Zülfü Livaneli, sanırım Türkiye nin en çok okunan Türk yazarı olabilir. Bir diğeri de
Ahmet Ümit sanırım. Halkın istediğini iyi bilen ve bundan ekmeğini iyi kazanan iki kalem. Tam adı Ömer Zülfü dür. Gürcü asıllıdır. Siyaset, film, dizi, müzisyen, yazar demek sanırım daha doğru. Birden fazla sektörde aynı derecede ünlü olan nadir insanlardandır Livaneli.
Kitap hem mistik, hem polisiye hem de kendini buluşu anlatan bir roman. İçerisinde biraz da hayal ürünü unsurlar olduğunu, bir deyişle yazarın gerçekleri kurgulaştırırken mistik şeylere dönüştürdüğünü, kitabı bitirdikten sonra, düşünürken anlıyorsunuz. Ahmet Ümit, kurgusuyla okuyucuyu karakterle birleştiriyor ve size sürükleyici bir roman sunuyor. Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ bir araya geldiğinde zaman durur mekan durur. Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ. Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor. Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için. Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...
"Ahmet Ümit ile üniversite yıllarında tanıştım ve sonra hayranı olarak tüm kitaplarını okudum. Hele Komiser Nevzat karakteri beni çok etkiledi. Ancak Bab-ı Esrar daha farklı, bu kitapta yazar Şems-i Tebrizi'nin öldürülmesinde polisiye yazarlığını gerçekten çok güzel göstermiş.
Bu kitabı defalarca okudum ve her seferinde çok güzelmiş dediğim sayılı kitaplardan olduğunu kabul ediyorum.Aynı dönemlerde okuduğum Elif Şafak'ın Aşk'ı ile konu anlamında yakın olmalarına rağmen ben Bab-ı Esrar'ı tercih ederim.
Bu kitaptan sonra yıllarca Tasavvuf okuyarak hayata bakış açımı değiştirdim. Mevlana'nın Mesnevisini okuyarak ilahi aşkı anlamak için güzel bir yolda ilerlediğimi düşünüyorum.
Bu kitap; yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için yazılmış
bir kitap. Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için yazılmış çok güzel bir yapıt. Mutlaka okumanızı öneririm...
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Doğan Kitap · 200836,3bin okunma
Aşk suskunluğumdu benim! Aşk yangınımdı benim! Aşk vurgunumdu benim! Aşk yazımdı benim! Aşk yasağımdı benim! Aşk itirafımdı benim! Aşk heyecanımdı benim! Tek varlığım ve tek yokluğum. Yaram ve merhemim. Kazanmadığım; ama hep kaybettiğim. Evet, buydu aşk! Özledim, ey Şems özledim. Çık gel Allah aşkına!
Mevlana
Gecikmeliymişim ki, geç kalma bilincine erebileyim. Budur payıma düşen. Payıma ne düştüyse, şerh koymaksızın, razı olduğumun bilinmesini isterim. Hakkıma razıyım. Benim işimmiş geç kalmak ve hatta, benim isteğim, duam imiş.
Kitabı çok basit buldum.
Dünyaca ünlü kitapları okunduktan sonra bu kitapla karşılaşıp okumaya başlamak biraz içimdeki kitap sevgisini karşılayamadı. Bu Hakan Mengüç yazarımızı küçümsemek değildir, kötü eleştirilere maruz kalmak istemem. Çok kitap okuyup araştıran insanların içerisinde yeni kitap okuma sevinci içinde farklı ve güzel yazılar hikâyeler ararlar ama bu sıradan basit sohbet havasında yazılmış bir kitaptır. İlk yeni yeni kitap okuyan insanlara kitap okuma alışkanlığı adında bir ilerleme kaydetmesi için okunabilir. İçerisinde kısa kısa bilindik öğüt ve hikayelerden oluşturulma bir anlatım yapılmıştır.
Yunus Emre, Mevlânâ, Şems Tebrizi, Hz. Ali gibi bilindik sözleri ile hikâyelere eklenti ve katkıda bulundurulmuştur.
Kitap aslında güzel ve genç yaşta okuyucuların raflarında yer alabilir hatta küçük zaman aralıkları olan yoğun bir temposu olan insanlar için hızlı ve kafa yormadan okuyabileceği bir kitaptır.
Tavsiye edilir mi ?
Genç okuyuculara ve yeni okuyuculara tavsiye ediyorum olgun ve sürekli okuyanlara zaman kaybı gibi...
~~~
“Ölüm günümde tabutum götürülürken bende bu dünyanın derdi, gamı var,dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum Sanma, bu çeşit şüpheye düşme. Sakın öldüğüm için bana ağlama, yazık oldu, yazık oldu deme, eğer nefse uyup Şeytanın tuzağına düşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır. Cenazemi görünce ayrılık, ayrılık deme, o vakit benim ayrılık vaktim
Mikail Bayram, bu eserinde bizlere, bir tarafta Anadolu'daki fikir hareketlerinden birisinin öncülerinden ve tasavvufi düşünceleri ile bir döneme damga vurmuş Mevlana ile bir tarafta tarihimizde Ahi Teşkilatı'nın kurucusu olarak yer etmiş Ahi Evren arasındaki siyasi, dini, sosyal mücadeleyi ele alıyor. Tabularınızın yıkılmasına hazır
Sinan Yağmur ile Gaziantep te bir AVM de tesadüfen tanışma fırsatı buldum. İmza günü vardı.
Ravza'nın Yıldızları-1 serisini satın aldım. Çoğu kitabı zaten kitaplığımda mevcut. Kısa bir hasbihal ettik. Samimi bir adam. Sevdim. Bilindiği üzere 2010 senesinde Türkiye nin en çok kitap satan yazarı ve en çok satılan kitabın yazarı o. Ego zerresi görmedim. Ünlülerle