Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Değersiz olan unutulur, elbet millî kültürümüz galip gelir!"
"Necip Fazıl gibi şairi olan millete Aleyna Tilki dinlettiler! Bâkî, Fuzulî gibi sanatçısı; Itrî, Aşık Veysel, Neşet Ertaş gibi bestekârı olan millete Gökhan Özoğuz, Gülşen dinletip Tarkan'ı mega star diye yutturdular! Değersiz olan unutulur, elbet millî kültürümüz galip gelir!" Hacı Yakışıklı - Yeni Akit Ankara Temsilcisi
Başarı ve çalışmayı engelleyen daha başka faktörler de vardır. Bunları kısaca, eğlencelerin bolluğu, bozuk milli eğitim sistemi, kötü hoca, çalışanın mükâfatlandırılmaması, kestirme fakat gayrimeşru kazanç ve yükselme yollarının tıkanması vesaire olarak sıralayabiliriz.
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
"Fatih-Harbiye" Türk-İslam mücerretlerinin Osmanlı mü­şahhasında meydana getirdiği medeniyetten kopulup batıya yönelişin cemiyet ve aile üzerindeki tesirlerini işlemektedir. Batılılaşma hareketinin önceleri muayyen semtlerde sür'atle yerleşmesine mukabil bazı semtlerin daha fazla geleneğini muhafaza ettiğini ve böylece İstanbul'un yamalı bohça manzarasına büründüğünü, zamanla batılılaşma cereyanının büyük bir gayretle eski medeniyete bağlı İstanbul semtlerini hırpaladığını ortaya koyarken, medeniyetlerarası, çatışma­ nın ailelere kadar girerek babayı aynı dünyada bırakıp, çocuğunu batıya doğru çektiğini göstermektedir. Bir moda salgını tarzında yayılan Batılılaşma hareketinin zamanla ruhlarda nasıl bir törpülenme husule getirdiğini teşhisten sonra; bu yeni hayat üslubuna gönül vermişlerin dahi ruhlarının en derin ve en nazlı noktalarında, öz kültü­rümüz arzusunun küllenmi bir kor şeklinde varlığını muha­faza ettiği eserde açıkça görülmektedir. Bizce, "Fatih-Harbiye" bir tezin, teşhisin romanıdır. Tan­zimat'tan kopup gelen, Milli Mücadele Devrinde ve sonraki yıllarda alevlenen batılılaşma hareketlerinin Türk tipinde ve cemiyetindeki etkilerini incelemektedir.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,7bin okunma
Başarı ve çalışmayı engelleyen daha başka faktörler de vardır. Bunları kısaca, kötü arkadaş, eğlencelerin bolluğu, bozuk milli eğitim sistemi, kötü hoca, çalışanın mükafatlandırılmaması, kestirme fakat gayrimeşru kazanç ve yükselme yollarının tıkanması vesaire olarak sıralayabiliriz.
Dil'in önemi
Milli kültürün en önemli unsurlarından biri de dildir. Aynı dili konuşan, aynı edebî mirasa mâlik insanlar, kendini bir ve beraber hissederler. Tarihte, başka milletler arasına karışıp, onların dillerini konuşarak, kendi milli benliklerini kaybetmiş topluluklara çok rastlanır. Bu olay, inanç ve din alanında da vuku bularak cereyan ederse daha hızlı ve kesin bir şekilde sonuçlanır. Onun için düşmanlar, bir milleti dağıtmak maksadıyla dili bozmaya, dildeki birliği parçalamaya büyük özen gösterir. O halde dilimizi de iyi öğrenmeli, iyi kullanmalı, korumalı ayrılma ve dağılmalardan sakınmalıyız.
Kültürümüzün, Milli ve Manevi Değerlerimizin Önemi
Bilinmelidir ki kültür ve maneviyatın önemini gereğince anlayamadığımız ve milli-moral değerlerimizi iyi koruyamadığımız için bugünkü sosyal bunalımların içine düşmüş bulunuyoruz. Milli ve manevi değerler, maddi kalkınmayı sağlamak yönünden de çok mühimdir. Bütün ileri ülkeler uygarlığın zirvesine, kendi öz kültürlerine ve manevi değerlerine fen ve teknoloji kadar önem vermek suretiyle ulaşmışlardır. Kalkınma hamlesine bizimle aynı tarihlerde başlayan Japonya bunun en açık misalidir.
Reklam
Kültür kesinlikle millidir. Milli olmayan yani beynelmilel veya hümanist, kozmopolit, gayr-i milli bir kültür olamaz.
Yabancı ülkelerde araştırma, inceleme veya ihtisas gezileriniz olacaktır. Bu ise, gerek doğu, gerek batıyı iyi tanımak, şahsiyet sahibi olarak, milli kültürü iyi temsil edebilmek sayesinde fayda sağlar; aksi halde, aşağılık kompleksine düşmek, menfi görüşlere kapılmak; zararlı yaşayış ve faaliyetlere yönelmek gibi durumlar ortaya çıkabilir; hatta bu gibi durumlar yurt içinde de vârit olabilir.
208 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Dedem Korkut Ata
Fuat Köprülü Dede Korkut Hikâyeleri için şöyle demiştir: "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkuttu öbür gözüne koysanız, Dede Korkut ağır basar." Şahsen dedigi kadar vardır. Milli kültürümüz açısından çok değerlidir. Eski Türk geleneklerinin en güzel örneklerini, halk hikayelerinde işlenen birçok motifi bulabiliriz. Toyların yapılması, çocuklara bir kahramanlık yaptıklarında adlarının konulması, bir olay olduğunda Dede Korkut'a danışılması, her hikayenin sonunda Dede Korkut'un gelip halkı soylaması iyi dileklerde bulunması çok önemlidir. Alkışlar, kargışlar, atasözleri, deyimler vs. açısından bolluğu Türkçenin ne kadar zengin olduğunun göstergesidir. Ayırıcı Türk toplumundaki kadının önemini göstermesi, cesurluğunu anlatması ne kadar değerli olduğunun kanıtıdır.
Dede Korkut Hikâyeleri
Dede Korkut HikâyeleriDede Korkut · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202010,3bin okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Tarih
Hayatımızdaki alışkanlıklarımız, kültürümüz, değerlerimiz gibi aklımıza gelen çoğu şeyin bir tarihi veya tarihte bir açıklaması var. Kitap çoğunlukla bu tarz konular üzerinde duruyor. Toplam üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümü milli günlerin kutlanışındaki tarihin önemi üzerinde duruyor. Burada iki örnek vererek konu ayrıntılı inceleniyor. Verilen iki örnek olaydan biri İsrail’in Masada kutlamaları iken diğeri ise İran’ın Kûrus kutlamaları. İkinci bölüm dini günlerin, bayramların kutlamışındaki tarihin etkisi ve önemi olmuş. Burada ise üç dinde kutlanan özel günler ve bayramlar ele alınmış. Aynı zamanda üzerinde durulan başka bir konu ise devletlerin ve yöneticilerin soylarını tarihi bir yere bağlama çabaları. Son bölüm ise çeşitli tarihi devletlerin ve olayların yüzyıllar sonra hatırlanışı ve gün yüzüne çıkarılışı üzerinde olmuş.
Tarih
TarihBernard Lewis · Kronik Kitap · 202370 okunma
Reklam
... Mazimiz ve eşsiz öz kültürümüz kötülenmiş, terk edilmiş, aradan geçen yıllar sayesinde unutturulmuş, yeni nesillerden gizlenmiş, aşılanmak istenen yabancı kültür ise milli bünye tarafından reddedilmiş, tüm ısrarlara rağmen tam tutturulamamıştır.
Sayfa 75 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
Türkiye'de ise “Millî"nin sınırları tarihimiz ve kültürümüz göz ardı edilerek masa başında çizildi. Böylece parçalanan ve ideolojik kaygılarla meccanen harcanan "Millî müktesebât”, maalesef gündelik politikanın polemik sahası haline geliverdi. Ve bu polemiklerin asgarî maliyeti "bize has" kimlik problemleri olarak ödendi, hâlâ da ödeniyor. Bize has diyorum, zira, dünyada bizim gibi bir tarihi geçmişe sahip olan bir toplumun kimlik krizi yaşamasi, ancak bize has muhteşemlikte bir beceriksizlikle mümkün olabilirdi.
195 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.