Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Konvansiyon, devrimin şehirdeki temposuyla kırsaldakinin birbirine uymadığını vaktinde fark eder: Köylerdeki, çiftliklerdeki, dağlardaki insanlar başkenttekiler kadar hızlı düşünemezler, fikirleri daha ağır ve daha ihtiyatla özümserler ve kendi anlayışlarına göre işlerler. Kongrede bir saatte yasalaşan şeyler, toprağın yüzeyine ağır ağır sızar,
Sayfa 39 - 40 Can Yayınları
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Reklam
Şafii'ye soruldu: "İlme karşı iştiyakın nasıl? " O da şöyle dedi: "Daha önce işitmediğim bir harfi (yani kelimeyi) işitince, diğer azaların kulaklarımın işitip de aldığı lezzeti tatmak için kendilerinin de kulakları olmasını isterler. İşte böyle." Kendisine, "ilme karşı hırsın nasıldır?" diye sorulduğunda da şöyle cevap verdi: "Çok mal biriktiren cimrinin bir malı elde ettiği zaman aldığı lezzet kadar." "İlme karşı isteğin nasıldır?" diye sorulunca, buna da şöyle cevap verdi: "Bir tek çocuğu olan kadının yavrusunu kaybettiğinde onu bulmaya olan isteği kadar." İşte İmam Şafii Hazretleri, bu aşk, bu iştiyak sebebiyle ilimde zirveye çıkmış ve imam olmuştur.
Dalkavuklar Gecesi'nde Şahıs Kadrosu: Dalkavuklar Gecesi'nde olaylar M. Ö. 14. yüzyılda, Hitit başkenti Hattuşaş'ta geçer. Eserin ana kahramanlarından biri, bugünkü tarih literatüründe I. Şuppiluliuma olarak geçen kral Subbiluliyuma'dır. Eserde zaman ve mekân konusunda ayrıntılar yoktur. Romanda kralın zamaro
Atsız'ın 1940'lardaki kalem kavgaları: 19351940 arasında Atsız dergi çıkaramamış, daha çok bazı kitaplarının hazırlığıyla ilgilenmiştir. 1937'de Bozkurtların Ölümü'nün ilk bölümünü yayımlamaya başlamış, 1939 yılına kadar da Şükrullah ve Müneccimbaşı tarihleriyle meşgul olmuştur. 1940 yılında Atsız'ın tekrar şiddetli bir
381 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Savaş Döneminde Halkın Yaşamla Mücadelesi
Savaşarak ölmek mi açlıktan kıvranmak mı aç kalmamak için en berbat şeyleri yiyerek yaşamaya çalışmak mı donacak derecede üşümek mi daha ne kadar hayatta kalacağını kestirmeden yaşamak mı çocuklarını kurtarmak için kendini feda etmek mi savaşta evinden ve vatanından olmaktan deli gibi korkmak mı barınamamak mı her yerde iş aramak fakat bir türlü
Savaş ve Açlar
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Heyamola Yayınları · 20051,328 okunma
Reklam
Rıza-i İlahi
Asalet ; boyda değil , soyda İncelik ; belde değil , dilde Doğruluk ; sözde değil , özde Güzellik ; yüzde degil , yürekte olur Demekki neymiş bir bayanın veya erkeğin sırf güzel diye bütün muhabbetini bir faniye vermesi lüzumsuzdur. Seni Allah'a yaklaştıracakken seninle birlikte seni, Baki ye götürecek, seni daimi var edecek, seninle birlikte kalacakken sen gözünün önündeki perdeyi kaldıramadığın için faniyi fanide sevip bedbah oluyorsun. “Kadın dört sebepten biri için alınır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen (diğerlerini geç), dindar olanı seç. (Aksi halde) sıkıntıya düşersin.” sallallahu aleyhi vesellihi
Bir insanı tanımadan (bilmeden) onu saymak ola- naksızdır. İlgi ve saygı eğer bilgi tarafından yönlendi- rilmezlerse kör kalırlar. Eğer ilgiyi bilgi doğurmamış- sa, boştur. Bilginin birçok katları vardır, sevginin bir görüntüsü olan bilgi, dışta kalmaz, öze işler. Bu bil-giyi ancak, kendime gösterdiğim ilgiyi, diğer insanla- rı oldukları gibi
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.