“Sen de İbrahim gibi kendi İsmail'ini getirmelisin Mina'ya. Senin İsmail'in kim? Ancak sen bilebilirsin, başkası değil. Belki eşin, işin, yeteneğin, gücün, cinsiyetin, statün vs. Ne olduğunu bilmiyorum, ama İbrahim'in İsmail'i sevdiği kadar sevdiğin bir şey olmalı.”
(Ali Şeriati)
Yukarıdaki satırların yazarı Ali Şeriati ile üniversite yıllarında
"Ebeveynler ve eğitimciler kendi düşünce ve davranışlarıyla çocuğun özgür olmasına ve sevgi ile iyilik icinde çiçek açmalarına yardımcı olabilirler."
13 yaşındayken "dünya öğretmeni" olarak seçilen Jiddu Krishnamurti'nin eğitim ve yaşam üzerine düşünceleri...
Dünyanın her yerinde insanın benzer özelliklere sahip olduğunu
Çok zeki olabilirsiniz, dünyadaki bütün kitapları okumuş olabilirsiniz ve onlardan alıntılar yapabilirsiniz ama kendinizi bilmiyorsanız yüzeysel olanın ötesine nasıl geçebilirsiniz ki?
Biz insanlar milyonlarca yıldır nasılsak yine öyleyiz: Dışarıdan bakılınca öküz arabasından jetlere doğru bir ilerleme var ama psikolojik anlamda birey hiç değişmemiştir.
Bizim hayat dediğimiz varoluş tarzı, insanın bu bitmeyen muazzam koşuşturmacası, sonu gelmeyen çatışma, aldanış, çürüme: Bu mudur yaşamak? Bizim yaşam dediğimiz şey bu; bunu biliyoruz, buna aşinayız,bu bizim gündelik varoluşumuz. Ve ölüm bunların hepsinin sonu demek, düşündüğümüz her şeyin sonu, biriktirdiğimiz,keyif aldığımız her şeyin sonu. Ve biz bütün bunlara bağlanmışız. Ailemize, paraya, bilgiye, onlarla yaşadığımız inançlara, ideallere bağlanmışız; bütün bunlara bağlanmışız. Ve ölüm diyor ki: "Bunların sonu geldi, ihtiyar."
Sevginin ne olduğunu bulacağız. Bunu yapabilirsek, yaşamımız tamamıyla farklı olabilir; çatışmasız, denetimsiz, herhangi bir savaşım biçimi olmadan yaşanabilir. Biz bunu ortaya çıkaracağız.