"Fazla nazik tavrı, yarı ölü donukluğu ile bir müddet duran, kanlı bir arzu ile dönen Kumandan, garip gözleri ve kocaman vücuduyla Aliye’nin ilk cesaretini kırdı. Eğer ona sert muamele, hatta zulüm yapaydılar, onun cesareti derece derece yükselecek, bir şehit, bir mazlum himayesiyle hepsine, bütün bir ordu kuvvetine karşı koyacaktı."
Aman tanrım, ne malum? Sen tanrım, inanmaksizin yakardigim, bir tek ben secebilirim ve bir tek ben sorumluyum. (Ah,ateizmin zulmü!)
Reklam
Şimdiye dek kadınlar âlemini hiç tanımamıştım. Erkekler onların dedikodularından daima şikâyet ederler. Fakat ben, bunları hem mübalâğalı, hem de seviyesi ve ahlâkı düşkün bazı mahut kadınlara münhasır sanırdım. Erkeklerden çok canım yanmıştı da, kadınları hep onların zulmü altında ezilem mazlum, dilsiz melekler sanıyordum. Halbuki onların arasında da neler varmış!
Sayfa 91 - İnkılap Yayınları
“Etrafımda bilerek, bilmeyerek, herkes birbirine karşı bu zulmü işliyordu. Bu nasıl oluyordu? Nasıl tahammül ediyorlardı? Belki de yaşarken bunun farkına varılmıyordu. Zalim mazluma, öldüren ölene sıkıca yapışmış, selin ortasında onunla beraber akıp gidiyorlardı. Fakat bazen bir dalga insanı bir kenara atıyor, o zaman insan oyunu bütün çıplaklığıyla, korkunç ve sonsuz makineyi her parçası ayrı işler görüyordu. İşte ben böyle olmuştum, içinden çıktığım için oyunu görmüştüm. Bundan sonra adetler ve çehreler istediği kadar değişebilirdi; operasyon hep aynı kalacaktı. Artık hiçbir şey beni aldatamaz ve yanıltamazdı. Bütün bu çarklar bire karşı bütünün işlediğini gösteriyordu.”
"Zalim zulmederken imtihandadır. Mazlum zulme uğrarken imtihandadır. Zalim mazluma zulmederken onları seyreden de imtihandadır. Zulüm herkes için imtihandır."
Hele emperyalist memleketlerin ''Şarkın mazlum milletlerini, zulüm, sömürü ve toptan öldürmeler altında inlettikleri''ne artık ben de kalıbımı basabilirdim...
Sayfa 156 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
431 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.