Ansızın bir yerden çıkıp gelen; ‘Ailen nerede yaşıyor? Annen baban nasıllar?’ sorularıyla karanlık bir boşluğa düşüyordu Mavi. Her seferinden yalan uydurmak, geçiştirmek canını acıtıyor; doğmadan ölmek istiyordu o anlarda. Onları görmese de varlıklarından, dünyaya gelirken yükledikleri görevin tanımlarından kurtulamıyordu. Bir anne babası vardı ve bunu kimsenin değiştirmeye gücü yetmezdi. Sevgili olsa, alt kat komşu ya da dostu olsa; insandır, ‘içinde bok vardır’ deyip başımızı öne eğer; vazgeçeriz, hayatımızdan uzaklaştırır ve unuturuz. Hatırlatan hiç kimse olmaz. Anne baba öyle mi oluyor? Yok. Bok çukurunda da yaşasalar atamıyor, satamıyorsun. Onlardan ne kadar uzağa gidersek gidelim fark etmiyor. Toplum onları unutmana izin vermiyor.
241122
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
"Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz" Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere O gülün yüzü gülmüyor sensiz
O
~
❝
Ben anlayış ve görüşümü
Özdemir Asaf'a buluyorum
Gelmesen önemli değil,
Gelsen önemli olurdu
Garipliğim... Bir garip Orhan Veli
Tarifsiz kederler içindeyim.
Asi, mavi, hasretli
Ve özlemliyim Nazım Hikmet kadar
Geberiyorum kederden
Cemal Süreya gibi yaşıyorum
Senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
İstiklal ve ölümü
Mehmet Akif dizeleri gibi yaşıyorum
Âtiyi karanlık görerek
Azmi bırakmayanlardanım
Necip Fazıl'ım kimi zaman!
İçinde unutulduğum zindanımdan
Dünya adı verilen yere
Mektuplar yazıp yolluyorum
Ve hâlâ gelmemiş o cevapları bekliyoruz.
Bir ben, bir de serseri kaldırımlar
❞
~
"Ben zifiri karanlık geçeysem,sen günüme doğan güneşsin...
Simsiyah gökyüzümde parlayan yıldız...
Dondurucu kışımda içimi ısıtan yaz...
Karanlığımı aydınlatan saf ışık...
Sen beni iyi yapan şeyin ta kendisisin...