Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
96 syf.
·
Puan vermedi
Altın yaldız çerçeveli, gün ışığını hafif tozlanmış camında biriktirmiş dikdörgen bir pano. Ve bir yazı.. O yaldızlı ve ışıklı kenarlarına rağmen hafif sararmış bir kağıda kopkoyu bir kalemle el yazısıyla yazılmış : Korkma! Hemen yanında ise başka bir çerçeve. Aynı boyutlarda ve renklerde, sağ kol ve bir arkadaş gibi duran ve kimbilir
Mehmed Akif
Mehmed AkifSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20181,092 okunma
HOCASI TARAFINDAN AZARLANAN PADİŞAH
Osmanlı insanı ne kadar varlıklı olursa olsun, gösteri, gösteriş ve israf sayılabilecek davranışlardan kaçınırdı... İhtiyaçtan fazla tüketmeyi yalnızca israf saymaz, aynı zamanda fakirin hakkına tecavüz de sayar, kul hakkı oluşturduğuna inanırdı. Hayat bu hassasiyetle çerçevelenmiş, hassasiyet padişahları da kuşatmıştı. 1453 yılı Ramazanı... Fetih
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
511 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Her nasip, Kader-i Mutlak'ın semeresini, niyetin göğe açılmış ellerinde, bir emânet gibi taşır ve vakti geldiğinde, ilk kez tadılan bir lütuf yahut hüzün şeklinde zuhur eder.Biz Gülbeşeker'im ile namı diğer
özlem
özlem
'le aylar evvelinden Makalat'ı birlikte okumaya karar verdik. Heyecanla vaktinin gelmesini bekledik.Bir
Makalat
MakalatŞems-i Tebrizi · Ataç Yayınları · 2014476 okunma
319 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İşkembe-i Kübra...
Tamam hemen sinirlenme sayın okur. Evet üstten kaba bir başlık... Ama neden böyle bir başlık koyduğumu ilerleyen satırlarda göreceksin. Hoş geldin. Merhabaladan bir demet. ≈)) Kitabı okuyup Atatürk'ü böyle bilmezdim diyeni mi dersin, Atatürk'ü severdim ama bu okuduklarımdan sonra... diyeni mi dersin... E tabi belli nerede ne durumda
Paşaların Kavgası
Paşaların KavgasıKazım Karabekir · Emre Yayınları · 2005241 okunma
Selamlar,   Internet'in daha sık kullanılır olmasıyla bilgi akışının hızlanması hepimizin şahit olduğu bir hakikat. Bununla birlikte, kirli bilginin de daha hızlı bir şekilde akarak pek çok zihinde yanlışların filizlenmesine yol açtığını da aynı emniyet hissiyle biliyoruz. Bu ikinci durumun bir yansımasını da Üstad'la alakalı
Şehit De Olsa Kul Hakkı Kalır
Bir sahâbî, düşmana göğüs gere gere harblerde çarpışıyor. Birçok mahrûmiyetlere katlanıyor, sonra da şehîd oluyor. Efendimize (s.a.s.) arz ediyorlar: “Filân da şehîd olmuş” denince, Efendimiz (s.a.s.)in: “Ben onu ganîmetten çaldığı, (ya'ni taksim edilmesi lâzım olan ganîmeti, kumandanına teslim etmeden, kendi kendine hüküm vererek bir aba almış, işte bu yüzden çaldığı diyor.) “Ben onu çaldığı aba ile Cehennem'de görüyorum” demesi ne kadar mânâlıdır. Demek ki, insanın yaptığı günahlar yanında kâr kalmıyor. Hele kul hakkında, mutlaka helâllaşmağa veya aldığını sahibine iâde etmeğe mecburiyet vardır. Öyle ise, çok derin düşünüp, kimsenin hakkını üzerine geçirmemeğe dikkat etmelidir. Vurmalar, dövmeler, sövmeler, gıybetler, iftiralar, istihzâlar, alaylar, hakâretler ve daha bunlara benzer şeyler hep kul hakkına dahildir. Malını alıb vermemek, borcunu ödememek, emâneti iade etmemek veya geciktirmek, etrafındaki muhtaç olan fukarâ ve zuafâ-yi müslimînin, imkânı olduğu halde yardımına koşmamak ve sâire gibi haller de bir nevi, kul hakkı olmakla beraber, bunları yapmağa koşmak aynı zamanda hem müslümanlik, hem de insanlık vazîfesi ve icablarındandır.
Sayfa 106 - Seha Neşriyat - 1982Kitabı okudu
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.