114 syf.
·
Puan vermedi
Sinemayı yakıp Münire'yi kaçıran Bulgaryalı Ali'nin destanı olarak bilinirmiş Bulgaryalı Ali'nin hikayesi. Onun hikayesinin de oğlundan okuyoruz. Anne ve babasının erken yaşta vefatının ardından dedesi ile birlikte yaşamaya başlayan Ali, dedesinin evinin bahçesinde vakit geçirir. Hayvanlar, sebze meyveler ve göçmen olduklarından dolayı onları insanların ezmeye çalışmaları derken dedesi de vefat edince Ali kendisine tutunacak bir yer arar. Malı mülkü satar ve çekip gider. Katiplik yapmaya başladığında sinema işleten ve kabadayılıkları ile bilinen bir ailenin kızı olan Münire'ye sevdalanır lakin abileri çok katıdır bu kimsesiz Bulgaryalı Ali'ye vermezler kardeşlerini. Ali kaçmak için plan yaparken haber alır, Münire'yi bir başkası ile evlendirme telaşına düşmüştür abileri. Böylece Ali abilerden intikamı almak için plan yapar ve Münire'yi de alıp kaçar. Bundan sonra hayatlarında kaçak yaşamak diye bir kavram oluşur. Konar göçer yaşarlar. Ne Ali'nin doğru düzgün bir işi olur ne de bir yerde kurulu düzeni. Peşimizden gelecekler diye yaşadıkları yerden bir gece toplanıp gitmeye alışırlar. Ta ki bir tren garında yaşamaya başlayana kadar. Orada yaşadıklarını bir ömür boyu unutmaz ne Ali ne de Ali'nin oğlu... 
Mustafa Kutlu
