Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ÖZLEM❤
Özlem... Sahiden özlem ne demekti? Eksiklik mi? Yarım bırakılmak mı?? Özlemi bilmeyenlerin kendince tanımladığı koca yılları, zamanı, aşkı, insanı, beş harfe sığdırdığı koca bir mazi mi?? Özlemi bilene hiç sordunuz mu? Cevap vermez başladığı cümle yarım kalır ne dese hangi kelimeyi kullansa karar vermez ve gözleri derine dalar işte o derinlikte arayın özlemi... O derinliğe ne geceler ne şarkılar sığdırmıştır.
evinam
evinam
🌼⚡
188 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
İlk defa görülen bir akın kederinden daha adi ne olabilir?
Modern Türk hikayeciliğinin ilk ve en büyük temsilcisi kabul edilen Ömer Seyfettin 'in İlk Düşen Ak adlı kitabında on altı hikaye yer almaktadır. Kitapta yer alan ilk hikaye İlk Düşen Ak' ta imparatorluğun son yıllarındaki yaşantısında özellikle bazı tatlısu Frenklerinin çevresinden ilginç tipler başarılı kesitler halinde sunulmuştur.
İlk Düşen Ak
İlk Düşen AkÖmer Seyfettin · Kurgan Edebiyat · 2016358 okunma
Reklam
Kimse “an”da kalamıyor. Hep bir mazi özlemi, gelecek merakıyla doluyor. An’da kalsa mutlu olacak lakin olamıyor.
Aziz İstanbul...
Bir gün beraberce Üsküdar'ı gezdiler. İlk önce vapuru iskelede beklememek için Mihrimah Camii'ni dolaştılar, sonra Üçüncü Ahmed'in annesinin camiine girdiler. Türbeyi, küçük, bir meyve içi gibi döşeli camii Nuran pek beğendi. Vapuru çoktan kaçırmışlardı. Onun için bir araba ile Atik Valide'ye, oradan Orta Valide'ye (Pertevniyal Valide Sultan Camii) gittiler. ***Garip bir tesadüfle Üsküdar'ın bu dört büyük camii aşka, güzelliğe, yahut hiç olmazsa annelik duygusuna ithaf edilmişti. -Mümtaz, Üsküdar'da hakiki kadın saltanatı var... Ertesi gün Rum Mehmed Paşa Camii ile Ayazma Camii'ni ve Şemsipaşa taraflarını yayan dolaştılar. Birkaç gün sonra Selimiye Kışlası'nın etrafında kızgın güneş altında başıboş gezdiler. İstanbul'da açılan ilk hendesi caddeleri, o cazip ve mazi hulyası adlı sokakları, İstanbul akşamlarının hakiki ziyafet sofraları gibi gördükçe, garip bir mazi daussılası(yurt özlemi) onu yakalıyordu. -İstanbul, İstanbul, diyordu. İstanbul'u tanımadıkça kendimizi bulamayız.
Allı Defter
Trenler geçiyor evimin hemen arka sokağından. Çocukluğumun hatırlanabilir en güzel yanını selamlıyorum, bir pencere kenarında. El sallıyorum geçmişin silinmeyecek yolculuklarına, mazi bir allı defterin tozlu sayfalarında çocukluğuma aralanıyor. Seni unutmaya geçmişin anılarına sığınarak başlıyorum. İnsan en aciz kaldığında niye çocukluğuna sığınmakta bulur ki çareyi? Özlemi niye hep çocukluğuna insanın? Bir ağacın gölgesinde toprağa karışıp güneşin batışına bir gün daha eklemek, günlerce uğraşılmış anne eteklerinin paçalarından yapılma koca bir uçurtmayı gökyüzünde bir zafer kazanmışçasına uçurtmak, bir ağacın gölgesinde baba sesinden hikâyeler dinlemek… Biliyor musun insanın yüreğinin üşümesi çocukluğunu özlemesi kadar. İçinde büyüyen boşluğun git gide sessiz, ıssız bir çöle dönüşmesi kadar… Neresinden bakarsan bak insanın yaralarını saracak yerdi sığındığı hatıralar. Bu hatıralar bitmeyecek sandığımız bir ömrün yarısı kadar… Merve Sühan
415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sizlere Oğuz Atay dan sonra kalemine hayran kaldığım adamın Ahmet Hamdi Tanpınar ın okuduğum ikinci kitabı ile geldim. İnstagram üzerinde @gercekkitapseverler grubumla bu ay yazarımızın kitaplarını okuduk. Beş Şehir ile yazarın kalemini tanıdım ama asıl mükemmelliği Huzur da buldum. Yazarımız şair yönüyle, şiirleriyle hatırlanmak istemiştir. Şair
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,3bin okunma
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
İlk Okuma Sonrası İnceleme Sayfalarını çevirip incelemeden önce bu kitaba bakınca ne düşünüyorsunuz? Emsalleri gibi sadece şehirlerin yer yer tanıtımını yapan bir kitap olduğunu mu düşündünüz. Eğer evetse cevabınız yanıldınız, yanıldık. Kitabın içeriğine çok girmeden şöyle bir tozunu alacağım, fazla ayrıntıya girip hevesinizi kaçırmak istemem.
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,4bin okunma
Dost dediğin mazi oldu, Sevda dediğin gazi oldu, Bense bu hayat maraz oldum, Nerede o eski günlerini özlemi,
MYÇ65
MYÇ65
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Nostaljik bir mazi bir güzellemesi yapmak istedim, diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlatığı yazısında: "Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun ..." "Şimdi bakıyorum da umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim..." Aşka veda, Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor.Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılık ve terk edilme acısını ; " kah içten içe kabaran kah gürül gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor .
Aşka Veda
Aşka VedaCan Dündar · Can Yayınları · 20121,396 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Tanpınar, Osmanlı’nın en karanlık yıllarında 1901 yılında doğmuş olup İmparatorluğun dağılmasını gözlemleyen kuşaktandır. Bu kuşak bildiğimiz üzere imparatorluğun dağılmaması ve yeniden güçlenmesi üzerine hep bir arayış içinde olmuştur. Tanpınar’da bu arayış içindedir. Yazarken arar, arayışlarını edebiyatın içinde yapar. Roman onun için bir
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,4bin okunma
Reklam
Atatürk Geçmişimizi Sildi Diyenlerin Kafasına Atmak İstediğim Alıntı
Ama Harf Devrimi gerekliydi. Olmazsa olmaz bir ihtiyaçtı. Tek kusuru, bu kadar hızlı olması. Celâl Nuri, Türk İnkılabı’nda der ki ‘Elif-ba bir anda değiştirilirse mazi ile istikbal arasında bir kopuş olur. Aceleye lüzum yok. Önce Latin harfleri, yardımcı bir elif-ba olarak okutulmalı, lisanın kabiliyetleriyle ne kadar uyuştuğu denenmelidir. Unutmayalım ki Türkçe yalnız bugünkü nesillerin dili değildir. Hem atalarımızın hem de çocuklarımızın ortak malıdır.’ Bana kalırsa Celâl Nuri çok haklıdır. Yavaş yavaş geçilseydi, böyle bir kopukluk olmazdı. Peki, Atatürk bunları bilmiyor muydu, neden bu kadar hızlı bir geçiş yaptırdı Derseniz: Atatürk bunların farkındaydı pek tabii ki. Ama kendisinden sonra bunu değiştirebilecek birinin olmadığının da farkındaydı. Kendisinden sonra dili değiştirebilme gücüne sahip bir insan göremiyordu muhakkak. Yarım yamalak bırakmamak için de bir anda kelle keser gibi geçti diğer dile. Mecburdu diyebiliriz.
Özlem
Nedendir içimdeki bu boşluk? Nedendir duvardaki bu soğuk loşluk? Sırtımda önceki geceden kalma bir yolluk Yolluğumda ise kocaman bir yorgunluk... Bu yorgunluğun izleri nedendir? Gecenin soğuğuyla sigara mı gelendir? Yoksa senin yokluğun mu? Gelmeyen senin gelen özlemi midir? Uyusam geçer mi özlemin? Ya bir sigara geçirir mi? Ya da bir şarkı? Geçirmez, gecenin soğuğu, sigaramın dumanı, yolluğumun yorgunluğu, hiçbiri geçirmez. Ne acı, Peki gün gelir de birgün gelir misin? Birgün geçer mi? -Mazı
Gün Gelir
Gün gelir, Atide maziyi ararsın. Tozlu fotoğraf albümlerinde, O günü aynen yaşarsın. Gün gelir, Özlemi kalmıştır yüreğinde Hasretini çektiğin yaşanmışlığın
51 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ESARET Eveeeeet gelelim bir kitap yorumuna daha.Bu sefer ki şiir kitabı.Şiirlerde yer yer sevgiliye olan aşk,yer yer ayrılık ve beraberinde yıkılan hayaller,aşk acısı,terk edilme,hayata karşı umut,ruhsal yorgunluk,isyan ediş,vazgeçiş,hayat mücadelesi,hayallere sımsıkı sarılmak,özlem,memleket sevgisi ve özlemi, kültürel yabancılaşma ve insanların kötüye doğru evrimleşmesi, çocuk olmanın bu hayattaki zorluğu, vatan sevgisi, insanlığın bencilliği,ailenin önemi gibi temalar yer almaktadır.Çok beğendim kitabı ve herkese tavsiye ediyorum.Yazarımızın emeğinize, yüreğine sağlık İçlerinden begendiklerim arasından birini sizinle paylaşıyorum. MAHŞERE KALDI Hissedemedim varlığını içimde Koklayamadım sevgini derince Mahkum ettin beni hiçliğime Sevinemedim bayram gelince Açlık sefalet yokluk bir yana Bıraktın gittin beni biçare dünyama Hiç mi düşünmedin öbür dünyana Her gece seni şikayet ettim yaradana Rıza çekti çileyi;her şey geçmişte kaldı Lakin mazi kalbimde silinmez izler bıraktı Ne temizler ne siler bu izleri bilmem Seninle hesabım mahşere kaldı
Esaret
EsaretRıza İğdeköylü · Kuzgun Kitap · 20185 okunma
Cervantes
"Bana göre Don Kişot sadece mazi özlemi çeken bir adam değildir. Umumiyetle doğrunun, haklının, güzelin hasretini çeken adamdır. Bu onun hem kuvvetli hem de zayıf tarafıdır. Çünkü umumiyetle, mutlak manasıyla güzel, doğru ve iyi yoktur, fakat diğer taraftan insanlar, sosyal şartların tesiriyle, daha güzele, daha haklıya, daha doğruya mütemadiyen hasret çekmişlerdir. Don Kişot kuvvetli bir adamdır, çünkü aksiyon adamıdır. Mücadele adamıdır. İnandığı şey için dövüşen adamdır. Bundan dolayı da aklı, mantığı, burjuva aklını ve mantığını temsil eden Şanso'yla kıyas edildiği zaman Don Kişot değil, Şanso gülünçtür. Şanso'da hareket noktası, şahsi menfaatıdır. Zengin olmak, vali olmak için Don Kişot'un peşine takılmıştır. Bunun için de kitabı bitirdiğin zaman Don Kişot'u seversin, Şanso'yu sevmezsin. Don Kişot'un deli, komik filan olarak gösterilmesinde bizzat burjuva devri ve bu devrin resmi neşriyatı da amil olmuştur."
Sayfa 193 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.