Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.
Mü'min Sûresi, 24. Cüz, 60. Ayet
5.cilt
1275. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize bir gün bir konuşma yaptı ve: - "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri: - Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu. Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip
Reklam
وَعَنْ مُعَاذِ بْنِ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ وَعَمِلَ بِمَا فِيهِ، أَلْبِسَ وَالِدَاهُ تَاجًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ، ضَوْءُهُ أَحْسَنُ مِنْ ضَوْءِ الشَّمْسِ فِي بُيُوتِ الدُّنْيَا، فَمَا ظَنَّكُمْ بِالَّذِي عَمِلَ بِهَذَا؟. 12. Muâz ibni Enes radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan ve onun buyruklarına göre yaşayan kimsenin annesine ve babasına kıyamet gününde bir taç giydirilir. O tacın parıltısı, dünya evlerindeki güneşin parıltısından daha göz kamaştırıcıdır. Hayatına Kur'an'ın buyruklarına göre yön veren kimsenin kazancını artık siz hesap edin."
Aişe radıyallâhu anha şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şu âyeti okudu: "(Resûlüm!) Sana kitabı indiren odur. O kitabın bir kısmı muh- kem âyetlerden meydana gelir ki, bunlar kitabın aslı ve özüdür; bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne çıkarmak için o müteşâbih âyetlerin yorumlarına tabi olurlar. Oysa bunların kesin anlamlarını yalnız Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan kimseler de, 'Biz bunlara îmân ettik, hepsi de Rabbimizin katındandır' derler. Bunu ancak akıl sahibi kimseler düşünüp anlar."(Âl-i İmrân 3/7) Hz. Aişe sözüne şöyle devam etti: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu âyeti okuduktan sonra şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'in müteşâbih âyetlerine tâbi olanları gördüğünüzde, ki onlar Allah Teâlâ'nın (kalplerinde eğrilik olanlar diye) isimlendirdiği kimselerdir; onlardan uzak durunuz." (Buhârî, Tefsîr3/1, nr. 4547; Müslim, İlim 1, nr. 2665.)
Abdullah ibni Mes'üd radıyallahu anhdan rivâyet edildiğine göre, Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kur'ân-ı Kerim'den bir harf okuyana, bir iyilik sevâbı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı on sevaptır. Ben, elif lâm mim(الم) bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”
Sayfa 38 - Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'an 16, nr. 2910.Kitabı okudu
Zorla güzellik olmaz! Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Dul kadın, kendisine danışılmadan nikâhlanamaz, Kendisinden izin istenmedikçe, izni olmadan bakire kız da nikâh edilemez. Bakirenin izni nasıl olur? Dediler. Rasul SallAllahu Aleyhi ve Sellem: Onun izni sükût etmesidir, buyurdu.” (Müttefekun aleyh] İbni Abbas'tan rivayet edildiğine göre Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Genç bir kız Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek kendisi istemediği hâlde babasının onu birisiyle evlendirdiğini şikâyet etmiş. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de kızı evliliği kabul edip etmeme hususunda serbest bırakmıştır." (Ebu Dâvud] Ensarlı Hizam kızı Hansa'dan rivayet edildiğine göre: "Kendisi dul olan ve evlenmek istemediği hâlde babasının onu evlendirmek istediği bir kadın Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek durumunu arz edinceRasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem onun nikâhını kabul etmemiştir." [Buhari] Bu hadislerin hepsi, kadının izni olmadıkça evlenme muamelesinin tamam olamayacağını ifade ederler. Kadın, evliliğikabul etmez veya zorla evlendirilirse akit fesh olur. Ancak kadın sonradan razı olur ve dönerse nikâh geçerli olur. Bir kadını istemeye gelen kimselerin bulunması hâlindeonun evlenmesine engel olmak Kur'an-ı Kerim'de de belirtildiği gibi yasaklanmıştır. Nitekim Allah Celle Celâlehû şöylebuyurmuştur: "Eğer maruf bir şekilde, aralarında razı olurlarsa, evlenmelerine engel olmayın." [Bakara Suresi 232]
Sayfa 143 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
" Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim." Mü'min/60 Taberî, “Bana dua edin” buyruğunu, “Bana kulluk edin; ibadeti benden başkasına, putlara ve başka şeylere değil, sırf bana yapın ki duanızı kabul edeyim; size rahmetimle muamele edeyim ve sizi bağışlayayım” şeklinde açıklamıştır. Bu yorumdan anlaşıldığına göre âyetteki dua kavramı ibadeti de kapsamaktadır. Âyetin devamındaki ibadetle ilgili cümle de bu yorumu desteklemektedir. Hz. Peygamber’in “Dua ibadetin kendisidir” buyurduğu, ardından da bu âyeti okuduğu bildirilmiştir (Tirmîzî, “Tefsîr”, 40). Hatta ünlü âlim Süfyân-ı Sevrî, günahlardan uzak durmanın bile dua olduğunu belirtmiştir (İbn Atıyye, IV, 566).
Sayfa 504Kitabı okudu
Şüphesiz bu kâfirler yararlanır dururlar. Fakat bu azıcık bir yararlanmadır. Bütün dünyanın faydası da zaten pek azdır. İsterse onlar yaratıldıkları andan ölecekleri ana kadar bu yararların içerisine gömülmüş olsunlar, bu pek az bir yararlanmadır: "Ne dersin, biz onları nice seneler yararlandırsak sonra onlara vaat olundukları azap gelse faydalandırıldıkları nimetlerin onlara bir yararı olmaz (değil mi) " Enes b. Mâlik şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde cehennem ehli olup dünyada en çok nimete mazhar olmuş olan kişi getirilir ve cehennem ateşine bir defacık daldırılır. Sonra 'Ey Ademoğlu! Hiç hayır diye bir şey gördün mü? Hiç nimet diye bir şey sana uğradı mı?' denilir. O 'Rabbim Allah'a yemin olsun ki hayır' der. Cennet ehlinden olup dünyada yeryüzü ahalisinin en çok meşakkat çekmiş olanı getirilir. Cennete bir defacık daldırılır ve sonra ona 'Ey Ademoğlu! Hiç sefalet diye bir şey gördün mü? Hiç sıkıntı sana uğradı mı?' denilir. O 'Rabbim Allah'a yemin olsun ki hayır. Kesinlikle bana bedbahtlık uğramadı, hiç bir sıkıntı da görmedim' der."
Düzenli olarak Kurân'ı Kerim okumak..
Evs b. Huzeyfe es-Sakafı (r.anh) anlatır: Biz, Sakif kabilesinin temsilcileri olarak Allah Resûlü'ne gelmiştik. Orada Benû Sa'd, Muğire b. Şu'be'nin evine konuk olmuş; Malikoğulları ise Allah Resûlü'nün mescidine kurulan çadırda misafir olmuştu. O günlerde Resûlullah, yanımıza gelir ve yatsı namazından sonra bize sohbet ederdi. Bazen, ayakta çok durduğundan ayak değiştirmek durumunda kalırdı. ... Bir gece, her zaman geldiğinden daha geç vakitte yanımıza gelince sorduk: "Yâ Resûlallah! Bu gece, neden her zamanki vakitte gelemediniz acaba?" Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Birdenbire, Kurân'dan okumam gereken hizbim hatırıma geldi. Onu okuyup bitirmeden çıkmak istemedim." Sabah olunca Allah Resûlü'nün yakın sahabilerine, Kur'ân hiziplerini nasıl oluşturduklarını sorduk. "Kur'ân'ı; üç, beş, yedi, dokuz, on, on bir ve on üç kısma ayırıyoruz. Ayrıca Hucurat Sûresi'nden aşağısı da bir hizip oluyor." dediler.
Sayfa 327Kitabı okudu
Sa'd ibni Ubâde radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse Kur'ân-ı Kerîm'i okur, sonra da unutursa kıyamet gününde Allah Teâlânın huzûruna cüzzâmlı gibi (dişleri dökülmüş. bunu kesilmiş olarak) çıkar. " (Ebû Dâvûd, Vitr 21, nr. 1474; Dârimi, Fezailü'l-Kur'ân 3, nr. 3383)
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Enes ibni Malik radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimsenin, mescidi temiz tutmak için oradan çıkarıp attığı çöpe varıncaya kadar ümmetimin kazandığı sevaplar bana gösterildi. Bana ümmetimin günahları da gösterildi. Bunlar içinde bir kimsenin, Kur'ân-ı Kerîm'den bir sûreyi veya bir âyeti ezberleme nimetine kavuştuktan sonra onu unutmasından daha büyük bir günah görmedim." (Ebû Dâvûd, Salāt 16, nr. 461; Tirmizî, Fezailü'l-Kur'ân 19, nr. 2916.)
Sayfa 124Kitabı okudu
Abdullah ibni Amr ibni'l-As radıyallahu anhümâdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i üç günden daha kısa sürede hatmeden, okuduğundan bir şey anlamaz." (Ebû Dâvûd, Şehru ramazân 8, nr. 1390; Tirmizî, Kırāāt 13, nr. 2949.)
Sayfa 110Kitabı okudu
Cabir ibni Abdillah radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i, okun yaydan fırlayıp gittiği gibi süratli bir şekilde okuyan kimseler gelmeden önce okuyun! Onlar Kur'ân-ı Kerîm'i sevap kazanmak için değil, dünyalık elde etmek için okurlar."" Bu hadis-i şerîfin aynı mânâdaki bir başka rivâyetini Ebû Dâvûd, ashâb-ı kiramdan Sehl ibni Sa'd radıyallahu anhdan rivâyet etmiştir. Hadis-i şerîfin mânâsı şudur: Adı geçen kimseler Kur'ân-ı Kerîm'i dünya malı karşılığında veya şöhret yahut benzeri bir menfaat elde etmek için okurlar. (Ebû Dâvûd, Salât 134-135, nr. 831.)
Sayfa 103Kitabı okudu
(Ashab-ı kiramdan) Abdurrahman ibni Şibl el-Ensârî radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun. Ama onu geçim vâsıtası yapmayın. Kur'an'ı okumayı ihmal etmeyin. Ona yersiz mânâlar vererek haddi aşmayın (veya: Hep Kur'ân-ı Kerîm ile meşgul olup da diğer ibadetleri ihmal etmeyin). " (Ahmed ibni Hanbel, Müsned, III, 428, 444, nr. 15614, 15756, 15758; Ebû Ya'la el-Mevsıli, Müsned (Esed), III, 88, nr. 1518)
Sayfa 102Kitabı okudu
Ebû Mūsa el-Eş'arî radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şu üç şey, Allah Teâlâ'ya duyulan saygıdan kaynaklanır: Saçı-sakalı ağarmış Müslüman'a hürmet etmek, Kur'ân-ı Kerîm'i usûlüne uygun okuyan ve ahkâmıyla amel eden Kur'an hafızına ikrâmda bulunmak, Adaletli devlet başkanına saygı göstermek." (Ebû Dâvûd, Edeb 20, nr. 4843)
352 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.