. Ve hatta, casus.
Puanım 10 :)
Dini inanç benimsememiş bir ülkenin inanç arayışına girişini, yaygın dini inanışları karşılaştırarak kurgulaştıran harikulade bir kitap.
Bir hristiyan, bir musevi, bir müslüman, bir budist, bir hindu ve bir tanrıtanımazın adeta kozlarını paylaştığı roman, mevcut inanışların aslında felsefi anlamda birbirine ne kadar teğet olduğuna değiniyor.
Sanıyorum baskısı mevcut değil, bulursanız asla kaçırmayın.
Halkın dertsiz, tasasız, bolluk içinde yaşadığı, kimsenin kimseyle çatışmadığı, herhangi bir dine dahil olmadığı ütopik bir ülkede geçiyor kitap.Ülkenin kralı, bilgesi ve soytarısı aynı gece, aynı kabusları görürler. Gördükleri, gizemli işaretler, efsunlu sözlerle dolu kabusların; kendilerinin ve tüm halkın içinde bulunduğu ruhsal boşlukla alakası olduğunu düşünürler.Hal böyle olunca ülkelerine DİN anlayışını benimsetmek için sıvarlar kolları ve her dinin hatrı sayılır temsilcilerinin ve bir tanrıtanımazın davet edildiği DİNLER TURNUVASI'nı düzenlemeye kadar verirler. Sonrası okunmaya ve anlamaya değer ilgi çekici bir kurgu ile devam ediyor kitapta. Okunmalı mı kesinlikle evet..
241 syf.
9/10 puan verdi
bir müslüman, bir hıristiyan, bir musevi, bir hindu, bir budist, bir de tanrıtanımaz, halkın karşısında inançlarını tanıtmaya başlarlar.. o halkın mensup olduğu ülkede din yoktur ve ülke için bir din seçme ihtiyacı vardır, o ülkenin kralının gördüğü bir düş yüzünden.. günümüz dünyasındaki ekonomik güç savaşı, dinler savaşı gibi görülmektedir.. tam da bu süreçte bu kitap, dinler arası kardeşliğin ve diyaloğun en iyi örneği olabilir.. yazar her dine eşit ölçüde konuşma hakkı tanırken, hiçbir dini bir başka dinin karşısında küçük dusurmemistir, alttan alta mesajlar vererek misyonerlik faaliyeti içine de girmemiştir.. hattâ bunu tanrıtanımaz kişi için bile yapmıştır.. dinler tarihini bu denli geniş kapsamlı biliyor ve aktarabiliyor oluşu da ayrıca takdire şayan bir durumdur.. geriye mizahi bir anlatım şekli ile dinler turnuvası kalır ki, bu turnuvanın sonucu da, yine aynı bilgelikle bir sona bağlanmıştır..
Başucu kitaplarım arasına koydum.
Beni en çok etkileyen secilen butun din temsilcilerinin bir noktada diğerini haklı görmesi ve tum farkliliklarina ragmen ozunde bezerlikler bulması.
Çok etkilendim.
Mutlaka okunmalı. Dinlerin günümüze gelişi ve sistem tarafından nasılda kullanıldığı ve insanları olması gereken özden nasıl da uzaklastirdigini mükemmel bir şekilde anlatmış yazar.
Kelimeler yetmez. Sonu da tam bekledigim gibi oldu :)
Yazık ki çok fazla bilinmiyor. Herkese tavsiye ederim.
·
Puan vermedi
çok merak ettiğim bir kitap ama maalesef basımı yok :( çok aradım en sonunda bir sitede ikinci elini çok yüksek bir fiyata buldum ama bir ay sonra teslim edilecek. benim bütün üyelere ricam can yayınlarına her yaptığınız yorumda ya da her attığınız mesajda bu kitabın tekrar basımını yapmalarını rica eder misiniz?