Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitap olsun yeter

Sait Faik insanı anlamak için dinlemenin ne kadar önemli olduğunu bir öyküsünde şöyle anlatıyor: "Dinledin mi hiç onu? Hayır onu da dinlemedin, dinlemişsindir ama duymamışsındır, balık ağı örerken ağları tamir ederken okur o, yakından dinlersen bu sesin güzelliğinin farkına varamazsın, bir iniltiden başka bir şey değildir, öyle hafif söyler ki ancak işitilir, onu dinlemek istiyor musun? O deniz kenarındaki kulübesinde şarkı söylerken sen bir sandala bineceksin, şöyle bir on dakika kürek çekeceksin, denizin ortasına duracaksın, işte o zaman balıkçının sesini duyabilirsin, yanındayken duyulmayan bu ses denizin ne tarafına gitsen, evet ne tarafına gitsen duyulur, hem öylesine duyulur ki, uzun uzun dinlemelisin."
Sayfa 108
Reklam
İyi bir sistem bence kötü olanı da iyileştirir. Kötü bir sistem bir süre sonra iyiyi bile bozabilir. Yani su kirliyse balıkları geliştirip eğitmenin bir çaresi yok. Bir süre sonra o kirli suda hepsi boğulacaktır zaten. Gelişim, yukarıdan aşağıya işleyen bir hedef ve o hedefe uygun mekanizma oluşturmakla olur.
Bazal ganglionlar, motor performans düzenlemesine yardımcı olur ; hipokampus, anı depolama işleriyle ilgilenir; amigdala, duyusal haller bağlamında otonom ve endokrin sistemlerinin tepkilerine eşgüdüm kazandırır.
Sayfa 73

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bakara, 170. Ayet Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?
Bakara, 111 ve 112. Ayet Bir de; "Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet'e girmeyecek" dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.Hayır, öyle değil! Kim "ihsan"  derecesine yükselerek özünü Allah'a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.
Reklam
Bir vakte erdi ki bizim günümüz Yiğit belli değil mert belli değil Herkes yarasına derman arıyor Deva belli değil dert belli değil
Ne zaman bulut kümesi elektrik oluşturursa yıldırım da kendiliğinden oluşur. Eğer bulutlar elektrikle yüklü değilse, hiçbir zaman şimşek veya yıldırım oluşmaz, yalnızca bulut nemli bir buhar hâlin​de kalır. Milletler de böyledir. Eğer bir millet büyüklük ve kahramanlık özelliklerini taşıyorsa ondan yıldırımlar doğar, kahramanlar çıkar. Eğer halk kitlesi nemli bir buhar yığınından ibaretse, hiçbir güç ondan yıldırım çıkartamaz
Eskiden gençler okuyup öğrenmek zorundaydılar. Bilgisiz kalmamayı kafalarına soktularsa, çalışmaktan başka çıkar yolları yoktu, sevse de, sevmese de. Ama şimdi ‘Dünyada her şey saçma’ desinler olup bitiyor.
Genelde, bilimsel sorunlara dinsel ortodoksiye başvurarak çözüm arama girişimlerinin çok üzücü bir tarihi olmuştur. Yıldızların başka güneşler olduğu, dünyanın evrenin merkezi olmadığı, hastalıklara mikroorganizmaların yol açtığı, dünyanın milyarlarca yıldır var olduğu, yaşamın fzyokimyasal bir fenomen olduğu gibi son derece önemli düşüncelere sertçe ve bazen de acımasızca karşı çıkılmıştır, çünkü zamanın egemen dini genelde başka şekilde olduğunu düşünmüştür. Giordano Bruno ilk görüşü savunduğu için yakılmıştır; Galileo, Vatikan’ın bodrumlarında işkenceye uğramakla tehdit edilerek ikinci görüşten vazgeçmeye zorlanmış- tır; hastalıkların Şeytan’ın uğrattığı bir ceza olduğuna dair katı inanç, Avrupa’nın çoğu şehrine kronik vebanın yayılmasına yol açan kamusal sağlık pratiklerinin uygulanmaması- na ortam hazırlamıştır ve dünyanın yaşı ve yaşamın evrimi de sözde aydınlanma çağında bile dinsel önyargıya karşı güç bir savaş vermek zorunda kalmışlardır.
Reklam
'Zihinsel-şey' doğası bakımından 'maddi-şeyden' tamamen, yani herhangi bir kütlesi,herhangi bir şekli ve uzayda herhangi bir konumu olmayacak kadar farklıysa, zihnimin bedenim üzerinde nedensel bir etkide bulunması nasıl mümkün olur?
... nedenleri bütün kapsamıyla anlatılmıyorsa eğer, suçlamaların pek bir yararı yoktu...
Sayfa 134Kitabı okudu
BU KADAR İYİ AÇIKLANABİLİRDİ.
Her dua için cevap vermek var; fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek Cenab-ı Hakk'ın hikmetine tabidir. Mesela, hasta bir çocuk çağırır: "Yâ Hekim! Bana bak." Hekim: "Lebbeyk" der, "Ne istersin?" cevap verir. Çocuk: "Şu ilacı ver bana" der. Hekim ise ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez. Risale-i Nur - Sözler(352)
Hümeze 1-2 ayet
(İnsanları) arkadan çekiştir(ip küçük düşür) en, (el, kaş ve göz işaretleriyle) alaycı davranışta bulunan her kişinin VAY HALİNE ! O ki malı toplayıp durmadan sayar.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.