Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
651 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
SAHİLDE KAFKA, H.Murakami
BİR LANETLİ KEHANETTEN KAÇIŞIN ROMANI:
Sahilde Kafka
Sahilde Kafka
Yunan Miti Oidepus’tan hareketle çantasını sırtına vurarak yola koyulup evden kaçan ‘’Dünyanın En Sert 15’lik Delikanlısı’’ – Kafka Tamura’nın hikâyesi…
Sophokles
Sophokles
in
Kral Oidipus
Kral Oidipus
tragedyasının Murakami kurgusuyla kaleme alınmış bir büyülü gerçeklik romanı versiyonunu okuyacaksınız. Hayatı daha yeni yeni
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,8bin okunma
Küçük Prens bir taşın üstüne oturarak gözlerini göğe dikti. “Acaba,” dedi, “bir gün hepimiz kendi yıldızımızı yeniden bulalım diye mi yıldızlar böyle parlıyor? Gezegenimi görüyor musun? Tam tepemizde ama nasıl da uzaklarda!” “Güzelmiş,” dedi yılan. “Ne yapmaya geldin buraya?” “Bir çiçekle başım dertte de.” “Ya!” dedi yılan. Bir sessizlik
Reklam
109 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İncelemeye kitabın ilk sayfasında bulunan bir söz ile başlamak isterim; "Gelecek sana emanettir ey gencim, kalk ve yürü!" Bir genç birey olarak yaşadığımız çağda gençlerin sorunlarına nasıl bir çözüm ile yaklaşıyor diye düşünüp alıp okumaya başladım. Kitap hakkında küçük bir eleştiri yapmam gerekirse; içerik olarak örneklerle
Küresel Çağda Nasıl Bir Gençlik?
Küresel Çağda Nasıl Bir Gençlik?Kudret Bülbül · Harf Yayınları · 2016102 okunma
32 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bugün sizlere, çocuklarımıza büyük bir iyilik mirası bırakan, bir o kadar da derin anlamlar taşıyan bir kitaptan bahsetmek istiyorum: "İYİ YÜREKLİ DEV MEMO". Julia Donaldson'un kaleminden çıkan bu öykü, pasaklı bir dev olan Memo'nun sahip olduğu şeyleri başkaları için nasıl feda edebileceğini anlatıyor. Ancak kitap sadece
İyi Yürekli Dev Memo
İyi Yürekli Dev MemoJulia Donaldson · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2016360 okunma
 Küçük kafalar kişileri, orta kafalar hadiseleri, büyük kafalar fikirleri konuşur. 
"Tüm bunları gerçekleştirdiğin için bu şekilde... Bu şekilde yaşamaya daha zor uyum sağladığını düşünmüyor musun? "Bana bu bahsettiklerimi hiç yapmamış olmayı dilememi mi söylüyorsun? " " Ben sadece her şey senin için çok daha kolay olabilir miydi diye merak ettim. Eğer daha küçük bir hayat yaşamış olsaydın ya da benim gibi olsaydın..." "Yaptığım şeylerden asla ve asla pişmanlık duymayacağım, çünkü eğer bunlardan bir tanesine yapışıp kalırsan elinde kalan tek şey hafızanda yolculuk edebileceğin yerler oluyor," diyerek gülümsedi. Gülüşü sanki ona bir şeye mal olmuşçasına gergindi. "Dolayısıyla, eğer bana mahalle bakkalından bakınca şatonun ya da kavşak boyunca dizilmiş sevimli dükkanları nasıl göründüğünü hatırlamayı tercih eder miydim diye soruyorsan o zaman cevabım hayır. Benimkisi çok daha iyi bir hayat oldu."
Sayfa 273 - PEGASUSKitabı okudu
Reklam
48 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba, Ülke ve dünya gündeminde yüzümüzü güldürecek bir haber alamadığımız günlerden geçiyoruz.Gazete okumak,haber bülteni izlemek bile çok zor artık. Sınırlarımızdan kontrolsüzce geçen birçok mülteci benim için soru işareti oluştururken, uçak kanadına takılıp düşen insanları izleyerek,kadın ve çocukların giderek her gün çaresizce daha da karanlığa gömülmesini görerek gerçeklik algımı da yitirmek üzereyim. Ne kadar uzak tutmaya çalışsak da,bizim gibi çocuklar da gündemden bir şekilde haberdar oluyor ve endişeleniyorlar. İşte ‘Yolculuk’ kitabı, tam da bu soruları yanıtlar nitelikte,anlatımı ve resimleri yumuşacık bir kitap.Yazar Francesca Sanna, kitabı İtalya’da mülteci kampında tanıştığı iki küçük kızın öyküsünden esinlenerek,başka pek çok göç hikayesini birleştirerek yazmış,Zeynep SEVDE dilimize çevirmiş. Anneleri ile birlikte kendi ülkelerini bırakıp başka ülkelere göç eden iki kardeşin hikayesini,4 yaş ve üzeri tüm çocukların severek okuyacaklarını düşünüyorum.
Yolculuk
YolculukFrancesca Sanna · Taze Kitap · 201870 okunma
YE DUA ET SEV (Ryan Murphy)
Bende soft duygular uyandıran,seyir zevki olan bir filmdi.Toplumun mükemmel hayat algısına uyan bir yaşam sürmesine rağmen mutlu olamayan,bu mutsuzluğu baskılamaya çalıştıkça daha da içine çekilen Elizabeth’in kendiyle yüzleşmesi ve arayışa girmesiyle başlıyor film. Küçük detaylarda mutlu olmayı İtalya’da öğreniyor mesela.Hindistan’da spiritüel hayatı,Bali’de dengenin önemini…Nazik ve sempatik bir yolculuk işleniyor belki bazı insanlara biraz tozpembe gelebilir. (SPOİ !) İçindeki boşluğu sonunda kendi başına dolduramadan gene bir erkekle doldurması bence sinir bozucuydu.Önce kendi içinde tam olmayı öğrenmeliydi diye düşünüyorum.Sonu itibari ile onca emek ve yolculuk sekteye uğratılmış ve boşuna yapılmış gibi hisettirdi. En sevdiğim bölüm İtalya kısmıydı.Pozitif hisler barındırıyordu.En etkilendiğim cümlesi ise: “Yıkım bir hediyedir.Yıkım,dönüşüme giden yoldur.”oldu. Son olarak benim yaşamımın kelimesi şuanda “öğrenmek” galiba.Hayatımın yetişkin olmayı,dengenin anlamını,nasıl yaşayacağımı en çok da neden sonuç kavramını ve öğrenmeyi öğrendiğim evrensindeyim.
Cevizlik'teki küçük kilisenin alçacık kulesi. Sıcacık bir yazın son günleri. Moda iskelesine vapurlar daha seyrek uğruyor artık. Çarşı esnafı küçük lambalarını gittikçe daha erken saatlerde yakıyor. Akşam inerken sebzelere serpilen su, yıkanmış taşların buğusuna karışıyor. Her yer deniz. Yakında kış gelecek. Oysa yaz dendi mi hep o: Ada'da, keskin akasya kokusu, Boğaz'da, denizli ıhlamur kokusu, arnavut ciğeri, rakı, balık kokusu. Ev hiçbir şey kokmuyor. Ev, yalnızlık demek. Kış demek. Kış gecelerinde Kule'sini bulmaya çalışıyor. Yol öyle uzak ki. Ama Cevzilik'teki Kule, her keresinde, çanlarıyla eğilip yanaklarından öpüyor onu.
Annesi ile eski okul arkadaşı Leyla hanımın konuşmalarını sandık odasından doğru dürüst duyamıyor. Zaten odanın loşluğunda da içlerinde ne olduğunu kestiremediği denkler, bohçalar, sandıklar var. Reçel, turşu kavanozları, küpler. Ayağı kırıldığı için gözden düşmüş bir koltuk, sırı dökülmüş bir konsol aynası, yaz günlerinin bahçe koltukları, Avrupa'dan getirtilme, hiç kullanılmamış bir hamur kesme aleti, bir pasta kalıbı. Taş plaklar: Beethoven'ın 5. Senfonisi, Hafız Burhan'ın Kuş Sesleri, Nazım'ın Salkım Söğüt'ü. Annesiyle Leyla hanım, Fransızca biliyorlar. Biri, leylak rengi keten etek-ceket giyiyorsa, beyaz eldivenliyse, öteki beyaz etek-ceket giyiyor, leylak eldivenli. Uyum, umrunda değil çocuğun. Hiç olmayacak. Küçük yaşında, bu yerleşik keşmekeşi içine çekerek namaz kılıyor. Kule'sine ikisin de bilmediği yabancı bir dilde seslenmek hoşuna gidiyor. Günde beş kere, hiç sektirmeden Kule'siyle buluşuyor: Kıble aslında Kule midir?
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.