bir kahvenin telvesinde buğulanırdı zaman
analar bize seslenirdi taş avlulardan
koşarak gelirdik
koşarak ağrıyan, yoksul çoçukluklardan
türküler, maniler, duyulurdu, daracık sofalardan
"yara benden yara benden
ok senden yara benden
ne sende ok tükenir
ne acı yara benden"