Aşk, düştüğü yeri yakıp kül eden ateşse; Gönül, küllerinden yeniden doğan "mabed" dir...
Sayfa 147Kitabı okudu
Kalbini aşk-ı vatanla mâbed-i milliyyet et, Ateş-i hicranla ver su hançer-i giryana Türk!
Sayfa 23
Reklam
“Doğa bir mabet değil, atölyedir.”
" Bırakın kanım kaynayarak geçsin ömrüm! İçip hayal şarabını yatayım sarhoş! Görmesin şu çamurdan ruh evini gözüm Tozun içine devrilmiş bir mabet, bomboş!"
Tanrı Her Şeydir
Çünkü Muhammed başka tanrıların var olmadığını iddia ederek, Arabistan’ın tüm bilinen tanrılarına iman edenlere açık bir mabet niteliği taşıyan Mekke’nin tam da bu statüsüne dayanan ekonomisini sarsıyordu. Eğer başka tanrılar yoksa, Kabe‘ye ihtiyaç kalmıyordu ve dolayısıyla Mekke, Arabistan’ın dinî ve ekonomik merkezi olarak ayrıcalıklı bir konuma sahip olmuyordu.
Sayfa 186Kitabı okudu
Taş taş üstünde bırakmayanlar geçmiştir bu dünyadan, taş üstüne taş koyanlar da. Taşa tutanların meyve ağaçlarıyla alıp veremedikleri nedir bilinmez ama taşı gediğine koyanların hasımlarında açtıkları gedik bellidir. Kimi ocaktan taş çıkarır, kimi taş çıkartır gençlere ihtiyarlığında. Taşı sıksa suyunu çıkaranlara gelince, taş devrinden tunç devrine geçemeyenleri anlayamazlar bir türlü. Taşa söz geçiren mimarlar, yollarına taş koyanlara nispet taşla destan yazarlar. Hasetten taşlaşmış kalbiyle Veziri Azam, "Taş çatlasa, kubbesini taşımaz bu yapı," dese de bir gün taş çatlar, içinden görkemli bir mabet fışkırır.
Sayfa 97 - Şule yayınları
Reklam
1.000 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.