“Ortalama insan da kendisini zedeleyen ve düş kırıklığına uğratan bazı olaylar karşısında duygusallıktan soyutlanma eğilimi gösterirse de etkin katılımı gerektiren durumlarda bazı riskleri göze alır. Oysa burada sözü edilen kişiler soyutlama mekanizmasını kendilerini her türlü acıdan koruyacak bir kabuk gibi kullandıklarından, yaşama etkin bir biçimde katılamaz, duygusal olmamayı güçlülük olarak yorumlarlar. Böyle bir insanla beraberlik, arada görünmez bir perde varmışçasına yaşanır. Duygusal tepki vermediğinden herkes onu kendisine göre ve farklı biçimde algılar. Kimine göre soğuk ve kendini beğenmiş, kimine göre güçlü olabilirler. Kimi ise böyle bir insanı kusursuz biri gibi algıladığından karşısında küçüklük duygularına kapılabilirler. Gerçekten de bu insanlarda duygusal tepkiker öyle ölçülüdür ki, büründükleri zırhın gerisinde yaşanan korkuyu algılamak oldukça güçtür.”
Sayfa 70 - Metis Yayınları, 18.baskı, 2019.Kitabı okudu
“Kanaatlarlıkta bir katılık, zevkleri hor görme ya da daha ziyade zevk korkusu vardır. Tutumluluksa sadeliğin doyurucu olduğunu, azla ve hiçbir şeyle yakalanan kusursuz hazzı keşfetmektir…”
Reklam
Bazı insanlar yaşam boyu karşılaştıkları düş kırıklıkları sonucu, beklentilerini bir sınır içinde tutma eğilimi geliştirirler. Gerçekleşmesini çok istedikleri bir olaya çok yakınlaştıklarında bile umutlarını frenler, zamansız bir kutlamaya girmekten çekinirler. Bu insanlar duygusal dünyalarının üstünü sanki bir kapakla örterler. Sorunlarından söz
Sayfa 68 - Metis Yayınları
Bazı insanlar yaşam boyu karşılaştıkları düş kırıklıkları sonucu, beklentilerini bir sınır içinde tutma eğilimi geliştirirler. Gerçekleşmesini çok istedikleri bir olaya çok yakınlaştıklarında bile umutlarını frenler, zamansız bir kutlamaya girmekten çekinirler. Bu insanlar duygusal dünyalarının üstünü sanki bir kapakla örterler. Sorunlarından
Bir tutku cinayetleri vardır, bir de mantık cinayetleri. Aralarındaki sınır belirsizdir. Ama ceza yasası, oldukça elverişli bir biçimde, kasıt kavramıyla ayırır bunları birbirinden. Kasıt ve kusursuz cinayet çağında yaşıyoruz. Canilerimiz aşk özürüne sığınan o umarsız çocuklar değil artık. Tam tersine, olgunluk çağlarındalar, suçsuzluk kanıtları da yadsınmaz türden: her şeye, hatta katili yargıç yapmaya bile yarayabilen bir felsefe.
"Tutumluluk tam olarak kanaatkarlık değildir. Kanaatkarlıkta aşırıya kaçma (aşırı yemek, aşırı zenginlik, aşırı mal, aşırı zevk) eğilimine direnme durumu söz konusudur. Kanaatkarlık zevkten aşırılığa yönelen eğilimi saptar. Kendini tutma, çoğu zarar azı karar meselesidir. Kanaatkarlıkta bir katılık, zevkleri hor görme ya da daha ziyade zevk korkusu vardır. Kanaatkar olmak koyvermenin reddi, kapılıp gitme korkusuyla aşırılıktan kaçınmaktır. Tutumluluksa sadeliğin doyurucu olduğunu, azla ve hiçbir şeyle yakalanan kusursuz hazzı keşfetmektir..."
Reklam
171 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.