Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Görüyorsun, sözün de mantığın da yetersizliği gibi küçük, sıradan bir fikri ifade edebilmek için bile yolculuk defterimin güzelim sayfalarından kaç tanesini harcadım... Ya büyük, olağandışı düşünceleri ifade etmek için neler gerekir, düşünsene?
Sayfa 4 - İş Bankası Kültür Yayınları
Üç kez, Nilgün Marmara! Ece Ayhan Sonunda söylenecek sözü başında söylemek istiyorum! Nilgün Marmara olayına ve şiirine yeniden bakılması adına bu yazıyı tersine çeviriyorum. Ama bu bir şairi tersinden okumak değildir. Öldükten sonra bir şairin ya da bir şiirin nasıl ve nereye vardırılacağı bilinmez, bilinmiyor! : Varoluşçuluk felsefesinin
Sayfa 13 - TelosKitabı okudu
Reklam
''Ve küçük yaşlarımdan beri beni ilgilendiren deliliğin boyutlarına ne denli gerçek ve ne denli cesur atılımımı düşünüyorum. Yaşamımda elde edebildiğim bir tek başka boyut var. Kimsenin sahip olamadığı bir boyut. Kendi kendilerine kıyamadıkları için, yaşam boyunca sürüklenip çıkamadıkları aklın boyutları. Deliliğin derin boyutunu tanıyorum, diyorum. Akıl ve delilik arasındaki o ince çizgiyi.''
408 syf.
·
Puan vermedi
Avukat Evelyn Meyers, ailesi öldüğünde ona sahip çıkan Jan amcasının, içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için bir dava üzerinde çalışır. Tam bu davayı çözüme kavuşturdum derken, öyle bir şey fark eder ki! Tam bir kaosun içine düşer... Viyana'da bazı varlıklı adamların tuhaf kazalara kurban gitmesinin sadece kaza olamayacağını fark eden
İntikam Yazı
İntikam YazıAndreas Gruber · Pegasus Yayınları · 201852 okunma
Çünkü mısralar sanıldığı gibi duyguların değil, yaşamış olmanın verimidir. Bir mısra yazabilmek için insan, birçok şehir görmeli, insanları, nesneleri görmeli, hayvanları tanımalı, kuşların nasıl uçtuğunu hissetmeli, küçük çiçeklerin sabahları açarken nasıl titreştiğini bilmeli. İnsan, bilinmeyen yerlerdeki yolları, beklenmedik rastlantıları ve uzun zamandır yaklaşmakta olduğunu sezdiği ayrılıkları düşünebilmeli, hâlâ anlaşılmamış çocukluk günlerini; sevindirici bir şey söylediklerinde anlamayıp kırdığımız anne babaları; o kadar çok, derin ve ağır değişimlerle garip, tuhaf başlayan çocukluk hastalıklarını; sessiz ve kapanık odalarda geçen günleri; deniz kıyısındaki sabahları; denizi, denizleri; yukarılarda çağıldayan, yıldızlarla uçuşan yolculuk gecelerini düşünebilmeli.
Sayfa 43 - hayykitap, 31.Baskı, TÜRKİYEKitabı okudu
Bir ad artık kullanılmamaya başladığında, en küçük değinme bile birşeyleri belli eder. .
Sayfa 64 - İletişim Yayınları
Reklam
Sanatçılarla birlikteyken, resim­lerle, müzikle, güzel olan her şeyle, kendine ait küçük bir dünyaya kapanmanın keyiflerini çok yoğun hissederim; sonra sokaklara çıktığımda yoksul, aç, kirli küçük suratıyla karşılaş­tığım ilk çocuk, şöyle dedirtir bana: ‘Hayır, kendimi kapamam - kendime ait bir dünyada yaşamayacağım. Bu tür bir şey artık varolmayana dek resmi, yazıyı, müziği tümüyle durdur­mak istiyorum.’ Siz de,” diye toparladı, sözlerini, .. “yaşamın bilmez tükenmez bir çatışma olduğunu his­setmiyor musunuz?”
Sayfa 46 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Z’den A’ya doğru bir kez daha öğrensem harfleri, ilmik ilmik dokusam geçmişi geriye doğru, parmak parmak izini sürsem acıların, el çizgilerimde bir yolculuk yapsam doğduğum güne, değişik güzergâhlar, rotalar denesem cesurca, yeniden küçük bir çocuk olsam, beceriksizce kalemi kavrayan ve adını ilk kez yazan…
İnsanın usulsüz hesapların yarattığı korkudan kendini kurtarmasının bu kadar zor olması ne garip. Bu korkuyu da içime annem salmış olsa gerek, kendine yonttuğu geleneğe bağlılığı sayesinde: “Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten... Çingeneye beylik vermişler önce anasını asmış.” Hepimiz bu tür şeylerden kurtuluncaya kadar akla karayı seçtik. Bunları çok küçük yaşlarda öğreniriz ve sonradan da, çaresiz, gelip bizi önemli anlarda dehşete düşürüverirler. Bu ne zaaf! Bundan kurtulmak için tek güvenebileceğimiz şey kaderin buyruğuna boyun eğmektir. Neyse ki, pek güçlüdür, kaderin buyruğu.
Daha önce en çok meraklısı olduğumuz şeylerden, günün birinde artık gitgide daha az söz eder oluveririz, ille de konuşmak gerektiğinde de zorlanırız. Hep kendi sesimizi duymaktan gina gelmiştir... Kısa keseriz... Vazgeçeriz... Otuz yıldır konuşup duruyoruzdur zaten... Haklı çıkmayı bile umursamamaya başlarız. Zevkler arasında kendimize ayırdığımız o küçük yeri bile koruma arzusunu yitiririz... Kendimizden iğreniriz... Azıcık karnını doyurmak, birazcık ısınmak ve hiçbir yere varmayan yolda giderken mümkün olduğu kadar çok uyuyabilmek artık yetiyor da artıyordur bile. Yeniden bir şeylere ilgi duymak için başkalarının önünde takınacak yeni surat ifadeleri bulmak gerek... Ancak artık repertuarımızı değiştirecek gücümüz kalmamıştır.
Reklam
"Sence hep böyle mi olur Bertram?" diye sordum; karşımda, gidiş yönünde oturuyordu, ben ters yönde. "Sen ki ölümü bilirsin," diye ekledim biraz kötü niyetle, "sonunda hepimizin ne kadar mütevazı, kasvetli ya da karanlık olursa olsun, hayatımız ne kadar değişmiş, eğilimlerimiz ne kadar farklılaşmış olursa olsun, yol boyu
Sayfa 175 - VI GölgeKitabı okudu
256 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Sadakat çok güç bulunur ve bedeli asla ödenmez.
Agatha Christie
Agatha Christie
Doğu Ekspresinde Cinayet
Doğu Ekspresinde Cinayet
Agatha Christie dünyasına giriş yaptığım o kitap. Hiçbir şekilde spoiler almadan okuduğuma o kadar seviniyorum ki o her gerçekte surat ifademi, düşüncelerimi ve duygularımı salt olarak hissetmek bambaşkaydı. Eğer küçük de olsa detayları bilseydim bu zevkle okuyabilir miydim emin değilim. Olay bir Doğu Ekspresinde gerçekleşiyor
Doğu Ekspresinde Cinayet
Doğu Ekspresinde CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 201925,6bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.