Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mengü hala endişeliydi. "Tabii sağ kalırsak," dedi kardeşine umutsuz bir dille. "Sevgili kardeşim," dedi Kubilay güvenli bir sesle. "Biz altın soyun üç tiginiyiz. Dünyada bulunuşumuz ulu göklerin izniyledir. Burhan Haldun Dağı'nın ve Kutlu Onon Irmağı'nın ruhları bizi koruyacaklardır."
Sayfa 59 - Panama Yayınevi
İlhanlı Devleti Tarihine Genel Bir Bakış
Moğolların kalabalık bir kolunun Hülagu öncülüğünde 1256 yılında Ceyhun Nehri'ni aşıp Horasan'a girmesiyle başlayan ilerleyişi, Azerbaycan merkezli olarak İran, Irak ve Anadolu topraklarının da önemli bir kısmını kapsayan bir devletin kurulmasıyla sonuçlanmıştı. İlhanlılar olarak anılan bu devlet Yakın Doğu'nun siyasi, sosyal ve
Reklam
Mengü, batıdaki İslam devletlerini "yatıştırmak" üzere kurduğu güç­ lerin başına kardeşi Hülagü'yü getirdi. 1256 yılında Hülagü, genellikle yanlış biçimde "Haşhaşınlar-Haşhaşiler Tarikatı" olarak bilinen İsmai­ lilerin güçlü kalesine birliklerini sürdü.90 Hazar Denizi'nin güneyindeki Elbruz Dağları'nda bulunan Alamut Kalesi'ni İsmaililer berkitmiş ve bü­ yük miktarda tedarik yığmışlardı.91 Moğol saldırısına dayanacaklarına güvenleri tamdı ve Hülagü'nün boyun eğmeleri yolundaki talebini geri çevirdiler. Hülagü karşılık olarak, Alamut'u taşa tuttu ve 1257 başla­ rında İsmaililer teslim olmak zorunda kaldılar. Karşı koymuş oldukları için, Hülagü merhamet göstermedi ve birliklerine çoğunu katletme izni verdi. Bağdat'taki Abbasi halifesi de Hülagü'nün taleplerini reddetti ve Moğolların gaz abına uğradı. Hülagü, 1258 yılında Abbasileri yendi, Bağdat'ı yağmaladı ve halifeyi idam ettirdi.92 Batı seferi büyük bir başarıya ulaşmış oldu ama doğuda Mengü ve kardeşi Kubilay daha ciddi direnişle karşılaştılar. Bu seferler, Kubilay'ın şöhretini artıracak ve kendini, Moğol dünyasının önderliğine aday ola­ bilecek kadar kanıtlamasını sağlayacaklardı.
Mengü 1251 kurultayında ulu kağan ilan edildi. Moğol birliği korunmuştu ama bu arada büyük eyaletlerin, Rusya, İran ve Çin'in özerkliği onaylanmıştı. Mengü, tarihe, Moğolların en büyük hükümdarı diye geçmiş olsa da, seçilmesi bile "stepler, göçebe yaşam ve savaş" olarak özetlenebilen Moğol karakterinde küçük bir geri adım
Sayfa 178 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Batu'nun oğlunun ve torununun kısa hükümlerinden sonra, 1257 yılından beri Altın Orda'yı yönetmekte olan Berke, Arık Buka'yı destekliyordu. Bunun nedeni kısmen, Kubilay'ın müttefiki ve diğer kardeşi olan Hülagü ile arasındaki anlaşmazlıktı. Berke, İslam'ı kabul etmişti ve Müslümanlar da Hülagü'yü düşman olarak görüyorlardı. Berke de, Hülagü de bugünkü Azerbaycan bölgesi üzerinde hak iddia ediyorlardı ve bu konu aralarında derin düşmanlığa neden oluyordu. Dolayısıyla Ulu Kağan'lık konusunda farklı adayları destekliyorlardı. Arık Buka, ayrıca Orta Asya'daki Çağatay Hanlığı'nın da desteğini almıştı. Hatta oranın hükümdarı olan Algu, Arık Buka'yı tahta geçmek konusunda en çok kışkırtan kişiydi. Bir önceki kağan olan Mengü oğullarından pek çoğu da onunla ittifak kurmuştu. Kubilay'ınsa asıl müttefiki ve güvendiği kişi, İran'ın İlhanı olan Hülagü idi ama o da bir krizle karşı karşıyaydı.
Sayfa 52 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mengü, batıdaki İslam devletlerini "yatıştırmak" üzere kurduğu güçlerin başına kardeşi Hülagü'yü getirdi. 1256 yılında Hülagü, genellikle yanlış biçimde "Haşhaşınlar-Haşhaşiler Tarikatı" olarak bilinen İsmaililerin güçlü kalesine birliklerini sürdü. Hazar Deniz i'nin güneyindeki Elbruz Dağları'nda bulunan Alamut Kalesi'ni İsmaililer berkitmiş ve büyük miktarda tedarik yığmışlardı. Moğol saldırısına dayanacaklarına güvenleri tamdı ve Hülagü'nün boyun eğmeleri yolundaki talebini geri çevirdiler. Hülagü karşılık olarak, Alamut'u taşa tuttu ve 1257 başlarında İsmaililer teslim olmak zorunda kaldılar. Karşı koymuş oldukları için, Hülagü merhamet göstermedi ve birliklerine çoğunu katletme izni verdi.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tuluy'un oğlu Mengü ile Batu arasında, diğer yanda Ögedey'in oğlu Güyük ile Çağatay'ın oğlu Böri arasında geçimsizlik ve düşmanlık olmasına karşın, sefer dikkat çekici şekilde başarıya ulaştı. Moğol orduları, Rusya sınırındaki Bulgarlar, Başkurtlar ve Kumanlar gibi boyları yendiler.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gök Tanrı'nın (Mengü Tengri) kendisine Moğolları birleştirmek ve belki de dünyayı yönetmek görevini vermiş olduğuna inanan Cengiz, böylece Moğolları geleneksel yuvalarından çıkarmak ve başka bölgeleri ele geçirmek için ihtiyaç duyduğu koşullara ve olanaklara kavuşmuş oldu.
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
519 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Batı Asya'nın çoğunu ele geçirmiş olan Hülagü Han Cengiz Han'ın torunu Mengü ve Kubilay Han'ın kardeşidir.Kendisine batı illeri fethi görevi verilmiş dedesi Cengiz Han'ın yasalarını uygulayarak önce Alamut ve diğer kaleleri ele geçirmiş sonrasında Bağdat seferine çıkmıştır.Matematik,kimya ve astoromi ile ilgilenmiş dönemin ünlü bilgini Nasıruddin-i tusi'nin Meraga 'da rasathane kurmasını sağlamıştır.İlhanlı Devletinin kurucusudur.Kitap bütün bu bilgileri almanızı sağlıyor.Akıcı bir dille yazılan roman kısa surede bitti Tavsiye ederim
Bozkırın Gazabı Hülagü Han
Bozkırın Gazabı Hülagü HanOrhan Yeniaras · Panama Yayıncılık · 2017194 okunma
Konfüçyüsçü bilgeleri çekmek için ayrıca, onların düşüncelerine gözle görülür destek verdi. Örneğin Çince eserlerin Moğolcaya çevrilmesini destekledi. Doğal olarak, yönetimde işe yarayacak olan eserleri, özellikle de siyasetnameleri ve tarihleri çevirtti. Pragmatik eğilimi burada açıkça görülür. Çevrilen eserler, hemen ve doğrudan Moğol seçkinlerin işlerine yarayacak olanlardı. Ancak, Çinli bilginlerin desteğini istiyorsa, Konfüçyüsçü metinleri de çevirtmesi gerekiyordu. Evlatlık Kitabı ve Tarih Kitabı gibi eserler de onun himayesinde çevrildiler. Konfüçyüsçü danışmanlarından biri olan Çin Di-şiu (1178-1235), Song Hanedanı'nın Yeni-Konfüçyüsçü bilgini Cu Şi'nin gündelik yönetim üzerine yazdığı, Ta-site Yen-i adlı eseri çevirdi. Bu metinleri Moğol seçkinlere sunarak Konfüçyüsçü fikirlere saygısı olduğunu ve söylediklerine de karşı olmadığını Çinlilere göstermiş oldu. Desteklediği diğer çeviriler, Gerçek Kayıtlar (Şi-lu) olarak bilinen Ögedey ve Mengü tarihleriyle kendi yaptıklarının ve buyruklarının derlemeleriydi. Çinlilerin siyasi ve ahlaki tavsiyelerinin çevrilmesini himaye ederek onları etkilemek istiyordu. Ayrıca, düzyazı biçimde olsa da kendi buyruklarını ve yönetmeliklerini de Moğolcadan Çinceye çevirmek için Han-lin Okulu'nu kurdu.
Sayfa 135 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Baskı: Ekim 2015
Reklam
Kubilay, Mengü'nün buyruğunu 1252 Temmuzu'nda aldı ama 1253 Eylülü'ne dek Ta-li seferine başlamadı. Seferlerini titiz, hatta tüketici bir ayrıntıcılıkla kurgulayıp hiçbir şeyi şansa bırakmamak onun kişiliğinde vardı. Birliklerinin olası her türlü engele hazırlıklı olmasının, tedariklerinin de bol ve ihtiyaç duydukları anda ulaşabilecekleri bir şekilde tutulmasının önemine inanıyordu. Ta-li seferi özellikle önemliydi çünkü ona verilen ilk büyük görevdi. Otuz altı yaşındaydı ve sonunda hayati bir askeri hedefin sorumluluğu ona veriliyordu. Babası da, ağabeyi Mengü de daha onlu yaşlarını bitirmeden ve yirmili yaşlarının başındayken seferler yönetmişlerdi. Kubilay'ın önderlik yeteneğini kanıtlama olanağıysa daha ileri yaşta gelmişti ve bu fırsatı kaçırmak istemiyordu.
Sayfa 23 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Baskı: Ekim 2015
En gösterişli sefer ise Moğolların 1237 yılında başlayan Rusya seferiydi. Dört Cengiz soyunun temsilcisi, yanlarında yüz elli bin kişilik Moğol, Türk ve Fars savaşçıyla bu seferlere katıldı. Bir yanda Tuluy'un oğlu Mengü ile Batu arasında, diğer yanda Ögedey'in oğlu Guyuk ile Çağatay'ın oğlu Böri arasında geçimsizlik ve düşmanlık olmasına karşın, sefer dikkat çekici şekilde başarıya ulaştı. Moğol orduları, Rusya sınırındaki Bulgarlar, Başkurtlar ve Kumanlar gibi boyları yendiler.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Baskı: Ekim 2015
Mengü Han'ın 1259 yılında ölümünün ardından, Moğol İmparatorluğu dörde bölündü: Orta Asya'da Çağatay Hanlığı, Çin'de Kubilay Han tarafından kurulan Yüan hanedanı, İran'da İlhanlı devleti ve Rusya'da Altın Orda devleti.
Sayfa 214 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Mengü Han, topraklarında budistler ve taoistler arasındaki anlaşmazlıklarla da ilgilenmek zorunda kaldı.
Selenge YayınlarıKitabı okudu
Mengü Temir, İlhanlılar ile müzakereleri sürdürmesinin yanı sıra Rusya meselelerini yönetmeyi kendi uhdesine almıştı. Mengü Temir Müslüman değil de Göğe tapan olduğu için Altın Ordu ile İlhanlılar arasındaki önceki mücadelenin dinî motifi artık ortadan kalkmıştı. Ayrıca Ulu Han Kubilay anlaşmazlıklarını halletmeleri için Abaga’yı hem de Mengü Temir’e baskı yapmış olmalıdır. Sonuç olarak bir barış anlaşması akdettiler ki, bu, Sultan Baybars için tabiatıyla büyük bir hayal kırıklığı oldu.
171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.