Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Resûlullah sallallahu aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Kur'an-ı Kerim'i okuyan ve onun buyruklarına göre yaşayan kimsenin annesine ve babasına kiyâmet gününde bir taç giydirilir. O tacın parıltısı, dünya evlerindeki güneşin parıltısından daha göz kamaştırıcıdır. Hayatına Kur'an'ın buyruklarına göre yön veren kimsenin kazancını artık siz hesap edin."
Şu ayet mealini, ürpermeden okumak mümkün mü?
Bütün bu açıklamalar, yüce ve mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'in bildirdiği gerçekleri teyid edici mahiyettedir. Şu ayet mealini, ürpermeden okumak mümkün mü? «Gökler ile yer, bitişik bir halde iken bizim, onları, birbirinden yarıp ayırdığımızı... o küfredenler görmedi (ler) mi?» (Bkz. el-Enbiya Sûresi, âyet 30). Ya, şu âyet-i
Sayfa 54
Reklam
Ashab-ı kiramdan Müslim ibni'l-Hâris et-Temimi radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah ﷺ ona gizlice şöyle buyurdu: "Akşam namazını kılınca yedi defa: Allahümme ecirni minen når 'Allahım! Beni cehennemden koru!' diye duâ et! Çünkü sen böyle duâ eder, sonra da o gece ölürsen, senin için cehennemden kurtulus berâtı yazılır. Sabah namazını kılınca da yine böyle yedi defa dua et! Şayet o gün ölürsen, senin için cehennemden kurtuluş berâtı yazılır."¹ Resûl-i Ekrem Efendimiz'in bu duâyı sahâbisine âdeta bir sır veriyormuş gibi gizlice söylemesinin sebebi, bu duanın önemini göstermek içindir. Kur'ân-ı Kerîm'de cehennem yedi adla anılmakta ve cehennemin yedi kapısı olduğu² belirtilmektedir. Bu duânın yedi defa okunması, muhtemelen yedi cehennemden Allah'a sığınmak içindir.
¹Ebu Davud, Edeb 100 / ² Hicr 44
Ümmetin Şahitliği
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: Kıyâmet gününde Nûh aleyhisselâma: "Üstlendiğin peygamberlik görevini ümmetine tebliğ ettin mi?" diye sorulacak. O da: "Evet, yâ Rabbî, tebliğ ettim" diyecek. Bu defa onun ümmetine: "Nûh size benden aldığı görevi ulaştırdı mı?" diye sorulacak. Onlar da: "Hayır, bize bir uyarıcı gelmedi" diyecek. O zaman Cenâb-ı Hak, Nûh peygambere: "Görevini yaptığına dair şâhitlerin kimlerdir?" diye soracak; o da: "Muhammed ve ümmeti" diye cevap verecek. İşte bunun üzerine Muhammed ümmetine sorulacak, onlar da (Kur'ân-ı Kerîm'den öğrendikleri şekilde) Hz. Nûh'un görevini yaptığını söyleyeceklerdir. Resûl-i Ekrem bunları anlattıktan sonra şu âyeti okudu: "Böylece, siz bütün insanlara şahit olasınız, Peygamber de size şâhit olsun diye sizi ölçülü, dengeli ve adâletli bir ümmet yaptık." (Bakara-143)
Sayfa 96
Allah Rasulü bir gün ashabı ile birlikte bulunurken bir kadın yanına gelmiş ve mehirsiz olarak O'nunla evlenmek istediğini bildirmişti. Peygamberimiz [sallallahu aleyhi ve sellem] kadına baktı, sonra tekrar başını önüne eğdi, kadın onun evlenme konusunda bir hükme varmadığını görünce bir kenara oturdu. Sahabeden biri ayağa kalkarak: -
Buhârî, Mevâkîtü's-Salât, 5, Cihâd 1, Edeb 1, Tevhîd 48; Müslim, İmân 137 (85)Kitabı okudu
Bazı âlimlerden şöyle rivâyet olunmuştur: Allahü Teâlâ, Resülullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) nur-ı şerifini halk ettiği zaman, sair peygamberlerin nurlarına nazar etmesini emretti. Onlar: “Ey bizim Rabbimiz! Bu kimdir. Nuru hepimizi kapladı. dediler. Allahü Teâlâ hazretleri şöyle cevap verdiler: “Bu nur Habibimin nurudur. Eğer siz ona iman ederseniz sizi resul yaparım.” Onlar da: “Biz onun nübüvvetine inandık” deyip iman ettiler. Bunun üzerine Allahü Teâlâ: "Ben şahid olayım mı? " diye buyurdu. Onlar: "Evet!" dediler. Bu kıssa, Allahü Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim' in Ali İmran suresi 81.ayetinde şöyle geçmektedir. “Hem Allah vaktiyle Peygamberlerin misakını (bağlılık sözünü) söyle almıştı: "Celâlim hakkı için, size kitap ve hikmetler verdim. Sonra size, beraberinizdekini tasdik eden bir Peygamber geldiğinde mutlaka ona iman edeceksiniz ve her halde ona yardımda bulunacaksınız; bunu ikrar ettiniz mi ve bu ağır ahdimi üzerinize alıp kabullendiniz mi?” buyurdu. Onlar: “İkrar ettik, dediler. Allah şöyle buyurdu: “Öyle ise birbirinize karşı şahid olun, ben de sizinle beraber şahitlerdenim”
Reklam
Ebû Mûsă el-Eş'ari radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şu üç şey, Allah Teâlâ'ya duyulan saygıdan kaynaklanır: Saçı-sakalı ağarmış Müslüman'a hürmet etmek, Kur'ân-ı Kerîm'i usûlüne uygun okuyan ve ahkâmıyla amel eden Kur'an hafızına ikrâmda bulunmak, Adâletli devlet başkanına saygı göstermek."
Kur'ân-ı Kerîm şöyle buyurdu:
هُوَ الَّذ۪ٓي اَنْشَاَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْـِٔدَةَۜ قَل۪يلًا مَا تَشْكُرُونَ• “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”
Aişe (Radryallahu Anha) dan rivayet edildiğine göre, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Yemeğinizi, Allahın zikri ve namazla eritin. Yemek üzerine (hemen peşine) uyumayın ki, kalpleriniz katılaşmasın." (Ali el Mattaki, Kenzal Ummal: 15/245, No.40773) Bunun da en azı her yemekten sonra, iki rekât kılmak veya yüz kere tesbih etmek (Sübhanallah demek), yahutta Kur'an-ı Kerim'den bir cüz okumaktır, zira insan yemek yedikten sonra, yediğini namaz ve zikirle eritmeden uyursa, kalbi katılaşır. Kalp katılığından Allaha sığınırız. Yemekten sonra namaz ve zikirle meşgul olmak ise, o katılığın kalkmasına ve şükrün edası (yerine getirilmesi) ne vesile olur.
Sayfa 571 - Ahıska Yayınevi - 7.Baskı - 2017 - 4.cilt
Essâlâtû Hayrûn Minen Nevm...
~ Rabbin kat'î olarak şunları ferman buyurdu : Ondan başkasına ibadet etmeyin, ana babaya iyilik edin. Onlardan biri yahut ikisi de yanında ihtiyarlık haline gelirse sakın onlara öf bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle. İkisine de merhametten tevazû kanatlarını indir ve şöyle de: Ey Rabbim ! Onlar beni küçükken terbiye ettikleri gibi, sen de kendilerine merhamet buyur. Rabbiniz içinizdekileri daha iyi bilir. Eğer iyi kimseler olursanız, şüphesiz ki O, çok tevbe ddenleri bağışlayıcıdır. ~
Sayfa 285 - İsrâ Sûresi 23, 24, 25. ÂyetlerKitabı okudu
Reklam
İbn Abbas'dan (ra) rivayet edildiğine göre, Rasûlullâh (asm) ashabına Kur'an-ı Kerim'den bir sureyi öğrettiği gibi şu duayı öğretmek üzere şöyle buyurdu: ''Deyin ki: 'Ey Allah'ım! Cehennem azabından sana sığınırım, kabir azabından sana sığınırım, Mesih-i Deccal fitnesinden sana sığınırım, hayat ve mematın fitnesinden sana sığınırım.'' (Müslim, Mesavid:25, No:590, 1/413)
Sayfa 142Kitabı okudu
Kur'ân-ı Kerîm'i Böyle Okumalı
Efendimiz şöyle buyurdu: Kur'an okuyan mü'min portakal gibidir; kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur'an okumayan mümin hurma gibidir; kokusu yoktur, tadı ise güzeldir. Kur'an okuyan münafık fesleğen gibidir; kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur'an okumayan münafık Ebu Cehil karpuzu gibidir; kokusu yoktur, tadı da acıdır.
Sayfa 34 - Buhârî, Et'ime 30Kitabı okudu
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: وَاتَّبِعْ مَا يُوحَىٰ إِلَيْكَ وَاصْبِرْ حَتَّىٰ يَحْكُمَ اللَّهُ ۚ وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ Sana vahyolunana uy! Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. Çünkü O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.
Tâ-Hâ/36
قَالَ قَدْ أُوتِيتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسَى "Allah şöyle buyurdu: Ey Musa, istediğin sana verildi."
ZGD
Abdullah b. Mes'ud dan (r.a) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber (S.a.v) bir gün bana: "Bana Kur'an-ı Kerim oku da dinleyeyim." buyurdu.Ben de: Sana nazil oldu. Sana mı okuyayım?" dedim. Peygamber Efendimiz (sa.): "Evet, ben diğerlerinden dinlemek istiyorum." buyurdu. Ben, Nisa Süresini okumaya başladım: "Her ümmetten bir şahid getirdiğimiz ve seni de onların üzerine şahid getirdiğimiz zaman nasıl olacak.) ayetine geldiğimde biri uyararak dikkatimi çekti. Başımı kaldırıp baktığımda gördüm ki Efendimizin gözlerinden yaşlar akmaktadır Peygamber Efendimiz (sa.) bütün geceyi "Eğer onlara azap edersen şüp hesiz onlar senin kullarındır. Eğer bağışlarsan yine şüphe yok ki sen en yücesin ve büyük hikmet sahibisin. ayetini okuyarak geçirdi ve bu ayeti okuya okuya sabahladı.
Sayfa 115 - risale
353 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.