Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

levent Güzeloğlu

levent Güzeloğlu
@leventgz
Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne korkunçtu onlar! Ne kadar apaçık, canlı ve insafsızdirlar ! İnsan kelimelerden kacamiyordu...
Reklam
Boğmaya yeltendiğimiz her güdü zihnimizde çöreklenerek bizi zehirliyor...
Bütün yolların sonu aynı noktaya çıkar. Nedir? Hayal kırıklığı...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Modern 'kölelik'lerin mutluluğu
İnsanların büyük insanlardan çok,iyi kalpli insanlara ihtiyacı var. Gün gibi gerçek ortaya çıkmasın diye tüm doğruların eğri hale getirilişini okuyoruz.Her şeyin ters olduğu bir ülke...
Varım çünkü yaralıyım
Yaralıyım çünkü yaşadım.Yaralanmaya kendini açan insan,varlığa da kendisini açmıştır.Rúzgara, güneşe,yağmura,borana. Sevince ve hayal kırıklığına.Hic yenilmemis olanlar hiç savaşmamiş olanlardır.Yarali ve incinmiş bir hayat hakikatin yalın güzelliğiyle ışır bize...Yaralarım aşktandir diye fısıldar,çünkü sadece aşk sonsuza dek kanayabilir.
Reklam
Sebeb-i Varlık
Susturulmuşlara bir ses,hikayesiz bırakılmışlara kelime olabilir miyim?
Sayfa 36
İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez,ne anlamlı söz değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil.Ve düşünmek istememeleri de doğal çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil.Evet ,kim düşünürse ,kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki,suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur.
Sayfa 18
Toplum ve Birey
Hayat nasıl geçiyor?Bu hayalet komedideki rolümuzu sürdürmeye gün be gün çabalıyoruz. Bizim görevimiz kendi alanımızı korumak ve sürdürmekten ibaret.Boylelikle bu alan bizi korur ve kabilenin hiyerarşik merdiveninden tırmanmaya ya da bu merdivenden inmemeye ve zevk için olduğu kadar vaat edilen soy için de elimizden gelen bütün yöntemlerle zina işlemeye bizi teşvik eder.Boylece enerjimizin gözardi edilemeyecek bir bölümünü yıldırmak ya da baştan çıkarmak için kullanıyoruz.
Sayfa 84
Bu kitapta bizden bişeyler var....
Anlamak kolay aslında.Yolunda gitmeyen şey, çocukların yetişkinlerin nutuklarına inanmaları ve yetişkin olduklarında da kendi çocuklarını aldatarak intikam almalarıdir."Hayatın bir anlamı vardır ve bunu da büyükler bilir" lafı herkesin inanmak zorunda olduğu evrensel bir yalandır.Yetiskin olup da bunun yanlış olduğu anlaşıldığında iş işten geçmiştir. Sır olduğu gibi kalırken , kullanılabilecek bütün enerji de uzun süredir salakça faaliyetlere saçilip savrulmustur. Hayatında hiçbir anlam bulamadığını maskelemeye çalışan insanın kendini elden geldiğince uyuşturmasi kalır geriye.Ustelik kendini daha iyi ikna edebilmek için de kendi çocuklarını aldatır.
Sayfa 14
Marx'i anlamak
Arzu ede ede kendilerini yitiren insanlar, ihtiyaçlarıyla yetinseler iyi ederler. Yeni bir toplumsal örgütlenme kibrin gemlendiği bir dünyada doğabilir.
Sayfa 9
Reklam
Dünya bir sahnedir oğlum, sıramiz gelince çıkıp rolümüzü yaparız sonra selam vermeye fırsat bulamadan bir de bakmışiz ki işimiz bitmiş.
Sayfa 91
Çekip gidemiyor insan.Duruyor, bekliyor, dinliyor, saatlerin ayların yılların geçişini dinliyor sonra bir de bakıyor ki herkes gitmiş.
Haz ve keder muvazenesi
İnsan, çektiği ıstırap nispetinde zevk duyar:Ne kadar acıkırsa yemekten,ne kadar yorulursa dinlemekten,ne kadar ararsa bulmaktan o derece zevk alır.
Sayfa 49
Modern sahneden pasaj...
Modern sahnede herkes gözdür, herkes görür,herkes görülür;ama aynı zamanda herkes birbirine karşı kayıtsızdir.Her an görüyor olma hiç gormemeyi,her an görülebilir olma hiç gorulmemeyi beraberinde getirir.
Sayfa 159
Kendimizi eksiksiz hissetmeniz için başkasının bizi görmesi gerekir;ama diğer yandan, etrafımızi saran gözler imparatorluğu bize her an gözaltında olduğumuzu söyler.İste insanın bakışa aynı anda hem muhtaç hem de maruz kalıyor olması,hepimizin kendini şu ya da bu ölçüde içinde bulunduğu bu çatışma mağdurun yazgısında tam anlamıyla bir yaraya dönüşmüştür.
Sayfa 148
Onlar ve Ötekiler
Alışkanlıklarina bağlı, ayrıntıların içinde boğulmaya mahkûm büyük çoğunluk....onlar ve ötekiler diye Yusuf Atılgan ayırmış insanlari... klişelerin hükmünde varolanlar,üç oda bir mutfak hayaliyle yaşayanlar,pazar gunleri pazarlık yaşamaları kutsayanlar, yapmacıkli dişiler topluluğu..
Sayfa 127
Reklam
Ne İçindeyim Zamanın Ne De Büsbütün Dışında
Tanpınar'in zamanı neden kendine mesele ettiğini, yaşadığı çağla kendi ruh durumu arasındaki gerilimleri, geçmişin içinde bir yerde kaybettiği annesini ve bu yüzden de şimdiki zamana bir türlü tutunamayışi....ilginç bir anekdot
Sayfa 134
Kelimelerin yükü...
Sözcüklerin gözümüzun önünden bir tren vagonu gibi geçip gittiğinden soz eder Jurnal'de Cemil Meriç. Vagonlar gibi geçiyor ve yalnız geçişlerini seyrediyorsun.Kimler var içinde?
Sayfa 81
"sahnedekiler ve roller"
'Ben' dünyaya gelişiyle gelmeyişi arasında hiçbir fark olmayan fanilerden biri miyim? Bir yandan düşünce fatihi,kelime imparatoru,gerçekleşmemiş rüyalar...İçinden bir ses dahi olduğunu söylüyor; ikincisi kendini bir gölge tiyatrosunda perdeye bir kez akseden,oyuna katılmadan bir kuklaya benziyor.Ayni anda hem dahi hem zavallı hem müzaffer hem ezeli mağlup...
Sayfa 80
sözcüklerin ıstırabı...
" lstirabimizi sanatimiza gömelim" İşte kalem, işte istirap albayım.
Sayfa 69
'sürü'ye katılmak...
Kapalı içine dönük, sürü içgüdüsüyle yaşayan insanların arasında, böyle hasta tutkularla çevrili, böyle karmakarışık bireyselleşmek istemesi inanılacak gibi şey değildi. Çoğu kez,onlara ,içedõnüklerini yadsiyanlara, bilinç düzeyine cikaramadiklari hastalıklarından soz etmek isterdi; açıklamak,konuşturmak onları...Yapamadı ,dil denetledi duygularını...Tam anlamıyla boyun eğmisti sürü içgüdüsüne
Sayfa 102
Her Gece Bodrum
İnsan çevresinden kaçmak istiyordu kimi zaman.Bir yığın arkadaşlık,bir yığın kimsesizlik!Ayrıca insan kimsesizligini besleyebilir,ondan yeni bir sözlük,yeni bir dil yaratabilir.
Sayfa 24