Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Deliler Boşandı.
Arisontopolis devlet radyosu, akşam yayınlarında şu haberi veriyordu: '' Allo allo...Sayın dinleyiciler! Şimdi aldığımız bir habere göre, şehrin en büyük akıl hastanesinden elli deli bugün kaçmayı başarmışlar ve şehre dağılmışlardır...Son dakika alınan haberden askeri kuvvetlerin de işbirliğiyle polisin bütün arama taramalarına rağmen akıl
Ve şu koskoca memleket, bu, dine, maneviyâta sırt dönmüş bir avuç soysuzun karşısında duyulan "aşağılık duygusu'nun nârına yanmıştı.
Reklam
1210 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Atatürk her zaman akıl ve bilime dayanmış, pragmatik bir siyaset izlemiş ve ulusal egemenlik merkezli hareket etmiştir. Onun düşünce dünyası her türlü dogmatik ve totaliter ideolojilerden uzak ve özgürlükçü bir yapıya sahiptir. Zaten kendisi de bu özelliğini “Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben, milletin en büyük
Fikrimizin Rehberi
Fikrimizin RehberiErol Mütercimler · Alfa Yayıncılık · 2019277 okunma
_Psikolojik Harp_ İkna, Hipnoz, Büyü, Algı...
_Psikolojik harp, dünyanın en güçlü silahıdır. İnsan zihnini biçimlendirme sanatıdır. Aldatmadır, hiledir, düşünceleri manipüle etmek ve zehirlemektir. Düşmanı suya götürüp susuz getirmektir. Var olmayanı varmış gibi göstermek, var olanın zihinlerde reddedilmesini sağlamaktır. Başkalarının etkisi altında oldukları halde kendi iradeleriyle hareket
Türk milletine çağrı
Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu devletler, Türklerde cihan hâkimiyeti ve
Burada kısaca temas edilen bu ricâl kifayetsizliğine, bir de memleket dâhilindeki seçkin fikir adamlarının Tanzimat’tan beri devam eden -mason güdümlü- fikrî bozukluklarını ilâve etmek lâzımdır. Nev’i şahsına münhasır bir Dünya görüşü ve hayat tarzından kopuşun resmi başlangıcı olan Tanzimat’tan itibaren, şark-garb muhasebesini yapmaktan âciz ricâlin sürüklendiği aşağılık duygusu, Sultan II. Abdülhamid devrine kadar katmerleşerek ilerlemiş bulunuyordu. Bunlar, Japonya misalinde görüldüğü gibi Batı’dan neyi almanın, neleri ise almamanın gereğini idrâk edemeyen, kısmen gâfil ve kısmen de hâin bir kadro oluşturuyorlardı ki, Sultan II. Abdülhamid merhumu uğraştıran en büyük meselenin bu olduğu ileride görülecektir.
Sayfa 207 - Sebil
Reklam
Memleket ve Aşağılık Duygusu
Bu memleket bu aşağılık duygusundan ne zaman kurtulacak bilmem? Gâvur olsun da kim olursa olsun. Hemen baş tacı ederiz.
Sayfa 71
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.