Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Ahh yine okumak için geç kalınmış bir kitap.. Tavşan dudaklı uçurtma avcısı, Korkaklıgını kabul etmenin rahatlığıyla yaşamaya çalısırken aslında kendine derin haksızlıklar eden Emir.. Ve Sohrap, adını masal kahramanlarından alan, savaşta büyümenin zorluğunu en ağır biçimde yaşamış, yorgun çocuk.. Bir kez daha anladım ki hayat herkese adil yaklaşmaz.. Ama ne olursa olsun yeniden iyi bir insan olmak için her zaman bir sans var..
Masallar... Hayat güzel demenin bir yolu gibi gelir bana. Çocuklar olur içinde, konuşan hayvanlar, ağaçlar çiçekler... Daha ne ister ki bir insan uyumadan önce zihninde kalacak son imge için? Fakat, her masal da masal olamıyor maalesef. Kesinlikle sevginin sıcaklığını, iyileştirici gücünü yüreğinizde hissediyorsunuz ama -muhtemelen bilinçsizce- verilmiş olan bazı ufak unsurlar beni buruk bir şekilde gülümsetti. Henüz 1 aylık olan yeğenime hazırlamaya başladığım kütüphane için almış olduğum bu kitabı da onun kütüphanesinden çıkarmama sebep oldu. En azından düşüncelerinin tamamen oturabileceği yaşlara gelene dek. Zira ben, kendisini severken "ne masallar okuyacağım sana, birlikte ne masallar yaşayacağız ama şatodan inmek için beyaz atlı prensimize ihtiyacımız olmayacak hiç, kendimiz yazacağız her masalımızı" diyorum. Henüz beni bir karaltı olarak görecek kadar küçük olmasına ve söylediklerimi bir mırıltı gibi dinliyor olmasına rağmen. Çünkü biliyorum ki bilinçaltına yerleşecek her şey öyle ya da böyle hayatını etkileyecektir. Kaş yapayım derken göz çıkarmayalım sevgili okurlar. Farkettirmeden cinsellik mesajları verilmesi, bencilliğin ve şiddetin cezasız kalması gibi ayrıntılar oldukça önemli olabiliyor. Bazı şeyler normalleştirilmemeli. Çocuklarımız çok kıymetli, kendimiz okumadan karar vermeyelim onlar için seçeceğimiz kitaplara. Sevgilerimle...
Not: Mehmet Bey'in yazdığı incelemeye kesinlikle katılıyorum. Eleştirmek istediğim konular orada daha net bahsedilmiş. Tekrara girmek istemediğim için yüzeysel bahsettim.
#26203784
Güzel bir aşk hikayesi ve fantastik bir masal bence kitap çok güzel tek sıkıntı olan konunun çok uzaması oldu. Fantastik ve aşk isteyenler mutlaka bir şans verin derim.
" Biliyorum ki aldanır insan, bir tramvaya, bir yıldıza, bir hayata. Aldanır yağmura, kara, ay ışığına. Bir virajda ansızın bir şimşeğe yakalanacağını bile bile aldanır insan, biliyorum, aldanır."
.
.
Dergâh Dergi'deki yazılarını ilgiyle takip ettiğim Necip Tosun 'un okuduğum ilk kitabı. Benim deyimimle kalemiyle tanışmaya, öyküleriyle
Distopya tam bir realist anlatım. 40 kişilik bir ada. Bir başkanın gelişi hükmetmesi ve insanın doğayla mücadelesi. Doğanın insana üstünlüğünü er yada geç o yada bu şekilde kanıtlaması savaşı kazanması. Dünya belki 40 kişilik değil ama aynı şeyleri yaşıyoruz. Kutup ayıları pandalar foklar Deniz kirliliği hayvanların kürk İçin kullanılması. Sonu hep aynı bitecek olan bir masal bence. Kızılderili atasözü sanırım emin değilim “İnsan doğayla mücadelesini kazandığı an kaybedecek” gibi bir şey söylüyordu. Her şey martıyla başladı. Hep bir umutla okudum kitabı. Hadi bu sefer olcak ada halkı kazanacak diye ama maalesef olmadı. Hepimizin sonunun böyle olacağını küçük bir örnekle anlatmış Livaneli. Gece başlayıp sabaha bitireceğiniz incelikte. Oldukça akıcı. Hep bir olay var, kendinizi okurken çok yakın bulacaksınız çünkü biz de böyle bir dünyanın içindeyiz. Kitabın kapağını kapattığımda umarım bizim sonumuz böyle Olmaz dedim. Hala umutluyum. Umarım..
Çok harika bir şekilde başladı kitap. Daha ilk sayfalarında heyecan doluydu. İlerledikçe merak uyandırıyordu.Gizemli bir olayın şifrelerini çözer gibi ilerletiyor, bir sonraki aşamalara sinyal veriyordu. Tabi ki bu gizem ve heyecan olmasa koskoca bir felsefe tarihini okumak işkence gelebilirdi birçoğumuza. Felsefe tarihi diyorum ama bu kitap bilimsel, kültürel,inançsal vb. birçok bilgiyi kolay yoldan aktarmış bize. En sevdiğim yanı buydu bence . ( Yerçekimi kanunundan İslam'ın Rönesansa etkilerine, Marks 'ın öğretisinden Sokrates'in kavrayışçılığına, evrendeki galaksilerin aralarındaki ışık yılı hesaplamasından Darwinizm teorisine ve bir çok şey) Tüm bunlar bir kitaba sığdırılmış ve yaşamımızın bir döneminde elimize alıp o zamana kadar öğrendiğimiz bir çok şeyi hafizamizda tekrar yer etmesi açısından mükemmel bir başyapıt. Eleştirecek olursam, kitabın kimyası bizi heyecanlandırarak ve bilgilendirerek sona ulaştirmakti fakat son çeyreği giriftleşmeye başladı, karakterlere masal kahramanları eşlik eder oldu, nihayetinde artık Sofie bile bir canlı değil görünmez bir yansıma olmuştu. Beklenen son değildi ve tüm anlatılanlar havada kaldı gibi hissettim. Fakat kitap bitince geriye kalan bilgi ve felsefe kuşağı kendini okuyucuya kazandırıyor. Ve felsefi hikayeler.
