Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
99 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Barış Bıçakçı 'dan okuduğum ilk kitap Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme. Ne yalan söyleyeyim beklentimin çok üstündeydi. Oldum olası severim oyunbaz öyküleri. Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme'de okura sağı gösterip soldan vuruyor yer yer yazar. Kurguyu beklenmez noktalara çekerek gülümsetiyor, gafil avlıyor. Hoşa gidiyor bu avlanış. Canlı, fotoğrafik kareler sunuyor sayfalar arasında yazar, görselliği sinematografik boyutlara evirerek farklı duygulara birden hitap eden öyküler oluşturuyor. Bir bankanın genel müdürlük binasındaki seramik pano bütün ayrıntılarıyla canlanıyor gözümüzde, bir masaya oturmuş yüz yirmilik keçeli kalem takımı ile resimler yapan çocuk, Feride 'nin elinde karnesiyle babasının elinden tutup masa masa dolaşıp bahşiş toplaması ve yüründeki gülümseme, bir kapının dış kapısında duran kırk dört numara ayakkabılar, ısırılıp bırakılmış bir elma, elinde bulaşık süngeri duvarlardaki küfleri temizleyen genç kadın, dokuzuncu romanını yazmak için başka bir kente giden yazarın trendeki uyuklama halleri, başı sonu belli olmayan bir kuyrukta sıra bekleyen insanlar, gizli gizli karısının günlüğünü okuyan erkek, otogarda sevgilisini yolcu eden genç adamın otobüse bakışı, okulun kalorifer dairesinde bir öğretmenin kendini astığını duyan yumurcakların içeriyi görebilmek için küçük pencereye uzamaya çalışmaları, kocaman nehrin yanında ona paralel olarak kendi haline akan küçük bir ırmak, kurumların duvarlarına asılı uyarı levhaları. İyi işlenmiş bir dil, ustalıklı imgeler, bilinçli olarak değiştirilen öykü odağı ile sarsan, gülümseten, hüzünlendiren, acıtan öyküler.
Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme
Doğum Lekesi Gibi Bir GülümsemeBarış Bıçakçı · İletişim Yayınları · 20211,821 okunma
her resme belli bir mekânda bakılır_
Bazı fotoğraflar (örneğin, 1943'te Varşova gettosunda, bir ölüm kampına nakledilmek üzere itile kakıla yürütülürken ellerini havaya kaldırmış küçük çocuğa ait kareler gibi ıstırap simgeleri), insanın gerçeklik duygusunu derinleştirmeye yarayan 'tefekkür nesneleri' olarak (eğer öyle demeyi tercih ederseniz, 'seküler ikonlar' olarak) 'ölüm sembolü' yerine geçebilir. Ancak bu, içinden onlara bakacak kutsal ya da düşünce kabilinden bir uzamın eşdeğerini gerektirir, insanın içinde ciddi olmaya karar verdiği uzamı bulması ise, başlıca kamusal alan modeli megamağaza (ya da bir havaalanı, veya müze) olan modern bir toplumda son derece zordur
Başkalarının Acısına Bakmak
Başkalarının Acısına Bakmak
Reklam
Hepimizin aslında silinmesini istemediğimiz küçük de olsa mutlu kareler mutlaka vardır; ancak ne yaparsın hayat bu işte, çok önemli olmayan bölümü siliverir de asıl unutulmak istenen o ölümcül zaman, beynimizin köşesinden el sallar bize...
Sayfa 109 - HayatKitabı okudu
Genç dergi 42.sayı/Gençken yapılacak tek şey:Edepli ol!
Küçükler bunu yapmazlarsa hep küçük kalacaklarını bilirlerdi, çünkü edepli olmak “bizim zamanlarda” yaşayan, hayatları ile “efendi” ve “hanımefendi” kelimelerine hakkını veren güzel insanların önemsediği bir şeydi. Çünkü bu insanlar kendilerinden önce, diğer insanları düşünen, fedakâr, diğerkam ve hasbi insanlardı. Onlar için kendi dışındakilerle
104 syf.
8/10 puan verdi
Yansılar Apt. No:8
Numquam sine phantasmate intelligit anima. (Kimse imge olmadan anlayamaz) -Aristoteles Bir öykü yazarı güzel kareler yaratabilir kağıt üzerinde. Bir fotoğraf sanatçısı çok güzel pozlar toplayabilir kara kutusuna. Peki bir fotoğraf sanatçısı ve yazar neler yapabilir? İşte, siyah beyaz kadrajdan bir öykü kitabı. İlk baskısı 1997 de yapılan
Yansılar Kitabı
Yansılar KitabıMünir Göle · Yapı Kredi Yayınları · 201012 okunma
168 syf.
5/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Kitapta daha çok kadın öyküleri yer alıyor; güçlü, haksızlığa uğramış, mücadeleci, erkek şiddetine maruz kalmış kadınlar çoğu. Her tarafta acı çeken kadınların hikayesi bazıları. Kitap 2 ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm Olmayacak Şey adını taşıyor ve 7 öyküden, Ey Kızkardeş bölümü de 7 öyküden oluşuyor. Toplamda 14 öykülük bir kitap ve 2009
Aradım Yaz Dediniz
Aradım Yaz DedinizFeryal Tilmaç · İthaki Yayınları · 201834 okunma
Reklam
248 syf.
8/10 puan verdi
NURİLEŞ - (ME) METAFORU ÜZERİNE..
YARALISIN - ERDAL ÖZ // NURİLEŞ - (ME) METAFORU ÜZERİNE.. 1974 yılında yayınlanan Yaralısın romanı, bir yıl sonra 1975'te Orhan Kemal Roman Armağanı'nı almaya hak kazanan yazar- yayıncı olan Öz öykülerinde küçük çaplı olarak kurguladığı baskıdan başkaldıran insan modeli bu romanının temelini oluşturmaktadır. Özellikle Kanayan (1973)öykü
Yaralısın
YaralısınErdal Öz · Can Yayınları · 20191,922 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
Türkiye’de çizgiroman kültürünü düşünecek olursak, sanırım, Galip Tekin’i bir öncü konumuna alabiliriz. İyi bir hikaye nasıl çizilir sorusuna keskin bir yanıt verdiğini düşünüyorum. Mürekkepten karanlık atmosferi ve müthiş hayalgücü ile bende derin bir hayranlık uyandırıyor. Tuhaf Öyküler 1, 8 adet uzun, 4 adet kısa öykü, eskizler ve Levent
Tuhaf Öyküler 1
Tuhaf Öyküler 1Galip Tekin · Mürekkep Basım Yayın · 2011108 okunma
gördügü seylere şaşkınlıkla bakıp kaldı: Hayalinde, bütün barakalar mutlu ailelerle doluydu. Bazıları, akşamları sallanan sandalyelerde oturup hikâyeler anlatır, çocukken her şeyin nasıl daha iyi olduğunu, büyüklerine ne kadar saygılı davrandıklarını, bu zamane çocukları gibi olmadıklarını söylerlerdi. Burada yaşayan bütün oğlan ve kızların ayrı gruplarda futbol ve tenis oynadıklarını, yere seksek için kareler çizdiklerini düşünüyordu. Bir dükkan olacağını düşünmüştü ve belki Berlin'de gördükleri gibi küçük bir kafe. Acaba bir meyve-sebze da var mıydı? Ama sonuçta, vardır diye hayal ettiği hiçbir şey... yoktu!.. Sundurmalarının altında sallanan sandalyelerinde otu- ran büyükler yoktu!.. Gruplar halinde oyun oynayan çocuklar yoktu!.. Meyve sebze tezgahları olmadığı gibi, Berlin'deki gibi bir kafe de yoktu!.. Bunun yerine, toplanıp oturan insan grupları vardı. Hepsi yere bakıyor ve berbat bir şekilde mutsuz görünüyorlardı.
Bazı fotoğraflar (örneğin, 1943'te Varşova gettosunda, bir ölüm kampına nakledilmek üzere itile kakıla yürütülürken ellerini havaya kaldırmış küçük çocuğa ait kareler gibi ıstırap simgeleri), insanın gerçeklik duygusunu derinleştirmeye yarayan 'tefekkür nesneleri' olarak (eğer öyle demeyi tercih ederseniz, 'seküler ikonlar' olarak) 'ölüm sembolü' yerine geçebilir.
Reklam
Sanırım ölüler bizi hiç terk etmiyorlar. Birlikte yaşadığımız anlar, yeri ve zamanı geldiğinde, küçük kareler halinde belleğimize takılıyor. Fiziki varlıklarından kurtulmuş olmanın rahatlığıyla, olmadık anlarda bizlere yarenlik etmeyi ve her şeyden öteye iyi anılmayı istiyorlar.
Mustafa Kemal Paşa'nın Hayatından Kareler..
Mustafa Kemal Atatürk, Rüsuhi Savaşçı, Mahmut Celalettin Üner, Tevfik Bıyıklıoğlu, Cevat Abbas Gürer ve Salih Bozok ile beraber küçük bir gezinti sebebiyle Dolmabahçe Sarayı'ndan ayrılması sırasında, İstanbul.. 31 Ağustos 1929.
24 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Canım arkadaşlarım, üzgünüm ama artık sabrım tükendi..’ Küçük fil konsere hazırlanırken heyecanını dindirmek için bir çörek atıştırmak istemişti.. Nereden bilsin başına gelecekleri Küçük Filin hortumuna çörek takılınca onu çıkarması için bütün arkadaşları seferber olur. Vee ortaya çok eğlenceli kareler çıkar Problem çözme becerisi,öfke kontrolü, arkadaşlık,yardımlaşma, gibi bir çok kazanımı heybesinde taşıyan bu kitap aynı zamanda sizi çoook güldürecek
Hortumuma Çörek Kaçtı!
Hortumuma Çörek Kaçtı!Melanie Joyce · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019129 okunma
On The Silver Globe ( Gümüş Küre )
youtu.be/Trpm0SkKI10 Polonyalı usta yönetmen Andrzej Zulawski’nin yasaklanan ve yıllar boyu tamamlanamayan filmi, yeni bir medeniyet kurmak için dünyayı terk eden bir grup astronotun hikâyesini anlatıyor. Küçük bir grup kozmik kaşif, yeni bir medeniyet kurmak için Dünya’dan ayrılır. Kendileriyle birlikte hayallerinin sonunu da taşıdıklarının farkında değillerdir. Aralarında en yaşlı ve bilge olanın ölümüyle birlikte, kurdukları yeni toplum giderek yozlaşmaya başlar. Sayıları hızla artan yerleşimciler, yavaş yavaş iç çatışmalarla parçalanan bir kabileye dönüşür. Hayatta kalan son yerleşimci, gündelik yaşamdan kareler kaydeden bir muhabir, sonraki nesil tarafından bir mesih olarak görülür, ancak adına işlenen suçlar karşısında dehşete düşer.Onlar teker teker ölürken, çocukları ilkel bir kültüre dönüp, yeni mitler ve yeni bir tanrı yaratmaktadır.
112 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.