Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başta Yavuz (Sultan) Selim ve Kanuni (Sultan) Süleyman olmak üzere birçok padişahlar devrinde Türkler hristiyanlara harpte itidal ve zaferde mülayemet göstermeyi öğretmişlerdir. 1526'da 200.000 kişi ekilmiş tarlalara ayak basmadan ve bir tek ot koparmadan yaya olarak imparatorluğu bir baştan öbür başa katetmiştir. (J. Michelet Historie de France, Süleyman Avrupa'yı kurtarıyor bölümünden).
Sayfa 102 - Yağmur YayınlarıKitabı okuyor
"Eğer ruhumuzu binbir istikamete çevirmek istersek her çalışmamız derin bir sıkıntıya sebep olur. Teşebbüs aşamasında terk edilen çabalar ise şuurumuzda zararlı bir tefekkürden başka bir şey oluşturmaz. Michelet, De Goncourt'a şöyle derdi: ‘Otuzlu yaşlarımdayken fazla meşguliyetlerimden kaynaklanan şiddetli bir migrenden muzdariptim. Artık okumamaya ve bizzat kitap yazmaya karar verdim. O günden itibaren her sabah kalktığımda ne iş yapacağımı kesin ve net bir şekilde bilirdim. Zihnim yalnız bir konuda çalışmaya yoğunlaşırdı. Başımın ağrısından bu şekilde kurtuldum!' Gerçekten de böyledir. Birçok işi birden yapmaya girişmek muhakkak şiddetli bir yorgunluk meydana getirir. Her şeyi sırayla ve mükemmel şekilde yapalım. Sadece süratle ilerlemek için değil, aynı zamanda yorgunluktan kurtulup tamamlanmış işlerin büyük mutluluğuyla lezzet bulmak için de yegâne vasıta budur." (Payot)
Sayfa 346
Reklam
Michelet:
"Hatırlıyorum, tam bir bedbahtlık içinde bugünden yoksunken, gelecekten kaygı duyarken, düşman iki adım ötedeyken(1814) ve içimdeki düşmanlarım her gün benimle alay ederken; bir gün, bir perşembe sabahı, bağdaş kurmuş olmuş oturuyordum. Ateş yoktu ( kar her yeri kaplamıştı), akşam ekmeğin gelip gelmeyeceğini bilmiyordum, benim için her şey bitmiş görünüyordu. Derken içimde saf bir stoacı duygu uyandı, soğuktan donmuş elimle meşe masama vurdum ve içimde yiğitçe bir gençlik ve gelecek neşesi hissettim. Bana bu coşkuyu veren kimdi? Her gün birlikte olduğum yazarlarımdı. Her gün bu büyük topluluğa doğru daha fazla çekiliyordum."
Sayfa 271 - Jules Payot, Montaigne, Marcus Aurelius, John Mill, Dostoyevski, Tolstoy, Stefan Zweig, Jack London, Oscar Wilde...Kitabı okudu
fikirlerin dünyayı yönetmesi ancak dolaylı yoldan, duyguların yardımıyla gerçekleşmektedir. Michelet şöyle bir saptamada bulunuyor: "Bir fikrin doğuşu, formül olarak ilk belirdiği an değil, kalbin gücüyle aşılandığı ve sevginin sıcaklığıyla beslendiği kuluçka döneminin ardından kabuğunu kırmasıyla gerçekleşir."
Sayfa 73
"Bir düşüncenin doğuşu, ilk olarak ortaya çıktığında bir formülden ve anlık bir olaydan fazlası değildir, düşünce gelişmeye ve bu düşünceye kalbin gücü aşılanmaya ve düşünce sevginin güçlü sıcaklığıyla beslenmeye başladığında dünya için meyvelerini vermeye başlar," diyor Michelet.
Michelet sorar: Nedir devrim? Ve şöyle verir yanıtını: Hakseverliğin tepkisi, ebedi adaletin gecikerekte olsa yerini bulması, tanrısal yardımın yerine geçerek, adalet hüküm sürmeye başlar onunla.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Michelet şu saptamayı yapar:
"Bir fikrin öne çıkışı onun ifadesinin ilk kez belirmesinden ziyade kuluçka döneminin sona erişine işaret eder; aşkın güçlü hararetiyle sarıp sarma­lanan fikir , kalbin kudretiyle döllenir ve kabuğunu kırar." Spencer da haklı olarak "dünyaya yön verenin" duygular olduğunu savunur. Stuart Mili ise, "yeryüzünün hareketini keşfeden insani duygular ve tutkular değildir" diyerek ona itiraz eder. Kesinlikle değildir. Ama bu keşif güçlü duygula­rı yanına çekmiştir; onlar olmadan insan davranışları üzerin­deki etkisi sıfır olurdu.
Ne gördüğün nasıl baktığında ilgili
“Denizanası! Orkide! Sadece içgüdülerime boyun eğdiğimde, Balbec’teki denizanalarından iğrenirdim, ama denizanasına Michelet gibi doğabilim ve estetik açısından bakmayı becerdiğimde, gök mavisi, enfes bir çarkıfelek görürdüm. Denizanaları, taçyapraklarının saydam kadifesiyle denizin eflatun orkideleri gibi değil midirler?”
Michelet şu saptamayı yapar: "Bir fikrin öne çıkışı onun ifadesinin ilk kez belirmesinden ziyade kuluçka döneminin sona erişine işaret eder; aşkın güçlü hararetiyle sarıp sarmalanan fikir, kalbin kudretiyle döllenir ve kabuğunu kırar."
Sayfa 45 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
Tarih kaderle hürriyet, maddeyle zekâ, insanla tabiat arasındaki savaştır. Jules Michelet
711 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.