Hem Kur'ân'ı okumanın faydası; yalnız hâfız olmak ve dünyada onunla bir makam kazanmak, bir maaş almak değil; belki her bir harfi, hiç olmazsa on hayrından tâ yüze, tâ binlere kadar Cennet meyvelerini, âhiret faydalarını vermesini düşünüp ve ebedî hayatın rahatını ve saadetini temin etmek niyetiyle okumak lâzımdır.
Pahalılığın, vebanın, yenilgilerin tek sebebi, Hazreti Peygamberimiz zamanındaki İslam'ı unutup, Müslümanlık diye başka kitaplara ve yalanlara kanıp inanmamızdır. Hz Muhammed zamanında mevlit okutmak mı vardı? Ölüye kırk töreni yapmak, ruhu için helva ve lokma döktürmek mi vardı? Hazreti Muhammed zamanında Kur'an-ı Kerim'i şarkı gibi makamla okumak mı vardı? Minareye çıkıp sesim ne kadar güzel, Arapçam nasıl da Arap gibi deyip kibir kibir kibirlenerek, zenne gibi kırıta kırıta makamla ezan okumak mı vardı? Mezarlara gidip yakarıyorlar, ölülerden medet umuyorlar, türbelere gidip putperestler gibi taşa tapıyorlar, bez bağlıyorlar, adak adıyorlar. Bu akılları veren tarikatçılar mı vardı Hazreti Muhammed zamanında?
Hz. Peygamber (s.a.s.) "Kalpler demirin paslandığı gibi paslanırlar" buyurmuştur"Onun cilası nedir yâ Resûlallah?" diye sorulduğunda da "Allah'ı anmak ve Kur'ân okumak onun cilasıdır" demiştir.
de ki Rabbimin sözlerini yazmak için
denizler mürekkep olsa ve bir
o kadar da ilave etsek
Rabbimin sözleri tükenmeden
önce denizler tükenirdi!
• kehf | 109
Kur'an okumak bir ibadettir, ibadet de yalnızca Allah rızası için yapılır. Bunun dışında bir maksat gözetilerek yapılan her türlü davranış görünüşte ibadete benzese bile gerçekte ibadet değeri taşımaz.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri: Bir insana kâfi gelmeyecek kadar az yer ve az uyurdu. "Fıtri uyku beş saattir" derdi. Yatsı namazını kılınca fazla beklemez hemen yatardı. Gece erken kalkar, Teheccüd namazını kılardı. Evradlarını, bütün dualarını sabah namazına bir saat kala bitirirdi. Sonra ellerini dergah-ı İlahiye açar, uzun uzun