Buket Uzuner'le tanışmam, (yıl olarak hatırlayamasam da) "İki Yeşil Su Samuru" ile oldu. İşte o zamandan beridir sıkı bir takipçisiyim ve severek okurum kendisini. Tabiat dörtlemesinin ilk kitabı olan "Su", yine beni içine çeken, muazzam okuma yolculuklarımdan biri oldu.
Gazeteci Defne Kaman'ın (namı diğer Uyumsuz Defne Kaman'ın) kaybolmasıyla başlayan olaylar, şaman ve şamanlıkla ilgili bilgiler ve öğretiler, biraz mitoloji, biraz psikoloji, örf, adet ve gelenekler, kadının toplumdaki yeri, mezhep çatışmaları, hayvan sevgisi, insan sevgisi ve elbette suyun hayatımızdaki önemi gibi bir çok konuya değinerek ve irdeleyerek masalsı, muazzam ve akıcı bir anlatımla sunuyor bizlere sevgili Buket Uzuner. Okurken sıkılmıyor, aksine "acaba şimdi ne olacak?" diye heyecanla okuyor insan.
Hem Defne Kaman'ın hem de diğer karakterlerimizin içsel yolculuklarına şahit oluyor, onlarla birlikte öğreniyor, seviniyor, üzülüyor ve onlarla büyüyoruz sanki. Ümidimizi kaybetmemeyi, hayal gücünün kudretini, tabiata ihtiyacımız olduğunu asla unutmamayı, tüm canların eşit olduğunu ve her şeyin su ile başladığını o güzel cümleleriyle unutmamamız üzere bizlere aktarıyor.
Arkadaşlarıma gönül rahatlığıyla "bu kitabı mutlaka okumalısın, bayılacaksın!" diyebileceğim bir kitap. Elbette serinin kalanıyla devam etmek üzere "Su" kitabı ile vedalaşıp kitaplıktaki yerine kaldırdım ve başıma düşen kırmızı, kütür kütür elmayı da sevgiyle kabul ettim...
Keyifli Okumalar!