Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Eğer bu büyü ise, dedi Theoden, "bana senin fısıltılarından daha tekin geliyor. Senin hekimliğin çok geçmeden beni dört ayak üzerinde süründürecekti az kalsın. Hayır, tek bir kişi kalmayacak, hatta Grfma bile kalmayacak. Grima da at sürecek. Git! Kılıcının üzerindeki pası temizlemeye ancak vaktin var." "Merhamet beyim! diye
70. Ey Peygamber! Elinizde bulunan esirlere de ki: “Evet, bu savaşta sevdiklerinizi ve malınızı mülkünüzü kaybettiniz. Fakat bunların telâfîsi için, hâlâ elinizde fırsat var. Eğer Allah, kalplerinizde O’nun mesajını anlayıp kabul etme yönünde bir yatkınlık bulunduğunu ya da müminlere karşı iyi niyetten kaynaklanan sevgi, dostluk ve merhamet gibi iyilik ve güzelliklerin yüreğinizde filizlendiğini görürse, elinizden alınan fidye ve ganîmet mallarından çok daha güzel ve değerli olan iman nîmetini size lutfedecek ve sizi bağışlayacaktır. Çünkü Allah çok affedici, çok merhametlidir.”
Reklam
11 Eylül'de Dünya Ticaret Merkezinden kurtulan New Yorklular, binadan çıkmalarına yardım ettikten sonra, başkalarının hayatını da kurtarabilmek için kendi hayatlarını feda etmek pahasına, korkusuzca ilerleyen itfaiyecilerden bahsederler. İnsanlar aşağı doğru kaçarken, itfaiyeciler yukarı katlara doğru çıkmışlar. Binadaki insanların tamamı
Sayfa 165 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
"Çocuklar anne babalarıyla olan ilişkilerinde sıkışıp kalıyorlar. Bunun bir yönü şu olabilir: Her insan hayatına anne babasının yanında başlar ve bu dönemde çok âcizdir. Her bebek ve çocuk anne babasından şefkat, merhamet görmek ister. Bu çok derin varoluşsal bir ihtiyaçtır ve ölene dek devam eder. Bu, başkasından beklediği ilgi ve şefkatten farklıdır. Bir kimse ilgi ve şefkat görmediği biriyle ilişkisini koparıp başka birine yönelebilir. Oysa her çocuğun tek anne babası vardır. Çocuğun başka seçeneği yoktur. Başka koruyucusu yoktur. Ebeveynlerince duygusal olarak örselenmiş, aşağılanmış, değersiz görülmüş çocukların yaşadıkları bu incinmeden yola çıkarak kendilik imgeleri dediğimiz imgeler olumsuz olur. Öz itibariyle, yaratılıştan kimse yetersiz değildir, sadece anne ve baba yeterli ilgi ve şefkati gösteremediği halde, 'ailem bana değer vermiyor' demek yerine çocuk gibi vahim bir hata yapar 'Ben değersizim, gereksizim, önemsizim, kötüyüm...' gibi bir sonuca varır ister istemez. İş burda kalsa iyi. Başka bir vahim hatayla, bu hükümleri genelleştirip hayatın kötü, gereksiz, anlamsız, acımasız olduğu sonucuna varır. Yani, 'Ailem beni değerli bulmuyor' önermesinden 'Ben değerli değilim' genellemesine geçerler, buradan da 'hayat yaşanılmaya değmez' sonucuna varırlar. Bu, çocuk için çok ciddi bir kendilik algısı bozukluğudur. "
Sayfa 205Kitabı okudu
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
Düşüncemi sorarsanız, bu davada çocuğun sorumluluk duygusu gelişmemiştir, kötü alışkanlıkları olduğunu varsaysak bile, siz ne derseniz deyin, yedi yaşında bir çocuğun yaptıklarıyla sorumlu olduğunu tartışamazsınız. Bu kötü alışkanlığı sezecek kadar zekâsı gelişmemiştir daha. Dinleyin, yedi yaşındaki bir çocuktan daha akıllı olmamıza rağmen bizler
Sayfa 2444Kitabı okudu
23 Aralık 1851 tarihinde kaleme aldığı bir mektupta Tolstoy, ku­zeydeki kardeşine şöyle diyordu: "Sana Kafkasya'dan gurur veri­ci haberlerim var. Şamil'den sonraki ikinci adam olan Hacı Mu­rat Rus hükümetine teslim oldu. Çeçenistan'daki en iyi savaşçı ve atlıydı ama yine de böyle bir adiliği yaptı." Bu satırlarında,
Ön Söz
İnsanlığa ufuk açan ve umut veren İslam , çağlar üstü mesajlarıyla hayatın tüm alanlarına dokunan, bireysel ve toplumsal ilişkileri düzenleyen bir değerler manzumesidir. Bu vazgeçilmez değerler ise insanlık için her bakımdan en güzel örnek olan Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şahsında hayat bulmuştur. Kuşkusuz o, her konuda olduğu gibi, dünya
Sayfa 5 - E-KitapKitabı okudu
124 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.