Kudüse gidenler bilir :döndüğünüzde artık tam değilsinizdir. Kalbiniz, aklınız ve sevdaya dair ne varsa bildiğiniz hissettiğiniz yarısını bırakırsınız bu topraklarda... "
•
Tüm hayatını, Romalılar tarafından yönetilen Yahudiye’de geçiren İsa Peygamber hakkındaki bilgiler sadece Protestanların söylediklerine dayanmaktadır. Beytüllahim’de doğup doğmadığı belirsizdir, ancak Davut Peygamber’in soyundan geldiklerini düşünen ailesiyle birlikte Celile bölgesinde bulunan Nasıra’da büyümüştür. İsa önceleri hahamlık
Kudüs’e gidenler bilir; döndüğünüzde artık tam değilsinizdir. Kalbiniz, aklınız ve sevdaya dair ne varsa bildiğiniz, hissettiğiniz yarısını bırakırsınız bu topraklarda...
Gün ne hayıflanma günü ne de Rabbimizin nurunu tamamlayacağına dair vaadinin ardına sığınma günü! Tevekkül et Allah'a amenna, Rabbimiz er ya da geç tamamlayacak nurunu. Peki ya biz bu nur'un neresindeyiz?
Kudüs’e gidenler bilir; döndüğünüzde artık tam değilsinizdir.Kalbiniz, aklınız ve sevdaya dair ne varsa bildiğiniz, hissettiğiniz yarısını bırakırsınız bu topraklarda…
Kudüs’e gidenler bilirler; döndüğünüzde artık tam değilsinizdir.
Kalbiniz, aklınız ve sevdaya dair ne varsa bildiğiniz, hissettiğiniz yarısını bırakırsınız o topraklarda…
Havasını çektiyseniz bir kere içinize, geriye bıraktığınız her soluğun boşluğunu özlem doldurur…
Arzın Kapısı’ ndan geçtiyse ayaklarınız, gördüyse vicdanınız insanlığın türlü hallerini, göğüs kafesinize bir yumru oturur, yutkunsanız da geçmez acısı…
Hele bir de saçını okşadıysanız Filistinli bir çocuğun, o masum kokusu sindiyse ellerinize…
Unutamazsınız…
Uyuyamazsınız…
Yok sayamazsınız…
Bundan böyle.
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi
sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler
ve kumandanlar Gobi’ye döndüler.
Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın
en
Kudüs’e gidenler bilir, döndüğünüzde artık tam değilsinizdir. Kalbiniz, aklınız ve sevdaya dair ve varsa bildiğiniz, hissettiğiniz yarısını bırakırsınız bu topraklarda..
Enok’un Kitabı[1] dinler tarihinin en ilginç metinlerinden biridir. İçinde anlatılanlar birçok kişiye bir bilimkurgu kitabı okuyor izlenimi verse de Enok’un Kitabı, Yahudi mistisizminin temel taşlarından biridir.
Enok’un Kitabı, önceleri bizim “Eski Ahit” ya da yanlış olarak “Tevrat” diye adlandırdığımız Tanah’ın[2] Apokrif kitaplarından biri
Filistin’e yetim/öksüz bebek muamelesi yapan Arap yöneticilerin bir diğer endişesi, Kudüs gibi sembolik bir şehrin yönetimi konusunda İslam dünyası içinde çıkabilicek çatışma ve bölünmeler... İsrail bugün Kudüs’e yönelik işgali sona erdirse ve “Ben bırakıyorum, şehri artık siz yönetin” dese, şu anda Müslümanların bunu çatışmadan ve birbirini çiğnemeden yapabilme ihtimalleri yok. Araplar, İslam dünyasında dair bu hazin gerçeğin de gayet farkında. Onun yerine Kudüs’ün ve Filistin topraklarının İsrail işgali altında kalmaya devam etmesi, tüm bu egemenlik kavgalarına bulaşmaktan daha pratik görülüyor. İşgal bir anlamda, Kudüs’ü İslam dünyası içinde yeni bir gerilim konusu ve nesnesi olmaktan kurtarıyor. Herhalde bu, tarihin en yaman ironilerinden biridir.
Kudüs’e gidenler bilir; döndüğünüzde artık tam değilsinizdir. Kalbiniz, aklınız sevdaya dair ne varsa bildiğiniz, hissettiğiniz yarısını bırakırsınız bu topraklarda…
Genelde Ortadoğu dediğimiz merkez coğrafyaya, özelde de Filistin'in tarihine damgasını vurmuş üç Müslüman komutan ve devlet başkanı vardır: Hz. Ömer, Salahaddin Eyyûbî ve Yavuz Sultan Selim. Farklı dönemlerde, farklı bağlamlarda ve farklı şekillerde bölgeye tesir eden bu üç önemli isim, aynı zamanda tüm İslâm tarihinin de en çarpıcı
Kudüs’e gidenler bilir; döndüğünüzde artık tam değilsinizdir.Kalbiniz, aklınız ve sevdaya dair ne varsa bildiğiniz, hissettiğiniz yarısını bırakırsınız bu topraklarda..