Atatürk her zaman akıl ve bilime dayanmış, pragmatik bir siyaset izlemiş ve ulusal egemenlik merkezli hareket etmiştir. Onun düşünce dünyası her türlü dogmatik ve totaliter ideolojilerden uzak ve özgürlükçü bir yapıya sahiptir. Zaten kendisi de bu özelliğini “Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben, milletin en büyük
Burada kısaca temas edilen bu ricâl kifayetsizliğine, bir de memleket dâhilindeki seçkin fikir adamlarının Tanzimat’tan beri devam eden -mason güdümlü- fikrî bozukluklarını ilâve etmek lâzımdır. Nev’i şahsına münhasır bir Dünya görüşü ve hayat tarzından kopuşun resmi başlangıcı olan Tanzimat’tan itibaren, şark-garb muhasebesini yapmaktan âciz ricâlin sürüklendiği aşağılık duygusu, Sultan II. Abdülhamid devrine kadar katmerleşerek ilerlemiş bulunuyordu. Bunlar, Japonya misalinde görüldüğü gibi Batı’dan neyi almanın, neleri ise almamanın gereğini idrâk edemeyen, kısmen gâfil ve kısmen de hâin bir kadro oluşturuyorlardı ki, Sultan II. Abdülhamid merhumu uğraştıran en büyük meselenin bu olduğu ileride görülecektir.
Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlilestirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmis, böylelikle genis bölgeleri kontrol etmek imkanını bularak büyük devlet kurmak basarısını sağlamıstır. Baska milletler ancak sehir devletleri kurabilirlerken, birçok sehirleri de içine alan bu devletler, Türklere cihan hakimiyeti ve
Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu devletler, Türklerde cihan hâkimiyeti ve
Arisontopolis devlet radyosu, akşam yayınlarında şu haberi veriyordu:
'' Allo allo...Sayın dinleyiciler! Şimdi aldığımız bir habere göre, şehrin en büyük akıl hastanesinden elli deli bugün kaçmayı başarmışlar ve şehre dağılmışlardır...Son dakika alınan haberden askeri kuvvetlerin de işbirliğiyle polisin bütün arama taramalarına rağmen akıl
3 Mayıs - Ötüken, 11 Nisan 1973, Sayı: 5
Bundan 29 yıl önce Ankara'da yapılan bir yürüyüş, bugün farkına varılmamış olmakla berâber, Türk târihinin gidişi üzerine son derece tesirli olmuştur. Havadaki zehirli gazla boğulacak hâle gelmiş bir insana oksijen verilmesi, aşırı hummâ içinde kıvranan hastaya bir antibiyotik şırıngası yapılmasının
TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRI
Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu devletler, Türklerde
SOLCU FOYASI
Solcuların bir kısmı ve iyi niyetlileri büyük bir hayal içinde avunarak, hayal içinde kaybolan her insan gibi acı gerçekleri göremez oluyor. Tarihin şu devresinde yahut Batının falan ülkesinde “şöyle olmuştu” diyerek bizde de aynı şeyin tekrarlanacağına inanıyor. Aydın kişi olmak, hatta bilgin veya profesör olmak aldanmaya ve