Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Casusları Sevk ve îdare, Mülkün Selameti ve Raiyyetin İşlerine Dair
Deylemîlerden Adudu’d-devle’den akh daha pek, kavrayışı tez, feraseti daha yeğin birisi yok idi. Bayındırlık ve imar işlerinden haz duyan âlicenap ve meselelere her yönüyle vâkıfİdi. Günlerden bir gün bir casus ona şöyle bir haber ulaştırdı: “Emir buyurduğunuz meselenin halli için yolladığmız şu bendeniz, şehir kapısından iki yüz adım kadar yol
Yunan Mezalimi
" Her gece sekiz-on Türk Osmanlı kızını ağlata ağlata soymak, oynatmak, tehditle işkenceler ile onları meyus etmek...Helen oğullarına ne kadar neşeli bir zafer gururu bahşediyor...Yanya düştüğü zaman, müşterilerimin kapılarını çalıp, onları himaye etmek istediğimi belirtince, beni Osmanlı dostu sandıkları için mücevher, para ve aileleriyle evime geldiler. Bunlardan erkek olan yedi kişiyi, su kuyusuna yuvarladım. Üç ihtiyar kadını, boğazladım. Şimdi en müstesna, dokuz metrese sahibim. Biri yüzbaşı hanımıydı ve hamileydi. Çırılçıplak soyunmak ve oynamak istemediği için tekmeledim, çocuğunu düşürdü. Bu uğursuz Türk yavrusunu yumurta kırar gibi ezdim... Diğer Türk kadınlarıyla mücevherlerinin yerini göstermek şartıyla, ırzlarına tecavüz etmemek üzere bir anlaşma yaptım. Bütün mücevherler geldikten sonra anlaşmayı bozdum..."
Sayfa 65 - KUM SAATİ YAYINLARI
Reklam
Van'ın işgalinde şehirde bulunan süvari çavuşu Mirac oğlu Osman'ın karısı Nigâr Hanım, yeminli tanık ifadesinde; Ruslar'ın şehre yürüyüşü sebebi ile panik içinde kalan kadın ve çocukların canlarını kurtarmak amacıyla şehirden uzaklaştıklarını belirtti. Nigâr Hanım'ın beraberinde götürdüğü kızları 10 yaşındaki Refika, beş yaşındaki Şefika, oğulları 12 yaşındaki Kemal, altı yaşındaki Celâl ve bir buçuk yaşındaki Cemil artık yürüyemiyorlardı. Çocukları ile birlikte yorgun bir halde Surbaş köyüne varan Nigâr Hanım, geceyi köyün yakınındaki çalılıkta geçirdi. Şafak vakti, silâhlı çetelerin etrafta dolaştıklarını, rastladıkları kişileri öldürdüklerini görüp çok korktu. Sıra kendisine gelmişti. Cellâtlar arasında Van eski muhasebe veznedar Ruben'i tanıdı. Nigâr Hanım, onun yardımı ile çocuklarını kurtardı. Van maliyesinde memur olan Hoca Hüseyin Efendi'nin kızı ve diğer 15 kadın fazla iğfalden ölmüşlerdi.
Sayfa 97 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
Yalnız, düşman ordusunda sefil görünüşlü olanların sayısı hayli kabarıktı. Bunlar, Ruslar veya Rusya'dan gelen Ermeniler olabilirdi. Düşman, köyümüzün ahalisini Mezraa-i End'e götürdü. Yanımızda eşraftan Hurşid Bey oğlu Abdurrahman, oğlu Musa ve karısı da bulunuyordu. Bunların üzerlerinde bulunan para ve mücevherlere el konuldu. Kadınlar
Sayfa 49 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
İdarenin serbest ceza verme yetkisi o kadar verimli olmuştur ki, Tulunoğulları zamanında Kahire bir aralık yedi yıl kadısız kalmış ve onun işini dünyevî mahkemeler görmüştür 18. Mezalim mahkemeleri böylece dinî yargı-idare ayrımından faydalanarak derhal gelişmiştir. Kelime anlamı ile mezalim, «kuvvete başvurularak yapılan adâletsizlik» demektir. Böylece bu tarif, bu mahkemelerin prensibini belirtmektedir. Yargıçlarının yetkileri sınırsızdır ve mezalim mahkemeleri halifenin (hükümdarın) yargı kuvvetinin kendisidir, halifenin icra kudretinin meşrû bir parçasıdır
Muaz'ın (r.a.) Resulullah'tan (s.a.) ri vayet ettiği şu hadisi şerifte görmemiz mümkündür: “Resulullah'ın şöy le buyurduklarını işittim: Allah Teâlâ buyuruyor ki: Celalim için birbir lerini sevenlere nurdan minberler verilecektir. Peygamberler ve şehid ler de onlara imreneceklerdir. "
Sayfa 269Kitabı okudu
Reklam
Düşman işgalinde iki ay kalan Seki köyü bir harebe manzarası arz ediyordu. 40 evden 12'si oturabilecek durumda idi. Köyün kıymetli bütün eşyaları, Ermeni ve Ruslar tarafından götürülmüş ve erkekleri de Erzurum'a sürülmüştü. Dikkat edilecek husus, Rus komutanın aslen Kazan'lı bir Müslüman Arslan Bey olması idi. Onun sayesinde, burada iğfal edilmiş kadınların sayısı azdı. Timur oğlu Murad'ın karısı Zeynep, Ahmed oğlu Mehmed'in karısı Havva, Yağız oğlu Mehmed'in kızı Güllü, Beşir oğlu Şakir'in kızı Zekiye, Beşir oğlu Refet'in karsı Fehime işkenceye maruz kaldılar. 25 yaşında diğer bir kadın, iğfal edilmesine karşı geldiği için bomba ile öldürüldü. Bir Ermeni kadın ile evlenmeden çocuk sahibi olan Yavi'li Hıfzı'nın gözleri, kansının müsaadesi ile kasaturayla oyuldu ve sonra kendisi parça parça edildi. Kansı ve 15 yaşındaki kızı Ermeniler tarafından götürüldü. Ermeniler'i gücendirmek istemeyen Arslan Bey, köylülere evlerine kapanmalar için öğütte bulunmakla yetiniyor, bazan da yardımlarına piyade birliklerini gönderiyordu.
Sayfa 118 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
Komisyon, 6 Haziran 1916 tarihinde harabe halinde bulunan Kurukol'a geldi. Komisyon burada, 1878'de Kars'dan göç eden 70 yaşındaki Kına Mehmed Efendi'yi sorguya çekti. Komşu Mezgeyik köyünde oturan bu ihtiyar, komisyona, düşmanın özellikle Ermeniler'in düşünebilecek her türlü zalimliği yaptıklarını ifade etti. Kardeşi İsmail'in kafatası kurşun ile parçalanmıştı. Kürt Ahmed, süngü ile öldürülmüştü. 15 yaşındaki Esat adlı oğlunun da kılıç ile başı koparılmıştı. Sabit oğlu Merd ve 65 yaşındaki Dursun oğlu Hasan tüfekle şehit edilmişlerdi. Dursun oğlu Hasan'ın karısı İzzet Hatun, sağ kalçasından süngü ile yaralanmıştı.
Sayfa 117 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
Eğer Tanrı kadiri mutlaksa, mezalim, parazitler ve hamilelikte düşük gibi şeylerin görülmediği bir dünya yaratabilirdi. Buna verilebilecek cevaplardan biri, Tanrı'nın hikmetinden sual olunmayacağı ve Tann'nın amaçlarını anlamaya fanilerin aklının ermeyeceği ve dahi bunu sorgulamanın hadlerine düşmediğidir. Birçokları soruyu cevaplamak yerine sorudan kaçmayı tercih eden bu cevabı tatmin edici bulmaz. Oysa daha farklı bir cevap vermek de mümkündür. Mesela her türlü günahı ve kabahati işleyen, yalancı şahitlik ve zina yapan, cinayete bile azmeden insanları düşünün. Dindar kişiler her insanı Tanrı'nın yarattığına inanırlar, ama buradan insanın işlediği suç­lardan ve kabahatlerden Tann'nın sorumlu olduğu sonucunu çıkarmazlar. Günah, özgür iradenin bir sonucudur; madalyonun öbür yüzündeyse erdem vardır.
91 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.