Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Otur bu önermeyi dakikalarca düşün simdi :)
Ahlakçı insan,” diyor, "düşünülür (meta- Fizik) dünyaya fiziksel insandan daha yakın değildir
Çocuklarımızı, gelecek nesillerimizi ya bugün müfsit ve insaniyetini kaybetmiş modernitenin ellerine terk edeceğiz, belden aşağı sefilliklerde yok olmalarına râzı olacağız, ya da hem kendimizi hem insanlık neslini yeniden bir fizik, meta-fizik dengeli alternatifle tekrar huzur ve saadet üretecek bir dünyaya çağıracağız. Görmüyor musunuz; çevre felâketleri, hidro-karbon zehirlenmesiyle atmosferin zehirlenmesi, hibrit tohum teknolojisi üzerinden beslenme konusunu silaha çevirmek, GDO'lu gıdalarla obez bir insanlık yaratmak, başkalarının acısını duymayan bencil Batılı tipini küreselleştirmek, nükleer silahlanmalar vs. vs. Nesillerimizi bu geliyorum diye bağıran kıyamet karşısında çâresiz mi bırakalım? | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 271.
Sayfa 271 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Reklam
Gözüne far tutulmuş o tavşan benim şu an.
Hayatta kalma histerisi hayatı radikal bir şekilde geçici kılar. Hayat optimize edilmesi gereken biyolojik bir sürece indirgenir. Her türlü meta-fizik boyutunu yitirir. Kendini izleme (self-tracking) bir kült haline gelir. Dijital hipokondri, sağlık ve zindelik uygulamalarıyla kendini sürekli ölçme, hayatı bir işlev haline indirger. Hayat kendisine anlam kazandıran her türlü anlatıdan arındırılır. Artık anlatılabilir olmaktan çıkıp ölçülebilir ve sayılabilir olana dönüşmüştür. Hayatı salt hayatta kalmaktan daha fazlası kılan tğm semboller, anlatılar ya da ritüeller hepten soluklaşır.
Kendini İzleme
Hayatta kalma histerisi hayatı radikal bir şekilde geçici kılar. Hayat optimize edilmesi gereken biyolojik bir sürece indirgenir. Her türlü meta-fizik boyutunu yitirir. Kendini izleme bir kült haline gelir. Dijital hipokondri, sağlık, zindelik uygulamalarıyla kendini sürekli ölçme, hayatı bir işlev haline indirger. Hayat kendisine anlam kazandıran her tür anlatıdan arındırılır. Artık anlatılabilir olmaktan çıkıp ölçülebilir ve sayılabilir olana dönüşmüştür. Hayat çıplak hatta müstehcen hale gelir. Hiçbir şey süreklilik vaat etmez. Hayatı salt hayatta kalmaktan daha fazlası kılan tüm semboller, anlatılar ya da ritüeller hepten soluklaşır.
Sayfa 26 - Metis YayınlarıKitabı okudu
FELSEFE NEDİR? SORUSUNA CEVAP VERMEK Hayat içerisinde insan bilinci için en önemli olgulardan biri kullanılan dil içerisinde yer bulan kelime, kavram, terimlerin anlamlarına vakıf olmaktır. Bu olgu felsefe etkinliği içinde geçerli. O sebeple, felsefe sözcüğünün etimoloji\kökenine değinelim. Köken - Etimoloji Felsefe sözcüğü Türkçeye; Arapça
Giriş Yazımızda, felsefi etkinliğin doğaya dair sorulardan insanı değerlere dair değişimine değindik ve felsefe sözlüğünün dil açısından kökenine felsefe tarihçilerinin dönemlere ayırmasına, fizik ve kimya gibi bilimler de olan tanımı felsefede yapmanın zorluğu üzerinde durduk ve son olarak kısaca Felsefi düşüncenin özelliklerine
Reklam
Şimdimiz değil mi?
Comte'a göre, insanlık tarihinde bir gelişim seyri içerisinde birbirini takip eden üç dönem vardır. Bunları teolojik, metafizik ve pozitivist dönemler olarak isimlendirir. İlk aşamada "mutlak"ın peşinde olan insan zihni, araştırmalarında varlıkların iç yapılarına, bütün olayların ilk ve son sebeplerine yönelmıştir. Bu aşamanın en son haline tek tanrılı dinlerin or- taya çıkmasıyla ulaşıldığına işaret eden Comte, aynı za- manda ilk dönemin bu son halinin, ikinci dönem olan metafizik evreyi hazırladığını düşünür. Ona göre meta- fizik evre, ilk dönemin genel ve basit bir değişiminden ibaret olup, doğa üstü güçlerin yerlerini soyut güçlere, özlere, kişileştirilmiş soyutlamalara bıraktığı bir dönem- dir. Üçüncü ve son aşama olan pozitif dönemde ise **nihayetinde insan zihni, mutlak kavramları elde edemeyece- ğini anlayıp, fenomenlerin iç sebeplerini, evrenin kaynağı ve nihai sonunu aramaktan vazgeçmesine paralel olarak, fenomenlerin gerçek yasalarını yalnızca akıl yürütme ve gözlemler yardımıyla keşfetmeye yönelir**.
Sayfa 164Kitabı okudu
Hayatta kalma histerisi hayatı radikal bir şekilde geçici kılar. Hayat optimize edilmesi gereken biyolojik bir sürece indirgenir. Her türlü meta-fizik boyutunu yitirir.
Sayfa 26
Kendini Bulmak
İnsan bir kendilik arayışıdır. Kendilik bilincine ermiş insan, çağdaş dünyada anlamın yitimini (dis-enchanment) en derinden yaşamış birey ve tür olarak varlığını korumak için var oluşunu, var olmayı ve hayatı yeniden anlamlı kılmalıdır (re-enchantment). Nasıl? Kendi olmuş, kendilik bilincine ermiş, ferdiyetini kazanmış kişioğlunun alåmet-i fårikası "âmentu bi..." diyerek iyi, doğru ve güzel/ yüce ile bağını en sahih biçimde kurmak; bir meta-fizik var olan olarak kendini yani emâneti yani akletmeyi yüklenmek; hesabı verilmiş bir hayat görüşü içinde yaşam ile ölümü bir süreklilik içinde idråk etmek; madde ile manayı birbirinin yerine ikame etmeksizin sahiplenmek... Ve dahi geçmişiyle geleceğinde buluşmak için teklif sahibi olmak; verili, hazır reçetelerden medet ummadan halis niyetle yola çıkmak ve yolda hatalarını doğrularına azık kılmak... İşte bu deneme, böyle bir yola çıkışın azığı olmayı mütevazı bir biçimde teklif ediyor...
Papersense
Fizik, her daim "meta-fizik"e secde eder.
Sayfa 15 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Zend Avesta, Zend Pehlevî gibi eserlerde özet olarak bu gibi konulara işaret­ lerde bulunulsa da bu eserler Ardavîrâfnânıe'nin kaynağı olarak kabul edilemez. Avesta’da rüya, hayal ve meng içeceğinden söz edilmez. Horde Avesta’da Zerdüşt’ün hanımının kendisine, “Ba­ na biraz meng ver de, iyi düşüneyim, iyi konuşayım ve iyi işler yapayım ”
94 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Gûlyabaniler Hakikât midir ???
Bu kitap hakikâten çok güzel ve enteresan bir eser olmuş Osmanlı Devrinin korku fenomenlerini ve fenomenolojisini akademik bir dil ve kaynaklarla ele almış Tabii din kaynaklı olarak Osmanlının korku algı ve anlayışı Batı ve Hristiyanlıktaki anlayış ve inanıştan çok farklı ve her alanda olduğu üzere kendine münhasır... Şunu öğrenmek bu anlamda benim adıma çok ilginç oldu mesela Şöyle ki " Osmanlıda olağan üstü diye bir kavram yoktur hiçbir yazılı kaynakta da ' olağanüstü ' diye bir tabire rastlanmaz Zira , Osmanlılar inanç ve itikâtleri gereği bilemeyip adlandıramadıkları mana veremedikleri meta fizik ve fizik ötesi olgu ve vakaları " harükûlade " olarak yorumlamış ve kaydetmişlerdir Bu kelime etimolojik olarak Allahın yapmış olduğu mükemmel iş Onun takdiri ve hikmeti olarak ifade edilmiştir Bu çok enteresan aynı zamanda da çok naif ve inanç dolu bir izahat değil mi ??? Bunu çok kendine has ve sofistike bulduğumu belirtmeliyim Bunu öğrenmekle de taze bir Tarihçi ve gedikli bir İlâhiyat öğrencisi olarak çok mutlu oldum doğrusu Osmanlı hep farklı...
Osmanlı’nın Üç Harflileri
Osmanlı’nın Üç HarflileriMarinos Sariyannis · Fol Kitap · 021 okunma
Öteki karşısında duyarlık bir "kendini acı çekene dek maruz bırakan" bir "maruz kalmışlık"ı şart koşar. Duyarlık acıdır. Bu ilkel acı olmazsa "ben" başını, "kendi-için"ini tekrar dikleştirir ve ötekini şeyleştirerek nesne haline getirir. Ötekini ben'in elinden sadece maruz kalmışlığın acısı kurtarır. Bu, etik, meta-fizik bir acı olarak benim acım olarak algıladığım acının üstündedir. Ötekine yönelik bir acıdır, ben' in bütün pasifliklerinden daha pasif olan kökensel bir maruz kalmışlıktır. Merhametten de önce gelen maruz kalmışlığın acısı rahat bir kendine dönüşü, kendinden hoşnutluğu imkansız kılar.
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.